Richelle Mead - Vampir Akademisi Serisi 3 - Gölge Öpücük

Dimitri pek bir şey olmamış gibi davranıyor. Rose da öyle. Yine eski hallerine dönüyorlar ama kavga etmiyorlar. Derken Rose'a Adrian'dan bir kutu parfüm geliyor ve Rose onları iade etmek için Adrian'ın odasına gidiyor ve Dimitri'ye yakalanıyor. bu sırada Victor Dashkov da duruşmada sizin aranızda olanları söyleyeceğim diyerek Rose ve Dimitri'yi tehdit ediyor ve söylüyor da. ama kimse inanmıyor buna.
Rose Yeterlilik sınavını kampüste Christian ve Lissa ile birlikte alıyor. Bu sınavda en iyi gardiyanlar Strigoi gibi giyinip öğrenciye saldırıyor ve öğrencinin Moroi'sini koruması bekleniyor. Rose, okuldaki en güçlü 3 gardiyanı tek başına yere seriyor. Ki Rose Jean'i saf dışı bırakıyor, herkes izlemeye geliyor neler oluyor diye, sonra Yuri diye bir gardiyanla savaşıyor ve onu da yeniyor. Arkasını dönüp baktığında Dean diye bir çırağın kendi Strigoisini öldüremediği görünce onu kenara çekip, o gardiyanı da kendi başına halletmeye çalışıyor. Ama gardiyanın yüzüne baktığında dimitri olduğunu görüyor. Rose önce şaşırsa da, sonra başlıyor karşılık vermeye. Dimitri çook hızlı o yüzden de Rose, eğitimlerde nasıl savaşıyorlarsa öyle savaşmaya başlıyor. Birbirleriyle o kadar uyumlu savaşıyorlarki herkes kenara geçip büyülenmiş şekilde bunları izliyor. sonra Dimitri Rose'u düşürüp üstüne çıkıyor ve tam boynundan ısırma hareketini yapacakken Rose suratına dirsek atıp dimitri'yi yere yuvarlıyor sonra o üstüne çıkıp, sahte kazığı ile hareketini yapıyor ve Dimitri teknik olarak ölmüş oluyor. herkes alkışlamaya başlıyor. Rose ise Dimitri ile çook yakın durdukları için sadece ona bakıyor. Dimitri de öyle.
Sonra bir gün Kraliçe Tatiana Rose'u çağırıyor ve Christian ile Lissa'nın asla birlikte olmayacağını, onları ayırıp Lissa ile Adrian'ı evlendireceğini söylüyor ve Rose'a da Adrian'dan uzak dur diyor. rose halbuki Adrian'ı sevmiyor. Adrian ona aşık.
Rose Lissa'yı ayakta tutan gölgelerin öptüğü olduğu için Lissa'dan aldığı tüm karanlık onda birikiyor ve kendisini sinirlendiren herkese işkence yapmaya başlıyor. Camille ve Ryan'ın ödünü öyle kötü kopartıyor ki..
Bir gün Jesse, Lissa'yı dövüyor arkadaşlarıyla. Lissa'nın etki yeteneğini göstermesi için. Bu sırada Rose da Mason'un hayallerini görmeye devam ediyor. Herkes Rose'u deli sanıyor ama Rose gölgelerin öptüğü olduğu için Mason'u görüyor. Derken Rose Lissa'yı her yeri kanla kaplı bulunca Jesse'yi fena benzetiyor ve dimitri Jesse'yi Rose'un elinden zor alıyor. Sonra Rose ile Tasha'nın önceden kaldığı kulübeye gidiyorlar ve dimitri orda ona ilk yardım yapıyor. Rose kaçmaya çalışıyor hatta Dimitri'ye sağlam bir tane de vuruyor ama Dimitri bu sen değilsin fln diyerek onu kendine getiriyor. Rose da en sonunda delirdiğine inanmaya başlıyor. Ama dimitri ona sen deli değilsin ve bunu