Beyaz Dizi Sevenler Buraya

'Kitap tanıtım' forumunda clondike tarafından 3 Ağu 2011 tarihinde açılan konu

  1. anonim

    anonim E-kitap Müdavim

    Bu seriyi fazlaca sevemeyen bir ben miyim acaba? :D Cidden, kime sorduysam, cok begendigini söyledi. Problem bende herhalde:dil:
    Hikayeyi sevdim aslinda. Güzel akiyor. Espriler falan da hosuma gitti. Hafif karanlik, kara mizah tarzi.
    Ancak, karakterlere bir türlü isinamadim ben. Itici geldiler. Özellikle Ellie;hele serinin son kitabinda kendisine olan antipatim tavan yapti yani.Javier ile ikisinin kafasini birbirine sürtesim geldi bir ara.
    Ayrica;team Camden , team Javier nasil tuhaf bir tanimlamadir? Hannah-Barbara´nin Laff A Lympics´i vardi . Gercek kötüler, Scooby Doobyler, Camdenciler, Javierciler :füü:
     
  2. svmsong

    svmsong Well-Known Member

    :zuhaha::zuhaha::zuhaha: Sen normalsin bende ilk okuduğumda kızı çok yadırgadım. Yani ısınamadım bir türlü konu çok akıcı olduğu için aldı beni benden götürdü artı yazarın seçtiği müziklerde süper olunca ki yanına bir de ben müziği açıp kitabı öyle okuyunca mest oldum. Dediğim gibi ısınmak benim için de zor oldu, zaten bak sen yazana kadar fark etmemişim ama ben kişilerden çok olaya hayran olmuşum :zuhaha: Birde kızın bu kadar kafayı asit döken adama takması mevzusu var. O kısmı şimdilik açık uçlu bıraktım çünkü diğer kitapları okumadan karar vermeyeyim sonra verdiğim kararla kitap çelişince çok gıcık oluyorum lanet ede ede okuyorum:kzgn:
    Bu arada ingilizceyi mi indirdirdin (burada o yüz yok ama şuan gözlerim temsili şu fotodaki gibi :D http://31.media.tumblr.com/tumblr_m41jrgBcwv1rs64k3o4_250.gif)ya ben aradım çok bulamadım bu kıytırık 2. kitap diye piyasaya çıkana kaldım :D
     
  3. anonim

    anonim E-kitap Müdavim

    Neyse rahatladim :D
    Müzikler sahiden cok güzel yalniz . Ilk kez hangi kitapta kullanilmistir ya da kimin dahiyane fikridir bilmiyorum ama akillica bir PR calismasi bu aslinda. Özellikle bu tarz kitaplarda. Kitabin bir yerinde bir sarkidan bahsediliyor mesela ; sarkiyi biliyorsan direkt mirildanma moduna , bilmiyorsan arama-tarama moduna geciyorsun. Refleks gibi bir sey. Bir süre sonra sarkiyla kitabi birbirinden ayri düsünememeye basliyorsun :D :cool:

    Misal; Kinley MacGregor-Born in Sin, degisik bir prolog bölümüyle baslar. Cocuk , berbat bir halde cöldedir. Her tarafi yara bere icindedir; acliktan kemikleri sayilmaktadir; susuzluktan dudaklari catlamistir; kumlar yüzünü dövmektedir; rüzgar kulaklarinda uguldamaktadir. Ve ben bu kitabi okurken radyoda su parca calmaktadir:
    [ame]http://www.youtube.com/watch?v=dSIKrRJ-UVw[/ame]

    Kitabi ne zaman elime alsam, sarkinin basindaki islikli kisim beynimde yankilaniyor. Kirac´in laneti gibi bir sey :zuhaha:

    Stockholm sendromundan süpheleniyorum ben. Yoksa bir insanin kendine bunu yapana böylesine bir düskünlük duymasi normal degil yani. Ellie´ye duyabilecegim muhtemel bir sempati pitircigi vardiysa bile son kitapla birlikte resmen icine kacti.

    2. ve 3.´nün cevirisi yok henüz. Bu yüzden Ingilizcesini indirdim. Bizim yayinevlerinin keyfini beklersek, ohooo. Her kitapta baska bir hikaye olsa neyse de , birbirinin devami seklinde yazilan serileri beklemeyi sevmiyorum.
    Ikisini de suradan online okuyabilirsin eger istersen ;)
    Shooting Scars (The Artists Trilogy #2) read online free by Karina Halle
    Bold Tricks (The Artists Trilogy #3) read online free by Karina Halle
     
  4. svmsong

    svmsong Well-Known Member

    :zuhaha::zuhaha::zuhaha: Yalnız anlattığın çöl anıyla şarkı çok uymuş. Kitabı şahsen okumadım ama anlatımından kesinlikle çok uyumlu olmuşlar :D

    Var bir şey. Kız resmen bütün hayatını buna adıyor. Hani acep dedim serinin diğer kitaplarında olayı mı deşecek iyice, hani kızın ruhsal durumunu filan anlatacak heral dedim, bakalım...

    Sen var ya heykeli dikilecek insansın:sak sak::sak sak: Ne aradım hayır indirdiğim her site ya error veriyor ya da virüs saldırısı, kaçılın yazıyor:zuhaha: En sonunda lanet olsun dedim ve bıraktım. Ve kesinlikle haklısın anlamıyorum bende(yani bu tarz kitap okumada daha yeniyim şu son 3 senedir okuyorum bu tarz olanları) seri kitapları arasında yüzyıllar var. Hayır arkadaş bir bakıyorsun seri 2009 da bitmiş Türkiye'ye daha yeni ilk kitap gelmiş:zuhaha: Ayrıca şunu da anlamıyorum bir ton fantastik kitap var, ee halihazırda bir sürü İngilizce bölümleri bitiren yada yeterli İngilizceye sahip insan var, ee işte ver bunları adamlar çevirsin hem onlara hem sana hem de bize yarasın;) Bir de şu var şimdi yabancı kitap kapakları nasıl bir şeydir yahu... Adamlar kapak yapmamış bildiğin şahaser yaratmış:zuhaha:
     
  5. aysa

    aysa Well-Known Member

    arkadaşlar bikitaba takıldım bulamıyorum yardımcı olurmusunuz.
    Kızımız erkek arkadaşından gelen hediye İç çamaşırı giyip ona ikoşuyor ama şansına babasının
    misafiriiyle öpüşüyor erkek arkadaşı sanıp okadar hatırlıyorum hatırlayan olursa bilgilendirirmi acep şimdiden teşekkürler
     
