Beyaz Dizi Sevenler Buraya

'Kitap tanıtım' forumunda clondike tarafından 3 Ağu 2011 tarihinde açılan konu

  1. fatma20

    fatma20 New Member

    anne matterden atlantis rüyasını okudum güzeldi emekleriniz için teşekkürler:saygilar:

    bide bi insan birini birinin ölümüne sağlıcak kadarmı isteyebilir adam:kzgn::kzgn:
     
    Nayiri bunu beğendi.
  2. alkane

    alkane Well-Known Member

    Ahh meleksi nasıl atlamışsın o kitabı,:ha:eek: çilli ve ürkek kızın yaşadıkları beni de derinden etkilemişti.:'(O seride galiba en duygusal kız buydu...gerçi türkçeye çevrilmemiş bir kız kardeş ve abinin hikayesi daha var..onlar nasıl bilemiyorum.

    Allah rızası için çeviren olsada okusak:füü:
     
  3. paris2012

    paris2012 New Member

    :Ops::cigara::eek:ff::kzgn:YORUMSUZ :kzgn::kzgn::help::dil::'(


    'Hayatında Hemingway'in Hayaleti Dolaşan Erkekler'


    Artık genç sayılmazdı adam. Yolun yarısını devirmişti, hem de çoktan. Durup bakacak yaştaydı geçmişe, kendine, ilişkilerine. Eskiden sevdiği mekânlara uğramıyordu nicedir. Konuşmuyordu kadim dostlarla her zamanki konulardan. Yeni çıkan bir pop şarkıcısıyla alay etmek gelmiyordu içinden; ne de uzaktan dudak bükmek, gazetelerde söyleşi veren simalara. Tam olarak "şefkat" olmasa bile sakin bir "idrak" sinmişti üzerine. Bir kabullenmişlik, koyuvermişlik. Kadınların peşinden koşmayı da bırakmıştı. Oradan anlıyordu ki, bedenen olmasa da "ruhen" ve "kalben" yaşlanmıştı.

    Tuhaf bir hal gelmişti üzerine ya, kendi de bilmiyordu sebebini. İçine dönmek istiyordu. Yüreğinin dehlizlerinde bir şey unutmuştu sanki. Seneler sonra gidip almak istiyor ama ne olduğunu hatırlayamıyordu. Yokladı maziyi. Yokladı zihnini. Gördü ki hayatı boyunca sevdiği tüm kadınlar birbirine benziyordu. Hepsi de dikkat çekici, alımlı ve ışıltılıydı. Lakin yaz bahçelerinde gezinen ateşböcekleri kadar kısa sürmüştü ışıkları. Hüzünle fark etti ki adam, sevdiği kadınların ışığının sönmesine en büyük sebep oydu.
    Bilgisayarı açtı. Kendine bir not yazdı. "Ben de onlardan biriyim demek: HHH. "Hemingway'in Hayaleti Hayatımda."

    Bir adam düşünün. Henüz yirmi bir yaşındayken evlensin. Yirmileri, otuzları, kırkları boyunca hep evli olsun, lakin farklı kadınlarla. Yalnız kalmaktan deli gibi ürken bir adam; karanlıktan korkan bir oğlan çocuğu adeta. Onu sarıp sarmalayacak ama sarsmayacak, kuşatacak ama boğmayacak, can kulağıyla dinleyecek ama sorgulamayacak bir kadın aramakta.

    Yanında parlasın ama gölge yapmasın. Başarılı ve parlak olsun ama öne geçmeye kalkmasın. Hızlı ve çevik olsun ama bir adım geriden gelsin. Böyle bir sevda düşlemekte. Belki de, Doğu-Batı, modern-geleneksel ayrımı olmaksızın nice erkek gibi şu fani dünyada.

    Bir adam düşünün ki çöken her ilişkinin ardından ve altından, sıyrılsın enkaz yığınından, vakit kaybetmeden yeni serüvenlere atsın kendini. Akıntıyla sürüklenen sal misali. Sadakat nedir bilmesin ve bilmeyi istemesin. Görünüşte gayet yolunda giden bir evlilik yahut ilişki boyunca dahi gizliden gizliye başka bedenler arasın. Ne aşktan ne arzudan ötürü. İhtimalleri yitirmemek için sırf, ihtimaller ki sahte bir özgürlük duygusu aşılasın. Yüreğinde kapanmayan bir yara taşısın; gözlerinde iyileşmeyen bir çizikle baksın dünyaya. Gördüğü ve dokunduğu her şeyi yaralasın bir parça.

