İkram ettin bana 3 gün düşünüp tek bir cümleyi tanımlarda kalma sevda darmadağan olmak gibi yalnız bana ver seni,ben israf etmem zerreni,çok kavga izim var benim masum değilim sen gibi, Sen meleksin '' SüT KoKaN BeBeK '' gibi. Kapat gözlerini nicedir karanlıktayım,gözümü alıyor farların, '' Seni bir kibrit kutusuna koyup dizelerime sakladım!. ... '' ...Hüznüyle kibritleri ıslanan kibritçi kızım... Biz gömülmeden tedirgin ettiğim için seni affet şimdiden! ve ey hayat.. Ey yaşananlar ey gözü karalığım ey mutlu an(ı)larım ey umursamaz tavırlarım... Nerelerdesiniz..¿ Sizlersiz yaşamak nasıl olacak bilmiyorum ama olacak... Üzgünüm “Müebbet” indeyim..! Dünya diyerek adlandırılan bu yeryüzü;İçine sığamadığım kusursuz bir cezaevi ve ben ...En yaşanılası yerlerinde;.. kişiliksiz kimliksiz geziniyorum artık... Yürek hissiz beden cansız!... Baktığım her yerde bir boşluk varsa... Bastığım her zemin çamursa ve gömülüyorsam... ..Aldığım her nefes zehir geliyorsa Tabiata aykırı düşmüşsem.. ..ve "Allah'ın verdiği canı sadece Allah alır"Olgusu yaşayışıma tek sebebim olmuşsa... Şimdi iyi dinleyin..!...Dinlemesi gerekenler... “Bir Gün..!Bir gün bu yeryüzünden firara yeltenirsem eğer; Beni Bu hale koyanlara bırakacağım lanetimi..! ...Bu yeryüzü kaldıramaz...Bu kâinat kabullenemez... Başkalaşmış aşkların başkalaşmış adam ve kadınlarıydı onlar. Yüzlerinden tanırdınız onları, ifadelerinden, pazarlıklı gülüşlerinden, Masum olanı yaşatmazdı yürek müsfetteleri... Acıyı da böyle uyutmuşlardı, Aşkı da ... Oysa Aşk, içinde acı olmadan ne kadar ''ONUR''lu olabilirdi ki ... Hesaplar , beklentiler, yoktu. Korku vardı, dinmeyen sancılar vardı. Ağustos gecesinde üşüten ayazlar vardı. ...Çaresizlik vardı dört duvarda... ♣ ♣ ♣ Kıyısız deNizlere bıraktım keNdimi!.. Ölümün iÇinde tekrar teKrar ...öLmEk üzeRe... ♣ ♣ ♣ Aradan çok yıllar geçti çok sular aktı düştüm bu hale Eller heva hevesine düşkün Konuştu halimi yedi mahalle Herkes anladı ne yazık ki anlatamıyorum derdimi ''Yar''e Kalbim ellerden düştü oldu ciğer de pare pare!.. Göründüm güçlü düzeldim sandım ama hep bunalımdayım Ne mümkün dengede durmak, Fırtınadan bir uçurumdayım. ..Daha filmi anlatmadan ağlarsın sen nasıl bir insansın? ...Ben senle aşka düştüm parçalandım tane tane.. ..Birazdan idam fermanımı imzalıyorum... Anlamıyorum ; hiçbir insanı çepe-çevre sarmayan bu ''Ayrılık Oyunu'' bedenimde yer ediyor ya ağlıyorum!.. İlk defa gözyaşlarımı bu kadar yakından görüyorum… Daha da çok ağlıyorum bu yüzden… ...Birazdan bir damla daha düşecek yüzümden sana… SADECE SANA!.. “hangi günahın bedelini çekiyoruz… ölüyorum bu sefer biraz değil.” .Ya ben bir fazlalığım ya da var bir fazlalığım... Acıma yıkıldım ayaklarımdan beni bir vapura bağlayın; Okyanus,deniz aştırın,beni ona ulaştırın,pencereden sarkıtın,düşsün gariplere paralarım!.. Ben sevmek sen tarzanca biliyorsun ''AŞK''ı bu yüzden çok sevdim seni ben.. Ey tertemiz ''Her Dilde Sev Beni Sen'' şiirimin gizli öznesi !... Adını sormasınlar bana söyleyemem!... . . . Benimsin SEN . . . BiLmem ki hangi rihter öLçer sarsıntıLarımı . . . - Artçı seLLere verirken sitemimi - Sana “SUS”arken- öLüme “SU”sarken- MüpteLâsıyken kahramanı bıçakLanmış masaLLarın aşk için aşıkLarı ezip geçmişken- Susma Ömrüm!... ...Şehâdet getir cinnetime Yağdı yağmur aktı sel doğdu Eylülün kızı Esen günün sürpriz ismi Ehlen ve sehlen. Gergedanın ezik kalbim üzerinde koşturması,aynı benin farklı elde yepyeni bir hal alması, Uykudan evvel yolculanan günün hatırlanması, Derinden bir iç yanması. Bana gelirsen kalbin elinde gel kemiklerinden sıyrılıpta gel baharı bekle akasyalarla gel Çuvallamayız korkma bir rumuz ikimize de yeter. Söyle bana daha önce hiçkimseciklere söylemediğin sözler...