  6. anonim

    anonim E-kitap Müdavim


    Buradaki eski arkadaslar bilir, hafif bir Sherrilyn Kenyon namidiger Kinley MacGregor takintim vardir. O yüzden konuya hic girmiyorum zira cikamam sonra:füü: Ama fantastik kitaplari seviyorsan (ve henüz okumadiysan), yazarin S.Kenyon adiyla yazdigi kitaplari bir denemeni önerebilirim.;)

    Rica ederim. (Ufak bir büst yeter. Alcakgönüllü bir insan oldugumu söylerler de:p [​IMG] )
    Okudugunda yorumlarini bekliyorum o zaman.;)

    Haklisin bir yerde de, sadece yabanci dil bilmekle bitmiyor ki. Ceviri yapacak insanin, önce kendi dilini iyi bilmesi lazim bence. Bazen öyle kötü ceviriler yapiliyor ki, icimden cevirmen ve editörü, ellerinden tutup ilkokula götürmek geciyor. Hatta ayni seyi , bazi yeni Türk yazarlar icin de söyleyebilirim sanirim. "Yapicak, edicegiz ..." gibi fiil cekimi yapmak ve kendini yazar olarak görmek icin cok yüksek bir egoya sahip olmak lazim herhalde. (Türkceyi cok iyi kullandigim iddiasinda degilim ama bu isi meslek olarak secen insanin, imlasina benden daha fazla dikkat etmesi ve böyle basit hatalari yapmamasi gerektigine inaniyorum.)

    Kapak tasarimlarina eskisinden daha fazla dikkat ediliyor bence.Sanirim bunun sebebi ,grafik tasarim mesleginin gelismesi biraz da.Türkiye´de son dönemde yayinlanan yabanci kitap cevirilerinin kapaklari, bir sekilde orjinale sadik aslinda ya da ayni tarzda yapilmaya calisiliyor en azindan. Tabii kitabin icerigi önemli.(Yani bir +18 ayari var :)) Bir de yayinevinin genelde ne tür kitaplar bastigi önemli. Mesela;yukarida bahsettigim kitabin Almanca ilk baskisini, daha genel okuyucu kitlesine hitap eden bir yayinevi yapmisti. Ciltli edisyondu ve gayet masumdu:
    [​IMG]

    Sonrasinda romantik kitaplar basan bir yayinevi tarafindan karton kapak baskisi yapildi ki, kapak artik masum degildi:
    [​IMG]

    Peki ya orjinali dersen,o da yukaridakilerle hic alakasi olmayan su kapak :
    [​IMG]

    :zuhaha:

    Ama ben kapaklardan ziyade, cevrilen kitaplarin adlarina takiliyorum. Kitap isimlerinden , o dönemin trendleri hakkinda ya da editörün kisisel zevkleri hakkinda bilgi sahibi olabiliyor bazen insan. Örnek olarak ; "Thea´nin Sucu Ne?" adli bd´nin "Fatmagül´ün Sucu Ne?" adli diziyle ayni döneme denk geldigine bahse bile girerim.:füü:
     
  7. Calista

    Calista Well-Known Member

    Sara Craven - Uzun Bekleyiş
     
  8. aysa

    aysa Well-Known Member

    Çok Çok sağol ciden çok sinir bi durum :kzgn::kzgn:
    ara ara ne aradığını bilmeden arada farklı sahneler gelsin sonra dön bide onu ara :zuhaha::zuhaha: çok teşekkür ederim
     
  9. svmsong

    svmsong Well-Known Member

    Aşk kölesini okudum sadece. Onu da çok beğenmiştim. Bu aşk kölesi de seri imiş. Ama her kitapta başka karakter var bende bu tarz serileri sevmiyorum yani ilk kitapta kimi okuduysam hep onu görmek istiyorum. Kinley ismiyle yazdığı hiç bir kitabı okumadım diyecekken baktım ve gördüm ki okumuşum ama sadece arzunun efendisini ve cazibenin efendisini indirmiş ama okumamıştım hemen okuyayım :D

    Bunu da ne zaman okurum bilmiyorum çünkü en son bu lonca avcısının 2. kitabını okudum bitti, acep onun devamını mı okusam diyorum. Birde ingilizcem fena değil ama böyle aşırı bilmediğim kelime olunca sıkılıp bırakıyorum. Bakalım kendimi hazır hissettiğimde başlayacağım ve kesinlikle yorumlarım burada:D

    Bende aslında editörden medet umuyordum. En son onun elinden geçtiği için çeviri... Ama haklısın eksik çok oluyor ama bize de yazık ya:':)kzgn:

    :zuhaha: Bende filmlerde çok takıntılıyım ya... Ne öyle şey gibi çeviriyorlar. Birde film adından dolayı izleyici de yanlış anlamlar çıkarıyor ben gibi. :zuhaha:
     
  10. Pl1

    Pl1 Mary Poppins Site Yetkilisi


    Anonimciğim aynen bende çeviri ve kitap kapaklarına takmış durumdayım feçi çeviriler ve cümle bozukluklukları dolu malesef ve en sinir olduğum şeyde bize daha 1. sınıfta öğretilen özel isimler bölünmez ama bakıyorsun kitaplarda adamın yada kadının adı bölünmüş alt satıra geçmiş.

    Aslında bazen yazarlarda hata yapabiliyor, yazarken zamana dikkat etmedikleri için sürekli kahve içiyorlar halbuki kahve avrupaya Viyana kuşatması zamanında gitmiş ama uzun süre kullanılamamış tabi avrupaya yayılması afrika ve amerikada yetişmesinden sonra dağılmıştır (aynı şey kovboy filmlerin de bile var :zuhaha: ) patatesin tarihini yazmıyorum bile o da avrupa ve Türkiye ye amerikadan gelmiş .... :füü:

    Kapaklar rezillik, bazende bakıyorsun başka bir kitabın kapağını kullanmışlar :zuhaha: bunada takıyorum neden aynı kapak kullanılmıyor diye... ama haklısın Anonim eskiye göre daha güzel kapaklar.

    Kapak isimleri ise rezillik resmen, Susan Elizabeth Phillips - Balayı kitabını okuyanlar bilir asla balayı ile alakalı değildi çünki kızın adı Honeymoon :zuhaha::zuhaha: Çeviremeyeceksen aynı isimde bırak kardeşim yorma beni bak kaç kelime yazdım senin yüzünden....:füü:
     
  11. svmsong

    svmsong Well-Known Member

    Var ya bu kitaba o kadar heyecanla başlamıştım ki :kzgn: Beğenmedim mi hayır beğendim ama yine de hep içimde bir ukte kaldı. Ben bütün kitap boyunca balayına gitti gidecekler, geldi gelecekler, oldu olacak derken hiç bir şey olmadı. Birde insan kitap adını okuyunca böyle tatlı mı tatlı bir şeyler bekliyor ama biraz daha drama çalan bir hali vardı. Sanırım beni en üzen kısım buydu.
     