    Bir adam düşünün. Olabilecek en yanlış koca adayı olsun. Lakin sevsin onu kadınlar, hem de ne çok. Bile bile gün gelip sevgilerinin yetmeyeceğini, tek kanatla uçan bu kuşun düşeceğini; acı çekeceklerini bile bile sevdalanan kadınlar...

    O kadar çok hatun kişi tanıyorum ki, eğitimli, kendine güvenen, ayakları sağlam basan, "modern" hatunlar hem de, böylesi erkeklere kapılmışlar. Hem de ne kapılma. Her şeyi bırakacak kadar. Kendi ilkelerini unutacak kadar. "Hayatında Hemingway'in hayaleti dolaşan erkekler"e meftun ve müptela kadınlar bir muammadır, çöz çözebilirsen.

    Hemingway, ilk eşi Hadley ile evliyken Vogue Dergisi'nin moda editörü Pauline ile tanıştı. İlk başlarda Pauline karı-koca her ikisinin ortak arkadaşıydı. Ancak kısa zamanda ortaya çıktı ki Hemingway ile ilişkisi vardı. Hikâyenin buraya kadarı sıradan, bundan sonrası şaşırtıcı. Zira Hemingway her iki kadından da vazgeçmek istemedi. İkisini de hayatında tutmaya kalktı ve bunu yapabileceğine onları da inandırdı. Ne karısının mutsuzluğu, ne metresinin hayal kırıklıkları, hiçbir şey ondaki bu inanç kadar ağır basmadı.
    Sonuç: Seneler süren mutsuz, umutsuz ama sebatkâr bir aşk üçgeni. Ta ki eşi dayanamayıp yazarı terk edene kadar. Hemingway bekârlığı tatmadan Pauline ile evlendi hemen. Ancak çok geçmeden ondan daha genç, daha parlak bir kadın girdi yazarın yörüngesine: Martha. Ayaklarını yerden kesti bu ilişki. Ayakları tekrar toprağa bastığında terk eden o oldu bu defa. Ardından dördüncü kadın geldi: Mary Welsh.

    Hemingway efsanesinin hep altını çizdiği bir slogan vardır: "Bazı erkekler monogami için yaratılmamıştır. Onlar farklıdır." Biz geri kalan faniler ilaç gibi, hap gibi alır yutarız bu sloganı. Hak veririz. Adeta "mazlum"dur. Hayatında Hemingway'in hayaleti dolaşan bir erkek; elinde değildir, tabiatı gereği böyledir, sıradan sevdalar için değil çılgın ve marjinal maceralar için yaratmıştır Tanrı onu.

    İlgimi çeken bir erkeğin kendini Hemingway ekolünden görmesi değil, esas biz kadınların bir efsaneye inanmakta bu kadar istekli davranmamız. Muamma olan bizim kendimize yaptığımız...



    Elif Şafak
    Habertürk
     
  4. LITTLE

    LITTLE Well-Known Member

    Lily tam dayaklıksın. (tamam, sakinim, şiddete karşıyım.)

    Bunu söylemeye geldim, şimdi gidiyorum.

    Manyak Lily. (çok afedersiniz.)
     
  5. nur tanesi

    nur tanesi New Member

    Arkadaşlar,
    Duyduk duymadıydık demeyin. Müdavim üye oldum bu gün.
    Havai fişekler patlatılsın,şenlikler başlatılsın.
    Gökyüzüne güvercinler salınsın. Ûç gûn tatîl îlan edîlsîn.
    Basbakan bana telefon edîp kutlasin, cumhur baskani çîcek yollasîn.

    Tamam tamam bîraz fazla yûksekten uçtum.
    Kabul edîyorum. Ama olsa ne Îyî olurdu yaa.
    Bîraz eglenîrdîk îste fenami yanî?.
    Bu arada benîm haylazlar gene netî kapti. Cepten yaziyorum.
    Bazi yerlerde noktalamalar yanlis çikiyor.
    Îdare edîn artik. Zaten cepte olmasaydim havaî fîsekleri burada
    Ben patlatirdim.
    Bîrde unutmadan aklimdayken sôyleyeyîm, Çîtlenbîk benî sultanlik makamina layik gôrmûs. Sagolsun ama asil benîm gônlûmûn sultani kendîsî.
     
  6. elletara

    elletara New Member

    tebrikler nur tanesi :)
     
  7. nur tanesi

    nur tanesi New Member

    Sağol canım. ..Elletara Darısı başına.

    Şimdiki hedefim en çok mesaj yazan kısmına adımı yazdırmak.
    Gözümü ona diktim. Vara yoğa yazıyorum ama hala o bölüme yazılmadı adım.
    Bekliyorum. Pes etmek yok.
     
