Richelle Mead - Vampir Akademisi 4 - Kan Sözü

'Kitap Özetleri' forumunda crazysweet tarafından 9 May 2010 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. evil_girl

    evil_girl New Member

    yaa bunuu yznn acaba dimka ve lissle derdi ne ???
    Herneysee en azndnn yaratcııı;)
     
  2. hilal_57

    hilal_57 New Member

    teşekkürler :D
     
  3. Freesia

    Freesia New Member

    Off cidden bu ne?? :( ama bence iyi yazmş. ztn dimitri 5.kitapta lissa'yla çok ilgiliydi:kzgn:
     
  4. erva xp

    erva xp <b>"masalcı"</b>

    yha BUZ ÖPÜCÜK TE tartışmalar bölümünde rose un yeni hayatı die bi senaryo var okurken öldüm üldüm dirildim mutlaka okuyun
     
  5. Freesia

    Freesia New Member

    Evet yazan kişi güzel yazmış :) ekliyorum:)

    Rose intihar ettikten sonra hastane…

    Uyandım. Hem de hiç istemediğim halde uyandım.hastane odasına benziyordu olduğum yer. Hep aynı şey. Neden uyandım ki sanki? Yaşamak istemiyorum ki ben.. hayatımda hiç bir şey kalmamıştı. Bitmiştim. Her şeyi kaybetmiştim. Hayatın anlamı kalmamıştı. Dimitri beni sevmiyordu. Nasıl sevmezdi beni? Cevabı bulmuştum; o beni hiç sevmemişti ki zaten.. dayanamıyorum! Keşke kurtarmasalardı beni.

    Kapının açıldığını duydu. İçeri doktor girdi. Bana baktı.

    -“kendini nasıl hissediyorsun?”diye sordu. görünüş olarak yaşlı ve tatlı bir adamdı.

    -“iyiyim” diye cevap verdim. Sesim çatlak çıkıyordu. “nerdeyim ben?”

    -“hastanedesin” dedi. Onu bende anlayabiliyordum zaten. İnsan hastanesine getirmişlerdi beni. “durumun da iyi. Merak etme. Annen dışarıda. Onu çağırmamı ister misin?”
    İster miydim?

    -“olur” dedim sadece. Doktor çıktı. İçeri annem girdi. Tereddütle yaklaştı. Ona bakmadım.

    -“Rose” dedi kararsızca. “iyi misin?” neden herkes benim nasıl olduğumu soruyordu ki? “doktor iyi olduğunu söyledi. Çok kan kaybettin, damarını kesmişsin ama iyisin” ben cevap vermeyince, “konuşmak ister misin?”

    -“Hayır” diye cevap verdim. “sadece… beni rahat bırak.” Annem bir şey söyleyemeden, “odadan çık, anne. Kimseyi görmek istemiyorum.”

    -“Tamam” dedi kararsızca. Çok üzgün görünüyordu. İlk defa bana cevap verememişti. “herkes dışarıda. Baban geldi. Lissa,christian, birde…Dimitri” ilk defa onun adını duyunca içimde bir şey kıpırdamadı.

    -“Kimseyi görmek istemiyorum” dedim yeniden. Başını salladı, arkasını dönüp gidiyordu ki, “Alex’i çağır anne. Onu görmek istiyorum” annem çok şaşırmıştı. Anladığına emindim kapıyı kapattı.
    Alex ‘in gelmesini istiyordum. Onu görmeyeli uzun zaman olmuştu ve bu durumdan beni ancak o kutarabilirdi. Alex yani Alexander, benim abim gibiydi. Küçükken çocuklar anneleriyle büyürken, ben Alex’le büyümüştüm. Benden 8 yaş büyüktü ve doğumumdan beri yanımdaydı. Her şeyimi paylaştığım biriydi, Akademi’yi bırakıp gidene kadar..

    Neden gittiğini bilmeme rağmen, beni bırakıp gittiğinde dünyam yıkılmıştı. Gitmeye mecburdu. Sizin de hayatınızın aşkı ölse, onun bulunduğu yerde kalamazdınız. Bana her şeyi o öğretmişti. Bildiğim her şeyi.. 5 yaşındayken yumruk atmayı, futbol oynamayı, bisiklete binmeyi… ve birçok şeyi… gittiğinde ağlamıştım ama yalnızca bir defa. Başım sıkışırsa haber vermemi söylemişti ama onu hiç aramadım. Çünkü biliyordu,hemen gelirdi. Ama ona bunu yapamazdım. Amelia’yı ona en çok hatırlatan bendim.