  12. anonim

    anonim E-kitap Müdavim

    Aa, Braden´in hikayesini cevirmisler. Sen yazmasan daha bir zaman farkinda olmazdim.
    Hazir zamanim da varken bu kitaptan biraz bahsedeyim bari: Kinley MacGregor - Cazibenin Efendisi
    Kitap, The MacAllisters serisinden.Seri, MacAllister Biraderleri anlatan dört kitap; ek olarak en büyük kardesin yanina gönderildigi adamin ogullarini anlatan iki kitaptan (ki birisi "Arzunun Efendisi") olusuyor.
    Simdi bu Braden en kücük MacAllister kardes oluyor.Kendisi muhtesem bir yaratik. Kasli, zengin,yakisikli hatta yakisikli ötesi ve dahi bazi kadinlari kiskandiracak kadar güzel;beybi feys...Genel kani; ölümünün kizgin bir baba ya da kiskanc bir kocanin elinden olacagina yönelik. Kadinlarin sevgilisi ... Tarkan´in Simarik klibi vardi ya hani. Hani orada zavalli Tarkancik kendi halinde sokaklarda gezerken, bir grup azgin kadin tarafindan kovalanmaya basliyordu.Hatirladiniz mi? Hah, iste o klipten Tarkan´i kesip cikarin, yerine Braden´i koyun!!
    Ana fikri anladik saniyorum.:D
    Iste bu Braden aylar sonra evine döner ve klanin tüm kadinlarinin - annesi dahil - erkeklere karsi isyan baslattigini ögrenir. Kadinlar yillardir süren bir kan davasinin bitmesini istemektedirler ve düsman klanin kadinlariyla da anlasip,erkekleri dimdizlak ortada birakmislardir. Yani; baris yoksa yemek yok, temizlik yok, cocuk bakmak yok ve tabii ki yatak yoktur:füü: Her iki tarafin erkekleri de delirmek üzeredirler
    Uzmanimiz Braden meseleyi saaaak diye cözmeye karar verir. Ama isyancilarin elebasi Maggie´dir ve Maggie ise Braden´in kadin tanimlamasina uymayan, dünya üzerindeki tek disi canlidir.
    Eveet, hikaye bu.
    Esprili diyaloglar üzerine kurulu , neseli ve akici bir roman. Kardeslerin atismalarini falan cok sevdim. Olaya fazlaca takilmadikca güzel vakit gecirmenizi saglar bence. Olay derken; ben hayatimda bu kadar salakca bir düsmanlik sebebi duymadim. "Düsmanligin mantigi mi olur?" diye sormayin.
    Bizim MacA biraderlerden biri, düsman klan reisinin nisanlisini kacirir. Kacan nisanli , kendini kaciran biraderin diger biraderiyle kacar. Sonra onu da birakip bir Ingiliz´e kacar. Ilk nisanli evlenip coluk cocuga karisir, ilk birader intihar eder,ikinci birader kardesinin acisina dayanamayip münzevi olur, bir magarada yasamaya baslar. Ama iki klanin erkekleri birbirini öldürmeye devam etmektedirler. Yani yorgan gitmis, kavga bitmemistir. Bütün bunlar olurken , bizim kacar kacmaz kacan nisanli kizimiz, muhtemelen 132. sevgilisine kacmis ve bu gerizekalilarin , kendisi yüzünden hala birbirlerini öldürmelerine - afedersiniz- bir tarafiyla gülmektedir.:cool:


    Degil mi ama ? Demiyoruz ki, herkes her seyi bilsin. Zaten ne kadar mümkün böyle bir sey? Dilbilimcilerin bile üzerine uzlasamadiklari konular oluyor bazen ; sokaktaki adam ne yapsin? Ama, edebiyatla ugrasan biri icin,temel kurallarda hata yapmak veya onlari yeterince önemsememek, esasen onun icin üzücü bir durum .
    Tamam, nette sohbet ederken falan, hicbirimiz bunu cok da umursamiyoruz; ama eminim ki cogumuz, ciddi bir yazisma yapilmasi gerektiginde , net ortamindan daha dikkatli davraniyoruzdur.

    Yeterli arastirma yapmadan , paldir küldür konuya dalmalarindan sebeptir o. Aslinda bu tür seylerin de kontrolünü yapmak, editör ya da redaksiyonun görevi olmali; ama iste:dil:
    Benim cevirmenlerle olan imtihanim, alti milyar Hong Konglu (dünya nüfusunun yaklasik %80´i )ile baslar:füü: Bak, yine hatirladim. Hey gidi günler.
     
  13. svmsong

    svmsong Well-Known Member

    Tarkan klibi anlatımından sonra kesinlikle okuyacağım :zuhaha: Bu arada geçen yorumda Kıraç'ın şarkısını koymuştun ya şu bir kaç gündür onu dinliyorum yahu :zuhaha: Birde her dinlediğimde ıslıkla eşlik ediyorum, tabi arada detone sesler çıkıyor ama ondan da bana ne :zuhaha: ben kulaklıkla dinlediğimden sesimi duymuyorum yazık bizimkilere. Yakında ya onlar kaçacak evden ya beni atacaklar :zuhaha:
    Not: Bir kitap arıyorum, bir ara çok çıkıyordu burada ama ay ne indireceğim filan dedim dedim şimdi de bulamıyorum gerçi konuları bakıyorum ama yok Temsili isim verecek olursam Ali Veli Ayşe var. Bu Ayşe Ali ile evleniyor ama sonra Veli'yi seviyorum ayrılalım Ali der. Ama Ali boşanmaz. Bu kitabın adı ne :zuhaha:( saçma gelmiş olabilir ama olaya yakın hatırladığım elimde bir bu var )