Y ü r e ğ i m, toparlan gidiyoruz! /ya da toparlandım gidelim!/ ârafta kalakalmak yakışmadı bize; bir adım atalım hadi, “ y â r ” deyip susalım; “ y â r ”dandır deyip razı olalım!
İçi doldurulamamış bir sevdanın Boşluğunda Seni Kaybettim… (d)arlandım…Katı bir “ES” le bitti bu şarkı… SUSUYORUM…
“ Ç ü n k ü ” dedi Züleyha, “güzelliğin bir derin kuyu senin. Bir düşenin kurtuluşu kolay olmaz. Ne mutlu kalbine Sen düşene, ve ne mutlu Sen’in kalbine düşene…”
Bir gece oLsun seninLe sabahLasın bu gözLer. DiLerse bir daha görmesin günü. Bir kez oLsun bana akan bir şiir oL deLi deLi. OL ki boğazıma düğümLenen maziyi unutayım. AnLamını yitiren keLimeLerLe ört üzerimi. Yüreğine kurban oLduğum sevdiğim. Senin için canımdan vazgeçerim. Tek yaşam sebebim sensin. YokLuğunun siLahını dayama şakakLarıma sakın ! Yoksa… Yoksa öLürüm . . .
' bir yerlerde beklediğini sandığımız büyük rüyalar galiba artık heyecanlandırmıyor kimseyi nicedir eksildi içimizden o çekip gitme duygusu eski neşesine bir türlü kavuşamayan kalbim saçıp savurdu buraya gelene kadar içindeki şarkıları şimdi gündelik hayatın sade gürültüsü, kuru düzeni kuşatırken sessizliğimi ardına saklandığım kelimeler kadar bir hayat ölmeden önce okunacak, yazılacak birkaç kitap.. ' Murathan Mungan
Daha ne kadar özleyebilirim seni? Şimdi yalvarsam geçmişime Bir gün daha yaşamak istesem misket oynadığım sokakta İlkokuldaki yerli malı haftasına katılsam? Bana 3 beden küçük gelir çocukluğum ( Sen de öyle sevgilim Boşluğunu dolduramaz kimse demiştim giderken Gelme.. Sana bol gelecek artık bu aşk! )
uyku tutmadı sen tut beni en son koynunda unuttum günaydın dilimi gözlerinde büyüttüm yüreğim sende cocuk kaldı hadi kalk gidelim bizi görüp yazacaklar az kaldı Ellerim tutmadı vedada beni kendine bağışla
O'na de ki; uykusuz bir şehir saatleri belirsiz gece nöbetlerim ve olmak istemediğim bir yerde bir ..... ağustos'unda yasa dışı notalardan oluşmuş yalnızlar senfonisi hükmündeyim...
Sevdiğim, senin için kopardım bu çiçeği! Evet, rengi uçuk ve koku yok tacında Çünkü kökü dağların bu çetin yamacında Yalnız su yosununun acı tuzunu içmiş. Dedim ki: garip çiçek, şu tepenin üstünden Bulutların, yosunun ve teknenin gittiği Uçsuz bucaksızlığa yolcu olmalıydın sen. Git öyleyse bir kalbin Herşyeden daha derin uçurumunda dağıl Başka bir acun olan o göğüste sol artık Göğün seni sular için yarttığı besbelli Ben'se Sevda'ya adadım işte seni
Gökkuşağı da çözülüyorsa…Umut etmenin ne anlamı var…… Tüm keramet….Çocuk gözlerimizdeymiş meğer….Desem de….Çocukken bozulmuştu gözlerim…Sanırım o yüzden…Yaralandım çokca……Sanırım o yüzden sevmeyi beceremedim hiç…. Sanırım o yüzden….Şimdi yakıyor beni soğuğun...
Gidişlerime kulak asmayanları umursayacak değilim Kırgın ve kızgın da değilim Ben sadece sevdiklerime kızarım Bunu bilmedikleri için pek iyi değilim...
"Rüyamda kendimi kelebek olarak gördüm. Acaba ben, rüyasında, kendini kelebek olarak gören bir insan mıyım, yoksa insan olarak gören bir kelebek miyim?"
Bilsen .. Böler miydin beni parçalara sevgili.. İçimde binlerce parça sana aşık.. Senden uzaklarda vuslatı bekleyen bir kalbin yandığını bilir misin sevgili…
Sus gönlüm. Bir elif miktarı sus. Az kaldı bahara...Dayan gönlüm. Denizin içinde meydana gelen görünmeyen dalgalar gibi yüreğin biliyorum. Beklemekten başka çare olsaydı, seni durdurmazdım... İnan bana... Ama yok. Başka çare yok. Unutma ki ilaç bile beklemeden tesir etmez, çiçek bile vakti gelmeden önce açmaz...