aşacaksın, ben seni bu yüzden seviyorum diyor ve öpüşüyorlar. Sonra Dimitri ve Rose bir an duruyorlar ama Dimitri Rose'u yeniden öpüyor ve birlikte oluyorlar. Külübeden çıktıkları an Rose Mason'u görüyor ve Mason "geliyorlar" diyor ve akademide neredeyse 20 tane Strigoi olduğunu anlıyorlar. Dimitri savaşırken Rose da diğer gardiyanları buluyor. Sonra Rose Christian'ın kilisede tek olduğunu öğreniyor ve onu bulmaya gidiyor.Christian'ı buluyor ve geri dönerken Strigoi'lerle karşılaşıyorlar. Rose onlarla savaşıyor ve tam bir tanesi rose'un boynunu kıracakken Christian onu elementi ile yakıyor. Sonra akıllarına bu yolla tüm strigoi'leri öldürmek geliyor ve birlikte hareket etmeye başlıyorlar. Christian yem olarak öne atlayıp ateşle dikkatlerini dağıtırken Rose da onları arkadan yakalayıp kazıklıyor. Yirmi strigoi'nin 10'unu fln onlar öldürüyor ve herkes yine hayran kalıyor. Kirova bile Rose'a imreniyor yani.
rose ve Christian bir tane Strigoiyi kaçırıyorlar. Sarışın biri, giderken Rose'a son dragomir'in kanını içeceğim diyor ama Rose çok uzakta olduğu için onu bırakıyor.
Sonra Rose ile dimitri ormanda yürüyüşe çıkıyorlar ve Dimitri Rose’a “bu sabah olanlar hakkında” diyor ve Rose da onun lafını kesip “Biliyordum. Bunun geleceğini biliyordum diyor ve Dimitri’ye şimdi bunu ne kadar yanlış olduğunu, bird aha asla olmayacağını fln söyleyeceksin” diyor ama dimitri onu öpüyor ve Rose’a seninle yaşadığım hiçbir şey için pişman değilim gibi bir şey söylüyor. Sen mezun olunca ben başka birini koruyacağım ve o zaman birlikte olabiliriz. Ama eminim ki annen benimle gerçekten fena bir konuşma yapacak diyor ve Rose gülüyor. Sonra yine geri dönüyorlar.
Bir süre sonra Jesse ve Ralph'n gurubunun okulun çevresindeki mühürleri kırdığını öğreniyor. Mühürler Strigoi'leri dışarda tutan 5 elementi de içeren sihirler. bu yüzden strigoi okula girebiliyor. Ve Rose sonunda Mason'a kadar her şeyi çözüyor. Dimitri'ye anlatıyor. dimitri Rose'a inansa bile saçma geliyor. Ama Rose'u okulun sihirsiz bölgesine Mason'la görüşmesi için götürüyor. Mason'a soruyor rose, strigoi'ler nerde diye, o da yanıtlıyor. Dimitri orası çook açık desede altında mağaraların olduğu ve okuldan sadece 6 km. uzakta olduğu ortaya çıkınca bir takım hazırlanıyor. (rose ve christian'ın da içinde bulunduğu) Bu takım gidiyor tam savaşırken Rose'un yakalayamadığı sarışın Strigoi, Dimitri'ye arkadan saldırıyor ve annesi Rose'u ordan çıkartıyor. Belikov için bişey yapamayız diyor. Rose gözlerinden akan yaşlarla kampüse dönüyor ve Lissa'ya eğer hayatta ise Dimitri’yi iyileştirmesi için yalvarıyor. Ama Lissa yapamam, gücümü kullanamam diyor. Sonra Lissa, rose'un bakışlarını, dimitri için ona yalvarışını görüyor ve anlıyor. ama rose'a hiçbir şey sormuyor. Gardiyanlardan oluşan bir takım gidip çevreye bakıyor ve Dimitri'yi ne ölü ne de diri bulamıyorlar. Annesi bunu Rose'a söylediğinde Rose2un aklına iki ihtimal geliyor. birincisi onu yemek için saklıyorlar, ikincisi onu dönüştürdüler. ağlayarak Mason'a gidiyor. Sesleniyor ve soruyor. Mason, dimitri öldü mü diye.. mason hayır diyor, sonra yaşıyor mu diyor, mason yine hayır diyor. Rose sonunda zorlukla Dimitri Strigoi mi oldu diyor. Mason kafasını sallıyor.