    Nalini Singh - Baş Meleğin Öpücüğü Lonca Avcısı 2: Evet 80 yıl sonra gelen 2.kitap desem de ben ancak bir sene bekledim :zuhaha: Geç tanıştığımdan bekleyerek acı çekmedim. Olayı söyleyemem çünkü diyeceğim her şey bu serinin ilki ve ikincisi için spoiler olacak :cool: Ama kısaca ve üstü kapalı diyebileceklerim şunlar: Elena nam-ı diğer lonca avcımız(ki kendisi doğal yetenektir) ilk seride bir caniyi yakalamak için Melekler meclisinin aldığı ancak New York Baş Meleği kralımız Rafael tarafından bizzat söylendiği bir teklif alır. Bunun sonucunda ise ilk kitabın sonunda hepimizi yerine mıhlayan bir şok geçiririz :saskin: İşte ikinci kitapta da bu artçı şokları görürüz ;) Güzel ve övülesi bir seri. Belki tek eksiği Anita Blake gibi olayı yayıp son 10 sayfada herşeyi sonuca bağlaması olabilir. Hatta kesinlikle tek eksiği bu ya. Ayrıca Anita’yı da andırdığı yerler var bana göre ama eğrelti durmuyor aksine daha bir lezzet katmış kitaba. Fantastik olsun, vurdulu kırdılı üstüne kanlı canlı yanında melekli ama en yakışıklılarından bir düzine derseniz ilk önerim olur ;)
    Lara Adrian - Gece Yarısı Öpücüğü: Gece yarısı serisinin ilk kitabı. Olayı hem adamımızın hemde hanım kızımızın gözünden okuyoruz. Genel itibariyle güzeldi kitap. Şöyle ki seni içine alıyordu ve sonunda akıp gidiyordu hikaye. Öyle beğenmediğim yeri yoktu. Yalnız seri bana Christine Feehan'ın Dark Serisini hatırlattı. Benzerlikleri çoktu ama dediğim gibi hikaye güzel olduğu için artı vampirleri içimizden biri gibi gördüğümden olsa gerek beğendim. Karşılaştırma yaparsam da Dark serisinin ilk kitabı önde olur;) Mikail Forever :Lv:
    Ophelia London - Bıraktığın Yerde Bekler mi Aşk: Bu dönemde okuduğum en eğlenceli kitaplardandı. Konu genel olarak okul fonunu almak için yarışan müzik öğretmeni ile korosu ve okula yeni gelmiş koç ve futbol takımı arasındaki rekabat anlatılıyordu. Yalnız kimsenin bilmediği(müzikçinin ailesi dışında) bir ayrıntı var :D Koç ile müzikçimiz 15 sene önce sevgililer ama çok traji komik bir durumdan dolayı son buluşmaya koçumuz gitmiyor. Sonunda da birbirlerine ne numara ne adres veremeden ayrılıyorlar. Bu 15 senelik aradan sonra da ilk karşılaşmaları öğretmenler toplantısı;) Çeviri, anlatım gayet temiz. Olaylar hem adamın hem kızımızın gözünden okuyoruz ayrıca sizi şaşırtacak bir durum da olmuyor. Yani okudukça tahminleriniz doğru çıkıyor. Ama hikaye o kadar güzel ve akıcı ki bu durum hiç eğrelti durmuyor. Okuyun kesinlikle derim :D
    Sandra Fıeld -Aşk Yangını Ç.Y. Expecting His Baby 15: http://www.kuflu.com/e-kitap/85270-sandra-field-c-y-expecting-his-baby-15-ask-yangini.html Güzeldi, sıcak bir hikayesi vardı. Sadece tek eksi yönü kavuşacakken başka şeylerin filan girmesiydi araya. Bunun yerine keşke mutlu aile tablosu çizip onu anlatsaydı yazar. Ama bu sıradan gelişmeler bile güzeldi sıkmıyordu insanı :D
    Liz Fielding - Secrets We Keep Serisi 1 - Yeniden Başlamak: http://www.kuflu.com/e-kitap/49247-liz-fielding-c-y-secrets-we-keep-serisi-1-yeniden-baslamak.html Çok güzel kitaptı. Belli amaçlar uğruna evlenen çiftimiz birkaç yıl sonra kendini sorgulamaya başlıyordu. Aslında sorgulayan kızımızdı. Olayı çoğunlukla onun gözünden okuyoruz ve arada birkaç yerde adamımızın da gözünden olaylara şahit olduk. Kesinlikle bu birinin gözünden okuma olayı yerindeydi, özellikle adamın gözünden olanlar… Hikaye basit bilindikti ama yazarın anlatımıyla güzel bir hale bürünmüştü. Sıkmayan ama hafif, ara ara hüzünlendiren bir hikaye… Öneririm :D
    Julia Quinn - Hayal Etmediğin Kadar: Güzel kitaptı, olay gidişatını da iyi anlatmıştı yazar. Ama bir tek sonundaki bir durumdan hoşlanmadım. Okuyan bilir, o ismi lazım değil şey esas adamımızın olmalıydı onun hakkıydı :hih: :kzgn: Ama onun dışında bu hariç sonu da iyi bitirmiş yazar :D
    Eva Rutland -Yabancı: http://www.kuflu.com/e-kitap/99353-eva-rutland-yabanci.html Konu olarak belki basit gelebilir size ama gerçekten anlatımı güzeldi. Frakında olmadan sizi saran bir hikayeydi. Sanki olay tee Amerikalarda geçmiyor da üst kat komşunuz olayın kahramı :D Olayın genelini kadının gözünden okuytoruz ama ideal yerlerde adamın gözünden de üç beş bir şey konmuş. Genel itibariyle son da güzeldi, yani kitabın gidişatına göre abes kaçmamış bir sondu. Ama ben daha farklı hayal etmiştim. Sonuçta 3erkek çocuğun arasına tatlı mı tatlı, haylaz mı haylaz bir kız konmalıydı. Kendi adıma en çok bunun eksikliğini hissettim. Niyeyse :zuhaha:
    Heidi McLaughlin - Sonsuza Kadar Benim: Kesinlikle sevilen konulardandı. Oğlumuz kızımızı yurt odasında bırakır ve kaçar gider. Artist olmaya İstanbul’un meşhur Unkapanı’na plak çıkarmaya gider demek istesem de Amerika’nın şu an hatırlamadığım bir vilayetine gider. Ve tabi seneler ki sene dediğimiz 10 sene sonra gelir zorunlu sebeple. Hikayeyi güzel yakalamış yazar. Olayı hem adamın hem kadının gözünden okuyoruz. Ki en iyi yanı buydu mesela 1.bölüm Liam demiş anlatmış bölüm yemek masasında son bulmuş, 2.Bölüm Josie demiş yemek masasından başlamış bölüm. Bu açıdan iyiydi, hatta ilk kez böyle başka bakış açılarıyla tamamlanmış bölüm okudum. Ama yine de bana saçma gelen bir ayrıntı vardı Adamın 10 yıl boyunca kızı aramaması. Birde köpek gibi aşık kıza ve aramıyor demek aşık olmasa ne ölüsü ölüme ne dirisi dirime diyecek (bu sözü hep kullanmak istemişimdir yeri gelmişken kaçırmadım :zuhaha: ) Onun dışında sonu da güzeldi ayrıca seri ve kitabın sonunda ikinci kitapla ilgili birkaç sayfa okuyorsunuz. Bu arada Stage Dive serisini seven ve özleyenlerdenseniz bir bakın derim kitaba. Çünkü bana o seriyi hatırlattı yer yer ;)