  8. lili.sshi

    lili.sshi Well-Known Member

    Hangi Lily ola ki o :D
     
  9. LITTLE

    LITTLE Well-Known Member

    oyyyy :D Bu Sen Gelince'deki Lily :)

    çok sinirim ona. Şöyle bir tutup sarsasım, kendine gel be kadın diyesim var. :kzgn:

    Ay sesli güldüm lili.sshi :D
     
  10. lili.sshi

    lili.sshi Well-Known Member

    Kih Kih Kih
    Neden ya ben sevdim kendisini
    Sanırım biraz sadistim ben erkeklere çektiren kadınları seviyorum:füü:
     
  11. LITTLE

    LITTLE Well-Known Member

    ben daha bitirmedim aslında, belki daha sonra ısınırım, çok çektirmesin hafif çektirsin istiyorum. O değil de ben kadının kendisine sinir oldum. Dur tam bitirince yorumumu yaparım :)

    Şeyi daha çok sevmiştim, ikinci kitap var ya Hayalimsin, oradaki Sara'yı. (Sara'ydı değil mi kadının adı? Derek'inki)
     
  12. lili.sshi

    lili.sshi Well-Known Member

    Ayy evet o çoook tatlı yaaaa :$
    DErek i de kimselere değişmem;)
    belki birtek Conner mcEgan a değişirim :Lv:
     
  13. nur tanesi

    nur tanesi New Member

    Lili.sshi, Bende gerçek hayatta eşimin yanında uslu bir kediyimdir.
    Ama nedense Filim yada okuduğum kitaplarda baskın kadın rolleri daha çok seviyorum.

    Arada oh olsun, al sana, gördünmüü diyede tezahüratlar yaparım.
    Ahh, eşim bi bilse içimdeki vahşi kediyi şaşırır inanki.
     
  14. LITTLE

    LITTLE Well-Known Member

    Ay lili benim o kadar çok sevdiğim var ki. :D

    Mutluluk'taki Ian, Sonsuza Kadar'daki Jordan, Fidye'deki Brodick, Kralın Buyruğu'ndaki Geoffrey, bunların hepsini birleştirip tek bir adam üretmek lazım :D
     
  15. nur tanesi

    nur tanesi New Member

    Pişşt Fatma20 senin Bomda olman gerekmiyomu kız?.
     
  16. alkane

    alkane Well-Known Member

    Lıttlem,bitlem fındıklı çikolatam:D Sonsuza Kadar'daki Jason :Lv: değilmiydi?
    Jordon'da Seni Beklerken adlı kitaptaydı diye hatırlıyorum:)

    fikrine bende katılıyorum,ortaya karışık güzel olurdu:füü:
     
  17. LITTLE

    LITTLE Well-Known Member

    evet alkanem, çilekli pastam, çikolatalı kurabiyem :D yanlış yazmışım, Jason'dan bahsediyorum. Sonsuza Kadar'daki Jason. Zira Clayton'dan sonra en sevmediğim, Alexandra'nın Jordan'ı. Judith Ablanın Ian'ı ile Jason'u candır :Lv:
     
  18. meleksi

    meleksi Well-Known Member

    ağla..ağla bir hal oldum..ama iyi geldi..nasıl okumamışım diye çok hayıflandım..:kzgn:

    ortaya karışık yapınca benim :Lv:sergei:Lv:m çıkıyo ortaya:zuhaha::zuhaha::zuhaha:..ama herkes kendininkini bulsun..çünkü :Lv:sergei:Lv: benim..:cool::cool::cool:
     
  19. fatma20

    fatma20 New Member

    anne matterdan bir ömür boyunu okudum emekleriniz için teşekkürler:saygilar:

    ama itiraf edeyimki biraz sıkıldım hatta bir ara yazarında yazarken sıkıldığını bile düşündüm:füü:

    sanırım yazarın ilhamı bu kitabı yazarken tatile gitmiş sanırım:zuhaha:
     
  20. LITTLE

    LITTLE Well-Known Member

    Dün akşam lily'e (Sen Gelince'deki :D) sinir olunca, elimden bir kaza çıkmaması için, araya, İspanyol Damat'ı soktum, doğrusu atlaya atlaya okudum.

    Bunlara da sinir oldum. hem kadına, hem adama. Kadın çok aptal ve ezikti, adam da bir tuhaftı. Bu sefer de bunu söylemeye geldim, şimdi gidiyorum.


    günaydın, öpüyorum hepinizi.
     

Bu Sayfayı Paylaş