    Şimdi ise ona çok ihtiyacım vardı. Yaşamak için tek şansım oydu. Belki diğerleri de gelirdi. Alex’in okuldayken arkadaş grubu vardı. Muhteşem grup gibi bir şey. Onlar şu anda dünyadaki en iyi gardiyan takımı. Moroi korumuyorlar, görevleri ondan daha zor. Strigoi avlarına çıkıyorlar sürekli. Bir nokta belirleniyor ve baskın yapıyorlar. Kendilerini deyimi yerindeyse kurşunların önüne atmak gibi bir şey..

    Onlar 5 kişiler.. Alex, Tina, Steve, Sahsa ve Tim. Hepsi çocukluk arkadaşı ve bildiğim kadarıyla bugüne kadar hiç ayrılmadılar. Kendi aralarında KARDEŞLİK TAKIMI kurdular. Birbirleri için ölürler. Hatta en çok istediğim şey, onlardan biri olabilmekti. Onları düşünmek iyi gelmişti bana. Benim tanıdığım Alex,(ki ona yalnızca ben Alex diyebilirdim.) duyar duymaz gelirdi. Gözlerimi kapatıp onu düşünerek uyumaya çalıştım. Kendimi Lissa’nın beyninde bulana kadar iyiydim…

    Annem kapıdan çıkıyordu. Lissa endişeyle ona baktı. Abe, Christian ve…Dimitri de yanındaydı.

    -“Rose nasıl?” diye sordu hepsi bir ağızdan. “iyi mi?” sesler anlaşılmıyordu bile.

    -“iyi merak etmeyin” diye cevap verdi annem. “Dinleniyor şimdi”

    -“onu görebilecek miyim?” diye soru Dimitri. Endişesi yüzünden okunsa da, benim için bir şey ifade etmiyordu artık.

    -“Kimseyi görmek istemiyor.” Lissa’ya baktı. Onun anlayacağından emindi. “bir kişi dışında. Bana ‘Alex’i çağır, dedi’. Lissa’nın beyninde şimşek çaktı. Anlamıştı.

    -“ah Tanrım” dedi Lissa. “bu hiç iyi değil işte” ağlamaya başladı. Rose’u alıp gider,diye düşündü Lissa. Onu götürecek.

    -“ Alex kim?” diye sordu Abe. Onu tanımaması normaldi.

    -“Rose için önemli biridir” diye cevap verdi annem. Onu oğlu gibi tanıyordu ve yapabileceklerini iyi biliyordu. “Rose’u küçüklüğünden beri tanır. Buraya gelirse hepimizden hesap soracaktır eminim.”

    -“onu çağıracak mısın?” diye soru Lissa anneme. İçinden yapmaması için dua ediyordu.

    -“Mecburum. Rose sadece onu istedi. Olabilecekleri göze almalıyım.” Dimitri’yle Christian hiç bir şey anlamadan bakıyorlardı. Annem elini cebine götürdü ve telefonunu çıkardı. Onu aradı. Lissa’da dimitri ve christian ‘ a açıklama yapmaya çalışıyordu. Onun beyninden çıktı. Alex gelecekti. Uykuya daldım.
     
  6. evil_girl

    evil_girl New Member

    waoww sprmşş yaaa :D
     
  7. Freesia

    Freesia New Member

    Devamı da var :)

    Baya uyumuştum. Çok yorgundum. Gece olmuştu ve içimdeki umut artmıştı. Ama odada kimseyi bulamayınca o da söndü. Neler olduğunu anlamak için Lissa’nın beynine girdim. Hastane koridorunda bekliyorlardı. Lissa yerinde duramıyordu. Alex geliyormuş. Benim umudum artıyor, Lissa’nın ki azalıyordu.

    -“Ne zaman geliyorlar?” diye sordu anneme. Geliyorlar? Demek ki hepsi geliyordu.