    Freya Mclowell – Lordum: Güzel bir tarihi romandı. Aşk, savaş, düşman ve bir adet İskoç :D Olaylar genelde kızımızın gözünden anlatılmış ama yine ideal yerde yan karakterler ve esas adamımızın gözünden de aktarılmış. İki güçlü karakterin istemeden evlenmesiyle başlayan olaylar konunun temeli. E tabi bir de kapıdaki savaş var. Sanırım seri olacak ve her kitapta 4 kız kardeşin hayatı anlatılacak. (seriyle ilgili bir bilgi bulamadım ama kitabın gidişatından böyle çıkardım tamamen saçmalamış bile olabilirim :D ) Çünkü sonlara doğru özellikle kardeşlerin bazı durumlarına da değinmiş yazar. Sadece iki eksik vardı bana göre. İlki fazla uzundu; 466 sayfa. Yani bazı olaylara girmeden ayrıntı vermeden de bitirebilirdi bu sayede sonu böyle acılı iki karakter için iyi bitirirdi. Ben genelde böyle karakterler için pembe panjurlu, bol çocuklu bir hayat isterim. Tabi diyeceksiniz İskoçya’da pembe panjur ne arasın :zuhaha: Olsun belki adamın atası Anadolu'dan İskoçya’ya göç etmiştir o da kale pencerelerini pembe panjurla kaplatır :zuhaha: Neyse ikinci eksiğe gelirsem Rose gibi GÜÇ timsali bir şahsiyeti aşktan gözü kör olmuş birine çevirmelerini hiç beğenmedim. Ne bu ya güçlü mü güçlü her kadın aşık olunca mantıksız mı olacak, illa aşk dediğimiz şey bu mudur. Niye adam olmuyor? :kzgn: Tamam İskoç haşin maşin ama içinde duygusal bir yan barındırıyordur, olamaz mı? Olabilir :dil: Olmadı Freya hanımcım o güçlü ROSE’U HARCAMAYACAKTIN.
    Sarah Reesbennen & Justine Larbalistier - İnsan Takımı: Modern teknolojinin olduğu topluma uyum sağlayan vampirlerin hikayesi gibi görünse de gerçekte bu duruma mensup vampirlerden, artı insanlardan arkadaşlarını koruyan bir kızın hikayesi. Olayın merkesinde 17lik gençler ve 150lilik bir vampir mevcut. Genel olarak güzeldi tek bir durum hariç. O da esas oğlanın kim olduğu ile ilgili karışıklık. Vampiri esas kızımızın manitası sanıyoruz ama gerçekte başkası çıkıyor. Bunu yazmazsam çatlardım :zuhaha: En gıcık olduğum olaydır, esas erkek karmaşası. Bunun dışında farklı anlatılmış insan-vampir durumu okumak isterseniz öneririm.
    Sarah Morgan - Son Şans: http://www.kuflu.com/e-kitap/74121-sarah-morgan-son-sans.html Güzeldi kitap akıcıydı. Ama sanırım tek sorun 3 sayfada bir yeni konuya girmesiydi. Hızlandırılmış okuyorsunuz :D Sanki 200 bölümlük Rosalinda’yı 200 günde değil de 1 günde izlemiş gibi oluyorsunuz :zuhaha: Beni rahatsız etmez derseniz hatta demeseniz bile öneririm;)
    Eleanor Moran - Mutfakta Aşk Kokusu Var: Anlatımı falanı filanı güzeldi. Olayın tamamını esas kadının gözünden okuyoruz. Okurken düşündüren, ben olsam ne yapardım dedirten bir kitaptı kesinlikle. Ama evet kocaman bir ama kitabın gidişatından huylandım ve hemen baktım yorumlara. Ve sonunun beklenmeyen olduğunu kişiye göre hafif şok geçirilebilecek türden olduğunu anladım. Tabi ki hiç ama hiç hoşlanmadım. Şimdi söyleyeceklerim hep spoiler olacak ama o spoilerları söylemesem de derdimi anlatamam :zuhaha: Ondandır ki şöyle üstü kapalı bir yorumda bulunayım. Bazı şeyler olduğu gibi kalmalı, yani bir ondan bir bundan olmamalı. Hani farklı son olsun diyede esas karakter mal yerine konmamalı. Yani o kadar bilinçli, o kadar mantıklı bir kadının bilemiyorum ya. Yani böyle dememin nedeni başta yaptığı her hareketi tutmuştum evet kızım yürü be demiştim ama olmadı be Amber :D Belki de ben kitapta gelenekselci olduğum için beğenmedim bunu(bu arada okumadım sonundan dolayı , yarıda bıraktım :D napim? :D). Okumak isterseniz hani şöyle bir iki erkek tek esas kadın olsun kimi seçeceğini bilmeyeyim sonunda şaşırayım(ya da olay çözmede iyiyseniz ben tahmin etmiştim diyeyim derseniz :D ) bir bakın.
    NOT: Evet olay mutfakta şeflerin çevresinde geçiyor pek benim damak zevkime uymadı diye havalı cümle kullanmayacağım :zuhaha: bariz kitapta geçen hiçbir yemeği ne yediğim ne de adını duyduğum için hiç cezbetmedi beni:zuhaha: Hani ağzımın suları akmadı. Ama aylar önce bir kitap okumuştum kızın pastanesi vardı kurabiye pasta filan yapıyordu. Hep kitapta işte mis gibi kokuyor, yine vanilya kokuyor diye geçiyordu. O arada tarçınlı kurabiye almıştım ben ye ye kitap bittikten sonra iğrendim geri kalanı yemedim. İşte böyle kaybetmiştim kendimi :zuhaha: ama bunda öyle olmadı.
    Charlotte Lamb - Güz Yaprakları: http://www.kuflu.com/e-kitap/17982-charlotte-lamb-guz-yapraklari.html Bu da giriş gelişme bakımında güzel kitaptı. Üstelik en sevdiklerimdendi konusu hafıza kaybı. Ama tek eksik hafıza kaybının süresiydi. Uzun mu kısa mı olduğunu demeyeyim:zuhaha:
    Christie Ridgway - Günahlar Şehri(I Still Do Serisi 1): http://www.kuflu.com/e-kitap/44987-christie-ridgway-i-still-do-serisi-1-gunahlar-sehri.html Güzel konusu olanlardandı bu da. Tabi ki sen git Las Vegas’a, iç iç iç sonra nişanlan sabaha kaç :zuhaha: en sevdiğim konulardan bu da. Olay hem adamın hem kadının gözünden anlatılıyor ki bu tarz şarhoşluğun vermiş olduğu ani karar içeren kitaplar için bence ideal bir tarz. Anlatım yalın artı akıcıydı. Ama sanırım tam adını koyamadığım ki yine bana göre biraz eksik kalmış tek yer adamımızın sorumluluk istemiyorum diye her sayfada bas bas bağırması(tabi içinden :D) Birde sorumluluk istemiyorum diye aileyle görüşmeyi red etmesi. Bana biraz yavan geldi. Ama onun dışında önerebileceğim bir kitap;)
    Maureen Child - Lonergan's Summer of Secrets Serisi 3 - Bana Aitsiniz: http://www.kuflu.com/e-kitap/71374-maureen-child-lonergans-summer-secrets-serisi-3-bana-aitsiniz.html Güzel bir kitaptı. Özellikle neden bilmem buradaki esas adamımızı çok beğendim, şu Amerikalı Haley Davidsoncılardan :cool: Sanırım tek sorun kızın çocuğunun babası. Yani tahmin ettiğim kişi yerine başkası çıktı. Aslında kitapta ipucu veriyor ama pek dikkat etmemişim ya da burnumun dikine gitmişim sanırım :D Hikaye bilindik ama kendini okutuyordu.
    Rosemary Roger-Aşk Oyunu: http://www.kuflu.com/e-kitap/121226-rosemary-rogers-ask-oyunu.html Yani şöyle maço, daha kibarca dersem alfa erkeği olsun bu gelsin alfa kızını kaçırsın(böyle bir terim var mı bilmiyorum ama) üstüne bunlar plan kurup 1-0, 1-1 lik skorlarla eğlenceli bir oyuna girişsin konulu bir kitap isterseniz aradığınız budur :D Güzeldi belki bilindik konu diye okumak istemeyebilirsiniz ama bence bir şans tanıyın :D
     