Rose aradan 3 hafta geçince Adrian'ın odasına gidiyor. Adrian'a okulu bırakacağını ve paraya ihtiyacı olduğunu söylüyor. Adrian, sana neden bu parayı vereyim ki dediğinde Rose ona çok tatlı bakıyor ve adrian diyor ki, "lanet olsun Rose, bu bakışların üzerimdeki etkisini kullanıyorsun. Adil değil" Ama rose'un paraya ihtiyacı var ve tek umudu adrian. Adrian Rose'a bir çek veriyor ve ondan bir söz alıyor. döndüğünde bana gerçekten bir şans verir misin diyor ve Rose Adrian'ın bunca zaman gerçekten onu sevdiğini anlıyor. Ona tamam diyor ama aslında bu bir yalan. Sonra kütüphaneden okulu terk etme raporlarını buluyor ve dolduruyor. Kirova'ya verdiğinde, kadın gitmesin diye neredeyse ona yalvarıyor ama Rose diyorki “bugün benim doğum günüm, yani reşitim. hiçbir şey yapamazsın. ayrıca bir kavgada seni alt edebileceğime eminim." Kirova pes ediyor ve Rose kampüsün dışına doğru yürürken Lissa geliyor. ve rose ona gideceğini söylediğinde hiç şaşırmıyor. her şeyi çözdüğünü söylüyor ve ona dimitri ile bağı hakkında sorular soruyor. Sonra Rose neden gittiğini anlatamayacağını söylüyor. Lissa ben çoktan anladım diyor. (ilk kitaptan bu kısım) Alışverişteyken ikinizin birbirinize Strigoi olmaktansa birinin beni öldürmesini isterdim dediğinizi duydum diyor. Rose'a gitme diyor, ağlıyor. Rose ise kararlı, Lissa onu etkilemeye çalışıyor ama Rose anlıyor ve ona bağırıyor. Kavga ediyorlar, Lissa ağlamaktan perişan oluyor ama Rose Dimitri'yi avlamak zorunda olduğunu söylüyor. Lissa ona ağlarken diyorki, onu benden daha çok seviyorsun. Rose da gitmem gerek diyor. Onu öyle ağlayarak bırakırken, kampüsün dışına çıkıyor. Mason'a sesleniyor. Mason, onu öldüren Strigoi öldüğü için artık huzura kavuşmak üzere. Rose ona Dimitri'nin yerini soruyor ama o "bu işte yalnızsın" diyor ve Rose Mason'a seni özleyeceğim diyor. Mason gittikten sonra da, sevdiği adamı öldürmeye gideceğini düşünüyor ve onun nerde olduğuna dair iyi bir tahmini var. O zaman yürümeye başla Rose diyor kendine ve kitap bitiyor.4.Kitap Dimitrinin ailesine gidiyormuş.
Bi kaç olay geçiyor başından ve Dimitriyi buluyormuş ama tereddütünden dolayı onu
öldüremiyormuş ve Dimitri onu götürüyor.
Dimitri Strogi olmanın çok güzel olduğundan bahsedip duruyormuş.Hatta Rose'u da
strogi yapmak istiyormuş.
Aralarında yakınlaşmalar falan oluyormuş.Rose en sonunda nasıl oluyorsa Dimitri^yi
öldürüyor ve kaçıyor bir şekilde.
*
Akademiye geldiğinde odasına bir not buluyor.