    -“Birazdan burada olurlar. Alex’in özel uçağıyla geliyorlar.” Diye cevap verdi annem. Vay, Alex kendine özel uçak almış demek. Onların aldıkları parayı düşününce inanılmaz değildi. Normal gardiyanlardan daha fazla almaları doğaldı.

    Birden koridorda sesler duyuldu. Annem ve Lissa tetikte bekliyor gibi ilk baktılar. Onları gördüler tabi. En önde Alex arkasında da diğerleri vardı. Onların bu yürüyüşleriyle hep dalga geçerdim. Oldukça simetrik yürürlerdi. James Bond filmlerinde görülecek türden. Alex korkutucu görüntüsüyle daldı.

    -“Rose nerde?” sesi o kadar korkutucuydu ki. Herkes korkmuştu. Bakışları deliyordu sanki herkesi. Diğerlerinin de ondan farkı yoktu. Tina’nın bile…

    -“ İçerde, odasında” dedi annem. Ona şu anda başka bir şey söylemeye cesaret edemiyordu bell ki. Bende olsam edemezdim zaten.

    Lissa hepsine bakarken bende onları inceledim. Hiç değişmemişlerdi. İki yıldan fazla olmuştu ama onlar hala aynılardı sanki.

    Alex ; mavi gözleri ve siyah kısa saçlarıyla, bana her zaman yakışıklı görünürdü. Başkaları yanlış anlardı hep aramızdaki ilişkiyi. Biz umursamazdık kimseyi. Uzun boylu ve işi itibariyle kaslı ve güçlüydü. Bakışlarındaki yumuşaklık, en azından bana bakarken, görüntüsüyle hep tezat oluştururdu.

    Tina; yarı Japon olmasını verdiği çekik gözler, yarı Amerikan olmasının verdiği uzun boy ve şekilli vücut onu her zaman soğuk gösterirdi. Yosun yeşili gözleri adamı deler geçer. Saçları beline kadar geliyor ve kırmızının bütün tonlarını taşıyor resmen. Akademi de olmadığı için şanslı. Onunla pek iyi anlaştığımız söylenemezdi. Çoğu zaman kavga ederdik. Tina her şeyi kontrolünde isteyen biriydi ve benim istediklerini yapmamama kızardı. Ama yinede onu severdim. Oldukça soğukkanlı ve anlaşılması zordur. Alex’ten bir yaş küçüktür.

    Steve ; Tina’nın sevgilisi olup, onun diğer yarısıdır. Steve görünüş olarak;iri yarı, boyu uzun olmasına rağmen halterci görüntüsü verirdi insanlara.saçları ve gözleri siyahtır. Gerçi saçlarının boyu olması gerektiğinden daha uzun ama akademinin kuralları onlara işlemiyordu. Kendisi yarı İspanyol. Steve le hiçbir zaman sorunum olmamıştı. İyi anlaşırdık. O da Tina gibi Alex’ten bir yaş küçük.

    Tim ; Steve ve Tina ile aynı yaşta. Yarı Yunan. Diğer erkekler gibi uzun boyu ve kaslı bir yapısı var ama onlardan deyimi yerindeyse daha uygar görünüşlüdür. Gözleri gri-yeşil bir tonda. Saçları hafif sarıdır. Anlaşması kolay biridir ve Sasha’ya deliler gii aşık…

    Sahsa ; o da yarı italyandır. Akademi kurallarında olmamasına rağmen saçı kısa ama yinede yeteri kadar değil. Omuzlarında olan siyah saçları onu olduğundan küçük gösteriyor. Grubun en küçüğü ve Alex’le arasında 2 yaş var. Gözleri saçları gibi siyah. Boyu diğerlerinin yanında kısa kalıyor ama en az onlar kadar iyi bir gardiyandır. Tim’in sevgilisi. Onlar aşkı birbirlerinde buldukları için kendilerini hep şanslı hissetmişlerdir. Onunla da sorunum yok. Gerçi kimsenin olamaz çünkü anlaşılması kolay biridir.

    Ancak hastane koridorunda dururken kimsenin onlara bulaşabileceğini sanmıyorum. Hepsi ateş saçıyor.

    -“Neden yaptığı hakkında bir fikriniz var mı?” diye sordu Tina sinirle. Sahsa anneme sarıldı. En uygarı o dememişim boşuna.