  14. ferda

    ferda Well-Known Member

    Arkadaşlar yorum ve önerileriniz için çok teşekkürler.
    Pl 1 Abby Green'in Büyük Bedel kitabı için tekrar teşekkürler.
    Özeti okuyunca tam bana göre demiştim. Yanılmamışım. Klasik konu ama güzel işlenmiş.:)
     
  15. berkehaska

    berkehaska Active Member

    Beyez diziyle ben 17 yaşında tanıştım yani 33 sene olmuş o zaman bana o kadar romantik geliyorduki anlatamam tabiki dezavantajıda oldu kimseyi beğenmemek gibi belkide 30 yaşında evlenmemin sebebide beyaz dizidir 20 seneden fazladır beyaz dizi okumamıştım kız kardeşim bu siteden bahsetti ve bende indirdim okumaya başladım sanki yeniden 17 yaşında oldum ve o günleri hatırladım ve mutlu oldum ama geriye dönüp de baktığımda kocamam yaşanmiş bir hayatım var üstelik dolu dolu yaşanmış ama kitaplardaki gibi bir adama rastlamadım fala inanma falsızda kalma gibi hepinize teşekkür ederim canım sıkıldıkça okuyorum bol bolda eşime takılıyorum ara sıra okuda feyz alırsın diye gençken böyle biri karşımıza çikarmı diye düşünürdük şimdi kocalarımızla dalga geçıyoruz kız kardeşlerimle gülüyoruz demekki bir gençlikte okunuyor birde yaşlılıkta
     
  16. Pl1

    Pl1 Mary Poppins Site Yetkilisi

    hepimizin hayalleri var ancak okuduğumuz kitaplara kendimizi çok kaptırmamamız lazım yoksa dediğiniz gibi fazla seçici oluyoruz. ancak seçici olup evlenmediğiniz konusuna gelince bunların suçlusu kesinlikle bdler değildir çünki kız kardeşim hiç okumadı okumazda kendisi 38 yaşında evlendi ve elekten çok geçirdi adaylarını aynen aşığa vereceğim hikaye gibi :zuhaha::zuhaha::zuhaha:

    kitap okuma her yaşta güzel ancak bazı dönemler özellikle benim için diyorum çalışma ev çocuk derken kitap okumaya fırsatım olmuyordu, ne zaman oğlum büyüdü okula başladı biraz biraz okumaya başlayabildim... şu an emekliyim ve elimden kitap düşmüyor yani bunun yaşla değil ayırabildiğimiz zamanla ilgili.

    hikayeye gelince söyle : (ben bu hikayeyi çok severim umarım beğenirsiniz)

    Kasabanın birinde, güzelliği dillere destan bir kız varmış. Kendisiyle evlenmek isteyen uzak ülkelerden gelen nice prensi, asili, zengini, yakışıklı delikanlıyı reddetmiş. Kimseleri kendine layık görmüyormuş. Kıza gönlünü kaptırmış, aynı kasabada yaşayan genç bir delikanlı da bu kızı istemiş. Ama kız onu da beğenmemiş. Bizim delikanlı günün birinde kasabadan ayrılmış. Başka biriyle evlenmiş, çocukları olmuş, yeni bir hayat kurmuş.

    Uzun zaman sonra yolu yaşadığı güzel, şirin kasabaya düşmüş. Aklına bir zamanlar aşık olduğu kız gelmiş, ona ne olduğunu merak etmiş. Tanıdık bir yaşlı adam, güzel, büyük bir gül bahçesi olan bir evi göstererek kızın evlendiğini söylemiş. Kimseleri beğenmeyen güzel kızın kiminle evlendiğini görmek istemiş. Kocasını evden çıkarken görmüş. Kızın kocası şişman, kel, çok çirkin ve kaba bir adammış. Üstelik zengin de değilmiş. Nasıl oldu da böyle biriyle evlendiğini merak eden adam, kızın kocası gittikten sonra evin kapısını çalmış. Kız kapıyı açınca adamı tanımış. Adam sormuş:

    – Sen ki hiç birimizi beğenmedin, nice kısmetlerini geri çevirdin, nasıl oldu da böyle biriyle evlendin demiş?

    Kız da ona:

    – Sana cevabı vereceğim fakat önce gül bahçemdeki en güzel gülü koparıp getireceksin, yalnız tek şartım, bahçede ilerlerken geriye dönmeyeceksin.

    Adam peki demiş ve çok güzel güllerin olduğu bahçede ilerlemeye başlamış. Önce çok güzel sarı bir gül görmüş. En güzel gül bu derken biraz ilerde daha güzel kocaman pembe bir gül daha görmüş. Tamam budur işte diye düşünürken daha ilerde muhteşem güzellikte kırmızı bir gül goncası gözüne ilişmiş. Bir türlü karar verememiş, en güzel çiçeği bulacağım derken bir de bakmış ki bahçenin sonuna gelmiş, geriye dönemeyeceği için bahçenin sonunda yaprakları solmuş cılız bir gülü mecburen koparıp kıza götürmüş.