Yapmayı unuttuğumuz bir ders daha: düşmanın öldüğüne emin olmadan asla ona arkanı dönme. çok yakında yeniden görüşeceğiz
sevgilerimle, D.
Ve notun yanında da Roseun Dimitriye sapladığı kazık.
Bu arada bu zamana kadar Rose'un öldürdüğü Strogi sayısı 20'yi aşıyormuş sanırım.

Böyle birçok şey oluyormuş.
Ben bu anlattıklarımın daha ayrıntılı olanlarını okudum.
Bu arada birinci kitapta Rose'un
babasının Türk olmasından bahsediliyordu.
2.Kitapta Roseun annesini görebiliyoruz ama Babasıyla ilgili bir bilgi yok.3.Kitapta varmış.Babasının adı İbrahim'miş.Kraliçe Tatiana'dan öğreniyormuş.
1.Kitapta Vasilisa'ya aşırı moral bozucu davranan kraliçe.

 

3.kitaptan bir bölüm:-Aman Tanrım! Sen Rose Hathaway'sin değil mi?
-Evet. Beni tanıyor musun?
-Ah, herkes seni tanıyor. Yani... herkes senin hakkında duydu, sen strigoi'lerden kaçıp, onları öldürmek için geri gelen kızsın. Bu çok havalı. Molnija işaretlerin var mı?
-Evet, iki tane.
-Aman Tanrım! Vay..
-Adın ne?
-Jill. (biraz kısaltıyorum.)
...
-Az önce giden Gardiyan Belikov muydu?
-Evet.
-Gerçekten mi?! Duyduğumdan bile tatlıymış. O senin eğitmenin, değil mi? Yani özel olarak?
-Evet.
-Vay canına. Biliyor musun, siz öğretmen-öğrenci gibi davranmıyorsunuz. Daha çok arkadaş gibi. Antrenman yokken onunla takılıyor musun?
-Ee, evet, bir bakıma. Bazen.
-Biliyordum!!! Hayal bile edemiyorum-Eğer sürekli onun yanında olsam bir işi doğru düzgün beceremez, çılgına dönerdim ama sen çok serinkanlı davranıyorsun, sanki "evet, ben bu tamamen ateşli çocukla birlikteyim ama herneyse, bir şey fark etmez." gibi..
-Bence sen bana hak ettiğimden daha fazla itibar veriyorsun.

Jill - İmkanı yok. Bu arada o hikayelere de inanmıyorum.
R: Ne hikayesi?
J: Senin Christian'la kapıştığına.
R: Teşekkürler.
J: Ama diğer hikayeden emin değilim.
R: Ne diğer hikayesi?
J: Sen ve Adrian Ivashkov-..
R: Ne duyduysan hepsi yalan
J: Ama çok romantikti..!
R: O zaman kesinlikle yalan! **R: Hey, burada seninle tanışmak isteyen biri var. Dimitri, bu Jill. Jill, dimitri.
(Kıpkırmızı olan Jill, dimitri'nin elini sıktıktan sonra koşarak kaçar. )
R: Jill, benim kim olduğumu biliyordu. Onda biraz kahramana-tapınma olayı var.
D: Bu seni şaşırttı mı? Yani, öğrencilerin sana bakışı?
R: Bilmem. Hiç düşünmedim. Sadece onlar için o kadar da iyi bir rol modeli olduğumu düşünmüyorum.
D: katılmıyorum. Sen canayakın, kendini işine adamış, ve yaptığın her şeyde çok üstünsün. Düşündüğünden daha fazla saygı kazandın.
R: Yine de Victor'un duruşmasına gidecek kadar değil, görünüşe göre.
D: Yine bu olmaz!
R: Evet, olur!

 

of süper yaaaaaaaaaaaa

 

Gerçekten çok güzel biran evel çıksada okusak

 

mayıs sonu hazıran başı arkadaşlar aradım sordum artemisiiii

 