    -“Bunu sonra konuşalım bence. Önce Rose’u görelim” dedi Steve. Dediklerinin devamı olduğu belliydi. Sonra hesap sorarız.

    -“İlk ben gireceğim” dedi Alex. Kimse karşı çıkamaz sanıyordum ki,

    -“Biraz yalnız kalsa daha iyi olur” dedi Abe. Alex ona dönüp nefretle baktı. Lissa korktu ve nefesini tuttu. Alex’ten hep korkmustur ama su an ben bile nefesimi tutuyordum.

    -“Sen kimsin?” diye sordu Alex,buz gibi bir sesle. Onu dinleyecekmiş gibi durmuyordu.

    -“Babasıyım” diye cevap verdi Abe. Diğerlerinden komik sesler geldi. Alex ise buz gibi baktı.

    -“ Beni durdurabileceğini düşünmüyorsun heralde. Onu görürken senden izin alacak değilim. Ayrıca bu zamana kadar babası yoktu” bu konuda Alex’ e gerçekten katılıyordum. “Şimdi çekil yolumdan!”

    Abe karşı çıkacakken annem kolunu tuttu. “ Bırak. Onu durduramazsın”
    Alex anneme baktı. “Beni iyi tanıyorsun Janine ama keşke kızını da tanımaya çalışsaydın. İnan bu durumda olmazdı.”

    -“Alexander bu konuyla benim anneliğimi karıştırma lütfen”

    -“Rose’un neden bunu yaptığını söyle o zaman” diye meydan okudu Alex. “Kimin sorumlu olduğunu göster ki bende onu cezalandırayım”

    -“Alex cezalandıracak hiç kimse yok…” demeye çalıştı annem. O sırada Dimitri konuştu.
    “Benim yüzümden yaptı” dedi. Lissa yapma diye başını salladı ama o durmadı. “ böyle olmasını istemedim ama….” Alex daha fazla konuşturtmadı onu.

    -“Eğer ona bir daha yaklaşırsan…” Meseleyi anlamıştı galiba. “Seni öldürürüm. Gerçi Rose’un bu hale gelmesinden sorumlu olduğunu söylediğine göre zaten kendi ölümünü fazlasıyla yakınlaştırdın” yanındakilere işret verdi. “Siz burada kalın. İlk ben giriyorum. Meseleyi bir de Rose’dan dinleyeceğim” etrafındakilere bakıp içeri girdi. Lissa’nın beyninden çıktım.
     
  8. erva xp

    erva xp <b>"masalcı"</b>

    ben bunun hepsini okudum sonu pek hoşuma gitmedi
     
  9. Freesia

    Freesia New Member

    öyle mi?:eek:ff: sonunu okuyamadm daha
     
  10. erva xp

    erva xp <b>"masalcı"</b>

    ne dimkayla ne adrianla birlikteoluyoyo
     
  11. Freesia

    Freesia New Member

    hmm :eek:ff: aslında bence gerçek kitapta da böyle bi son olabilir diye düşünüyorum :'(
     
  12. erva xp

    erva xp <b>"masalcı"</b>

    bence cok saçma intihar ettikten sonra dimkaya karşı hiç bişe hissetmemesi cok anormal
    yha sen kitap ekliycektin eklemedin mi??
     
  13. Freesia

    Freesia New Member

    amaan fan made işte :D :D ekledm cnm :Lv:
     
  14. erva xp

    erva xp <b>"masalcı"</b>

    bakıom bakıom bulamıyomhangi kitabi ekledin??
     
  15. Freesia

    Freesia New Member

    İyi bak :D alışverişkolik
     
  16. erva xp

    erva xp <b>"masalcı"</b>

    gördüm gizli link olmuş:)
     
  17. Freesia

    Freesia New Member

    evet sayende :D
     
  18. ttomekce

    ttomekce New Member

    tşklerr
     
  19. esrasinem

    esrasinem Member

    cok tesekkürler...:sak sak:
     
  20. Rosemarie

    Rosemarie New Member

    cok teşekkürler yaa burada yok puff neyse bi 10sayfasına bakabilirim artık:))
     

Bu Sayfayı Paylaş