    Kız gülü almış ve adama demiş ki:

    – Bak gördün mü? Her zaman daha iyisini bulacağını düşünürken ömür geçer de sonunda en kötüsüne razı olmak zorunda kalırsın. Bu yüzden gençlik bitmeden elindekinin değerini bilip, yetinebilmeyi öğrenmek gerekir.

    Hayat akarken birçok fırsatla karşılaşırız. Kimimiz fırsatların değerini bilir, kimimiz ise birçok fırsatı kaçırıp görmeden yanı başından geçip gider. Ömür dediğin yoldan geçerken aynı şartlar altında bir daha geçemeyiz. Bir hedefe öylesine kilitleniriz ki karşımıza çıkan diğer fırsatları kaçırırız. Bir gün bir bakmışız hedeflediğimiz noktadan da uzaklaşıp çok farklı bir noktaya gelmişiz. Hayatımıza dönüp baktığımızda geriye kalan sadece kaçmış birçok fırsat ve bize kalan içimizi kemiren “KEŞKE” diye yankılanan düşüncülerimiz.


    :saygilar:
     
  17. ferda

    ferda Well-Known Member

    Kesinlikle haklısın pl.
    Hayatın bir seferlik bir armağan olduğunu unutmadan yaşamalı.
     
  18. anonim

    anonim E-kitap Müdavim

    Lanettttttttt !!!!!!


    Freya bacimin durumu biraz farkli. Cünkü Freya bacim, aslinda Freya bacim degil. Yazar ablamiz takma isim kullanmis bir Türk . Yani , olabilir tabii. Daha önce yapilmayan bir sey degil . Cok iyi örnekleri de vardir. Ama burada söyle bir durum var: Yazar, kitabin kurgusunda, Ingiliz ve Iskoc tarihindeki bazi gercek karakterleri ve olaylari kullanmaya calismis. Kral William ve Ingilizlere karsi isyani gibi. Ancak bunu yaparken, olayi cok yüzeysel birakmis. Alti dolu degil. Dolayisiyla, birkac bölüm sonra , tarihsel gerceklikle kitabin kendi kurgusu birbirinden ayrilmaya basliyor . O dönemin sartlari , yapisi hikayeye tam yansimayinca da karakterler kaymaya basliyor bu sefer. Hikayenin kurgusu epik olarak birakilsaydi , bu durum bu kadar göze batmazdi , diye düsünmedim degil okurken;) (Ha, kitap kendini okutuyor bir sekilde,o da ayri :))

    Neyse ki ,o dönem Stephen King hayrani degilmissiniz. Belirtmeden gecemedim :D

    *****
    Espri bir yana da, kitap okumaya her yasta ,her sekilde zaman ayrilabilir, diye düsünüyorum. Bu, illa ki günde bir kitap bitirmeli, demek degil ki. 10 sayfa , 20 sayfa , neyse iste . Günde 10 sayfa bir sey okumak, insani ne kadar zorlayabilir?Ekstrem durumlari elbette ki saymiyorum.
    Genel olarak kitap okumaktan bahsediyorum tabii burada ; belli bir türle kisitlamiyorum.

    Beyaz diziler icinse bir parantez acmak lazim...Aciyorum o parantezi:
    Is, özel hayat, sosyal sorumluluk-sivil toplum etkinlikleri, memleket meseleleri arasinda, insan ara sira salteri indirmek istiyor. En rahat olmaniz gereken yerde, yani evinizde,hic olmadi haber bültenlerini izlerken bile, sinirden, burnunuz ve kulaklarinizdan dumanlar cikmaya basliyorsa, kusura bakmayin ama, bir emniyet sübabina ihtiyac duyuyorsunuz. Bd´ler de iste o sübaplardan. Basi belli, sonu belli, beklentisiz okunan,basit, naif hikayecikler.... (Evet, bd okurum ;yanisira teknik kitaplari,politik kitaplari, klasikleri de okurum; bilgisayar oyunu oynarim; fotograf cekerim;seyahat ederim; arada bir seyler tingirdatirim vs. , ne olmus?)
    Eh,modern cagin beraberinde getirdigi catismalar,sadece citirlari ve kitirlari (bermer´in kulaklari cinlasin:cool::D) etkilemiyor. Dogal olarak , o emniyet sübabina, her yastan insanin ihtiyaci oluyor.Surada dahi, basit bir istatistiksel calisma yapsak,bd okuyucusunun yas dagiliminin oldukca genis bir yelpazede cikacagina eminim.
    Parantezi kapattim.



    Insan, dogasi geregi "daha"yi ister. Daha iyi, daha güzel,daha rahat...Bu normal bir seydir bence. Yalniz,buradaki o minik ayrintiyi gözden kacirmamak lazim. "Daha " kavrami görecelidir. Duruma, zamana ve kisiye göre degisir. Anlattigin hikaye üzerinden gidelim mesela... Oradaki kadinin karsisina, gercekten sevdigi ve istedigi biri cikmis olsaydi, daha iyisini arar miydi acaba? Sevdigi insan onun icin, o an icin, zaten"en" iyisi olmaz miydi?O dururken baskasini aramayi ister miydi? Yoksa sadece evlenmesi gerektigini düsündügü icin mi birini , daha iyiyi, ariyordu?
    Dogdugumuzdan itibaren, ailemiz, cevremiz, icine dogdumuz kültür tarafindan bir seylere programlaniyoruz. Sistem bizi bir seyleri yapmaya itiyor. Daha iyi okula gitsin, daha iyi bir meslegi olsun,daha iyi yerde calissin, bimem kac yasina gelmeden evlensin, dügünü bilmem hangi sarayda olsun, su kadar cocuk, ev, araba vesaire vesaire... Elbette ki kötü niyetle yapilan seyler degildir ; istisnalari da vardir.
    Ama hayati dogal akisindan cikarip sürekli bir proje olarak yasamak...Daha, daha daha , daha daha daha ... Bilemiyorum...
    (Ha, demiyorum ki amacsizca yasansin. Olmaz zaten. Ama kendi arzulari ve yeteneklerini tamamen görmezden gelip, bir nevi idefikse baglamak:eek:ff:)
    Neyse , derin mevzulari kapatiyorum ... Gidiyorum:füü:
     
  19. Pl1

    Pl1 Mary Poppins Site Yetkilisi

    :zuhaha::zuhaha::zuhaha: kahkahalar attındın bana Anonim, Allahta seni güldürsün :Lv:




    evet insanın doyumsuzluğu diyorum ben bunu :eek:ff: malesef bir türlü doymuyoruz her zaman daha iyisini istiyoruz...