Eğer kalbinin sesini dinlemesi Rose için en yakın arkadaşını kaybetmek demekse…?
Rose Hatthaway birgardiyanı sevmenin yasak olduğunu biliyordu. En yakın arkadaşı, Lissa—son Dragomir Prensesi—her zaman önce gelmeliydi. Maalesef, ama iş muhteşem Dimitri Belikov’a gelince, bazı kurallar yıkılabilrdi….
Fakat ilk defa bir Strigoi öldürdüğünden bu yana, Rose kendini iyi hissetmiyordu. Bazı karanlık düşünceler aklında büyüyordu, ve hayalet gölgeler ise Akademi’nin demir kapılarına yakın kurulan korkunç planların habercisiydi. Ve şimdi ki Rose ve Lissa’nın can düşmanı, Victor Dashkov, özgürlüğüne kavuşmak için bir duruşmada, Moroi dünyasında tansiyon hiç olmadığı kadar yüksekte..
Lissa’ya Dimitri hakkında yalan söylemek bir derece, ancak işin ucunda arkadaşlıktan da öte şeyler var. Ölümsüz olanlar sinsi sinsi dolaşıyor, ve Rose’un çalmış olduğu hayatlar için intikam istiyorlar. Kabuslarının en kötü rakibiyle kalpleri durduran bir savaş içinde, Rose hayat, aşk, ve onun için çok şey ifade eden iki insan arasında seçim yapmak zorunda kalacak….ancak onun bu seçimi sadece bir kişinin yaşaması demek mi olacak?

 

ingilizceden türkçeye çevrilmiştir arkadaşlar

 

ingilizceden türkçeye çevrilmiştir arkadaşlar yanlışlıklar olursa kusura bakmayın

 

Bir an önce Çıksa da alsak okusak yhaa
Dimitri'nin böyle olacağı aklımın ucundan geçmezdi.. O da bir ucube oluyor yaw... :/
Neyse Az kaldı Mayıs-Haziran
Teşekkürler.. Melisa-1

 

AAAH AAHHHH çoook merak ediorum yhaaa

 

galiba 4. kitapta rose victor dashkovdan yardım istiyormuş strogileri geri döndürmek için bir büyü varmış bu büyüyüde sadece victor(lissanın amcası) biliormuş onun adına mahkemede yalancı şahitlik yapıcakmış.

 

Henüz yardım istemedi,4. kitapta victor dönüşümü sağlayabilecek insanı tanıdığını söyleyerek Rose'un kafasını karıştırdı sadece,muhtemelen bu yardım 5 te istenir, ki istese bile bu işi becermeleri çok çok zor artık :/

3.kitaptan bir Rose&Adrian konuşması ekleyeyim::Lv:

Rose psikiyatrisiyle konuşmuştur,ve psikiyatrisi Dmitri olayının ulaşamadığı bir hedef olduğu için takıntıya dönüştüğünü,bunun için başkasını sevemediğini söyler. Bunun üzerine Rose bunu test etmek ister.

R:Birden aklıma bir fikir geldi."Yap şunu"
A:"Neyi yapayım?"
R:"Üzerimde baskı kur"
A:"Ne?"
R:"Seni öpmemi istemem için üzerimde baskı kur-tabi beni gerçekten öpmeyeceğine söz vermek şartıyla"
A:"Bu biraz tuhaf -ve biliyorsun,eğer ben birşey için tuhaf diyorsam durum ciddidir."
R:"lütfen!"
A:"Seni öpmek istiyorum Rose"dedi yumuşak bir sesle." Ve senin de beni istemeni istiyorum"
(Rose bu arada öpmeye istekli hale gelir )
A:"İstiyor musun?"dedi,sesi kadife gibi yumuşaktı."Beni öpmek istiyor musun?"
R:"Evet" dedim. Yüzü bana yaklaştı. Ağzı bana sadece bir nefeslik mesafe uzaklıktaydı. Çok,çok yakındık ve sonra ---
A:"Yaptık" dedi geri çekilerek......

 

arkadaşlar size süper bir spoiler vereceğimmmm :ü



Spoiler:

Rose köprüye ulaştığında, köprünün çok yüksek olduğunu görüyor ama savaşmaya kararlı. Bu yüzden hemen yüzüğü ve kazığı saklıyor, köprünün üstüne doğru tırmanmaya başlıyor ama yüzüğü çıkardığı için Dimitri’ye saldıran ruhlar onu da rahatsız etmeye başlıyor. Dimitri’ye yaptıkları gibi incitemiyorlar ama Rose korkudan deliye dönüyor ve aynı Mason’un hayaletini görürken olduğu gibi korkunç baş ağrıları çekmeye başlıyor.
Sonra Rose geriye bakıyor ve “muhteşem” bir şey gördüğünü düşünüyor. Dimitri hala ölmemiş, ona doğru yürüyor. Rose da onun bu halini anlatmak için “her adımıyla ölüm getiren gerçek bir tanrı” diyor. Ruhlar hala Dimitri’ye saldırıyor ama Dimitri’nin umurunda değil. Rose arkasını dönüp daha hızlı tırmanmaya çalışıyor. Sonra köprüye çıkmayı başarıyor ama o kadar güçsüz ki ayakta zor duruyor. Ve ruhlar da onu rahatsız etmeye devam edince yere düşüyor ve baş ağrısına tahammül etmeye çalışıyor.
Dimitri’ye baktığında hala yavaş yavaş geldiğini görüyor ve ayağa kalkmaya çalışıyor ama başaramıyor. Sonunda yüzüğü geri takmaya karar veriyor. Bütün vücudu yaprak gibi titriyor, hatta başı döndüğünden yüzüğü düşürdüğünü sanıyor. Sonunda yüzüğü takmayı başarıyor. Ama ruhlar hala orda..
Gözlerini kapatıp ruhlara gitmesini söylüyor, Mark’ın söylediklerini hatırlıyor. (Ölüyü çağırdığın zaman kolay kolay kurtulamazsın.) Sonunda bağırıyor “gidin” diye ve ruhlar teker teker kaybolmaya başlıyor. Böylece Rose, eski dikkati toplanmış haline geri dönüyor ama tam da beklediği gibi aşağı baktığında hayaletlerin Dimitri’yi de terk ettiğini görüyor. Bu yüzden Dimitri strigoi hızına kavuşuyor. Sonra “Kahretsin!” diyor ve ayağa kalkıyor. Dimitri hala çok hızlı değil ama ona yetişebilecek kadar hızlı. Dimitri ona ulaşıyor ve Rose’la karşı karşıya kalıyorlar. Rose artık güçlü ama yine de Dimitri kazandı diye düşünüyor.
Dimitri ona “bir başka gölgelerin-öpücüğü etkisi mi?” diyor ve Rose da “Evet ama görünüşe bakılırsa hayaletler strigoileri sevmiyorlar” diyor. Dimitri de ona “sen de onları pek seviyor gibi görünmüyorsun” diyor. Rose dikkatlice bir adım geriye gidiyor ve konuşmaya başlıyor. “Beni dönüştürmeyip, öldürmeye karar verdiğin kadar ileri gidebildim mi?” diyor. Dimitri gülümseyip, “Hayır. Gölgelerin-öpücüğü olmanın çok fazla özelliği var.. Seni dönüştürdüğümde kaybolacak olmaları ne acı.” diyor. Rose da hala planın bu olduğunu, Dimitri’nin onu sonsuza dek yanında tutacağını anlıyor. Ona “beni dönüştürmeyeceksin” diyor. Dimitri de “Rose, kazanabilmenin hiç yolu—“ diyince Rose “hayır” diyor. Hemen ardından köprünün korkuluklarına tırmanıp, bir bacağını aşağıya doğru uzatıyor.
Dimitri donup kalıyor, “Sen ne yapıyorsun?” diyor. Rose da “Sana söyledim, Strigoi olmaktansa ölmeyi tercih ederim. Senin gibi olmayacağım –ya da diğerleri gibi. Bunu istemiyorum. Sende istemiyordun.. bir zamanlar” diyor ve ağlamaya başlıyor. Sonra diğer bacağını da korkuluklardan aşağı uzatıyor ve aşağıya –akan suya bakıyor. Sonra Dimitri’yle kendi ilişkisini düşünüyor. Eğer suya çok hızlı dalarsa, kesinlikle ölecek. Yaşasa bile yüzecek kuvveti olmayacak. Suya –ölümüne bakarken Dimitri ile ilk defa yan yana oturdukları ana gidiyor… Strigoi olurlarsa birilerinin onları öldürmesini istediklerini söyledikleri zamana.. Dönüp Dimitri’ye bakınca kabul ediyor, ölümün bundan daha iyi olduğunu. Ve yine atlamaya hazırlanıyor.
Dimitri panik içerisinde “Rose, yapma” diyor. Eğer Rose’u suyun içinde kaybederse, tamamen onu kaybetmiş olacak. Strigoi yok, dönüşüm yok.. Rose atlarsa Dimitri ona ulaşana dek, çoktan ölmüş olacak. Sonra Dimitri “lütfen!” diye yalvarıyor. Rose’un kalbi sıkışıyor çünkü bu ses Dimitri’nin normal, insan sesine öyle yakın, öyle sıcak ki.. Rose’un aklına onu seven, sevdiği, ona inanan, canavar olmayan Dimitri geliyor. Ama Strigoi Dimitri ona iki adım yaklaşınca kendine geliyor ve Dimitri’yi duyuyor “Biz birlikte olmalıyız.” Rose da “neden?” diyor (Diğer özetlerde de Dimitri’nin ona hep “seni istiyorum” demesinden bahsetmiştim, dikkat etmenizi istediğim nokta buydu. Rose’a yanlış gelen şey..)
Dimitri de ona “Çünkü seni istiyorum.” diyor. Rose da “yanlış cevap” deyip suya atlıyor. Atlar atlamaz Dimitri inanılmaz bir hızla gelip onu tutuyor, köprünün korkuluklarına geri döndürüyor, Rose’un bacakları hala aşağıya doğru sallanıyor. Rose çırpınmaya başlayınca Dimitri “Benimle savaşmayı bırak!” diye bağırıyor. Rose’u tamamen tutabilmek için geri çekmeye çalışıyor. Rose “Bırak beni!” diye çığlık atıyor. Ama Dimitri çok güçlü olduğu için onu tamamen çekmeyi başarıyor.
Sonra Rose “aslında başından beri planladığım buydu. Kendimi bırakmadan önce gerçekten ölmeye çalışıyordum. Ayrıca biliyordum ki Dimitri aynen böyle bir hareket yapabilir. O çok hızlı ve güçlüydü. Zaten bu yüzden kazığımı sakladığım elimde tutuyordum” diyor içinden.
Sonra Dimitri’ye “Hep seni seveceğim” diyor ve kazığı kalbine saplıyor. Durduğu konumdan onu öldürebileceğine emin değil ama Dimitri’nin baskısı duruyor, gözleri Rose’a kilitleniyor ve gülümsüyor. “Söylemem gereken şey buydu.” onun son sözleri oluyor. Ve sonra Dimitri düşüyor.

 

:'''''kzgn::kzgn::kzgn:ff:ff:ff::'(

 

4.kitabı bitirdiğimde en etkilendiğim sahnelerden birisi bu olmuştu:kz: Tüm kitap boyunca Rose Dimitriyleyken "beni niye istiyorsun?" deyip durdu. Dimitri'den gelen cevaplar: "Çünü sen çok özelsin", "Sen de aramıza katılırsa ço güçlü oluruz,yenemeyeceğimiz kimse kalmaz"türü şeyler...Bir "çünkü seni seviyorum diyemedi" beni de Rose'u da deli etti...Eğer söylemiş olsaydı çok büyük ihtimal,Rose Dimitri'nin onu dönüştürmesine izin verecekti. Dimitri'nin aklı başına geldiğinde iş işten geçmişti çok şükür:füü: Ama bir sonraki karşı karşıya gelmelerinde Dimitri bunu kullanır mı artık göreceğiz:füü:

 

ayy resmen ağlayaaktım yhaa:''(peki sonunda rose strogi oluyormu:'''(olsunda kavuşsunlar artık yhaaa:''''(

 

evet yada Dimitri eski haline dönsün :kzgn::kzgn:ff:ff:ff:ff::'''''off:ff:ff::''(

 

Yazara kalmış bir şey

 

seriyi okuyan arkadaşlarımız varsa bildiklerini paylaşsınlar lütfennn

 

Ben böle yazarı yolarım :kzgn::kzgn: Niye şu sevenleri mutlaka ayırırlar anlamam bunların hepsi sadist :''''off:ff:ff:ff:​