    hikayeye gelince evet gerçekten sevse o kişinin daha olduğunu anlardı ama hayatımızda birde kısmet var o kısmetin ne zaman karşımıza geleceğini hiçbir zaman bilemeyiz, belki 18 imizide geliyor yada 50 mizde yada hiç gelmiyor ama buna birazda biz sebep oluyoruz aynen hikayede olduğu gibi... karşımıza çıkan şansları iyi değerlendirmeyi bilmeliyiz sadec :gül:

    ben kaçar yoksa karşıdan bir kaç terlik gelecek gibi gözüküyor uçan halım geldi :bye:
     
  20. svmsong

    svmsong Well-Known Member

    Hemde nasıl:zuhaha:
    Şok oldum. Güzel hikaye yakalamış ve dediğin şeye katılıyorum tamamen harmanlayamadığından biraz havada kalmış. Netteki yorumlara görede herksin en şikayetçi olduğu durum, Rose'un cesaretinin kim vurduya gitmesi:zuhaha:
    :zuhaha: Benimde bd artı fantastik kitaplar okuma nedenim. Gündem insanda bir şey bırakmıyor çünkü.

    Amy Engel-Devrimin Kızı: Devam kitabı olarak güzeldi. Konuyu iyi işlemişti yazar. Uzun uzun yazacağım bir şey yok. Olayı hep kızımızın gözünden okuyoruz Genele baktığımda da hikâyeyi kızımızın bakış açısından izlemek en iyisi olmuş. Ama sadece ilkinde de ikincisinde de oğlumuzun gözünden de okumak istedim üç beş bir şey vardı. Hani kitap sayfalarına sıkıştırılmış olmasa da son üç sayfayı buna ayır saymış yazar. Kitapta oğlumuz duygu ve düşüncelerini kendi söylüyor ama şöyle ki söylediklerini yine kızın gözünden okuyoruz. Ha çok mu itici bu durum derseniz kesinlikle değil gayet akıcı ve genel de rahatsız etmiyor. Sadece bazı anlar olsa diyorsunuz o kadar :D Önerir miyim, sonuna kadar :D
    Rebecca Winters - BEBEK BİLMECESİ: http://www.kuflu.com/e-kitap/13550-rebecca-winters-bebek-bilmecesi.html Çok eğlenceliydi. Genelde hep kızımızın açısından okuduk. Kızımızın fedakârlığının sonuçlarıydı bir nevi kitabın gidişatı. Akıcı sürükleyici bir hikayesi vardı, tavsiye edilir ;)
    Emma Goldrick - Küçük Şeytan : http://www.kuflu.com/e-kitap/59319-emma-goldrick-kucuk-seytan.html Okuduğum en iyi bdlerdendi. Akıcıydı hikâye sizi içine alıyordu. Ve başta adamın anladığını sandığı ama hiçbir halt anlamadığı anları okurken de bir kıkırdama tutuyordu :D Hani kitapta her şey yerli yerindeydi, belki son biraz daha farklı bitebilirdi dedim ama bu haliyle de fena değil :D
    Julia Quinn - Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü: Çok eğlenceli bir kitaptı. Aslında ilk başladığımda pek sanmıyordum beğeneceğimi. Ama umduğumdan çok beğendim. Akıcıydı tabi ki ama yanında bir de mükemmel bir espri anlayışı vardı. Birde benim indirdiğim e-kitap wordde yazılmış tam lordumuzun lafı gediğine oturttuğu noktada, worde yazan güzel yorumlar yazmış;) Bu akıcılığı bozmamıştı aksine kitap değil de sanki biri anlatıyor araya da düşüncelerini katıyor gibi olmuş. Ve lordun o lafları yok muydu? Seni gidi Lord seni :zuhaha: Bunun dışında genel itibariyle kızımızın gözünden okuyoruz ama ara ara adamımızın gözünden de okuyoruz. Yazar adamın kıza aşık olma evresini iyi anlatmış ama okurken adamın bunu geç algılaması belki sıkabilir. Başta bana da oldu ama sonu okuyunca yerli yerindeydi dedim. Ama kitaba dair beni rahatsız eden tek şey ilk tanıştıkları an; adam 19 kız yanılmıyorsam 10 yaşında. Gerçi dönemi düşününce belki mantıklı gelebilir sonuçta kız 5 sene sonra evlilik yaşına gelecek. Ama yine de rahatsız etti durum beni. Bilmiyorum böyle bir geçmişleri olan karakterin ileriki yıllarda aşk hayatlarını okumak bana itici geliyor. Linda ablanın o gecenin ardında diye bir kitabını okumuştum. Hikaye cidden iyiydi ama yine yukarıda anlattığım durum söz konusuydu. Yani düşününce durum abes ya... Yani adam kıza şunu mu diyecek yaşlandıklarında senin şuncacık halini bilirdim :zuhaha:
    Julia Quinn - Sevgiliye 36 Mektup: http://www.kuflu.com/e-kitap/113025-julia-quinn-lady-whistledown-serisi-1-sevgiliye-otuz-alti-mektup-ceviri.html Güzeldi kitap, eğlenceliydi. Kısa olsun, tarihi olsun, yanında iyi bir espri anlayışı olsun derseniz öneririm. Sadece bu çiftin aşık olma evresini evlilik öncesi değil de evlilik sırasında geçmesini tercih ederdim. Neden bilmiyorum sadece kitabın ortalarına beklemiştim ama kısmet değilmiş. Ama bu açıdan beni şaşırttı tabi :D
    Julia Quinn - İki Kız Kardeşin Masalı: http://www.kuflu.com/e-kitap/70489-julia-quinn-iki-kiz-kardesin-masali-ceviri.html Yine eğlenceli bir kitaptı, kısaydı keşke uzun olsaymış çünkü dediğim gibi eğlenceli olduğu için tadımlık oldu ya:kzgn: Bu arada çeviriyi yapan arkadaşlar güzel bir iş çıkarmışlar, teşekkürler. Ayrıca böyle eğlenceli bir kitabı da bizle paylaştıkları için ayrıca teşekkürler. Dediğim sanırım tek sorun kısa olması ve tadımlık olmasıydı. Eğer kısa olsun, çerez olsun, okuyacağım çok kitap var ama araya historical sıkıştırmak istiyorum diyorsanız buyurunuz ;)
    Liz Fielding - Ç.Y. Baby on Board Serisi 13 - Saklı Yıllar: http://www.kuflu.com/e-kitap/68766-liz-fielding-c-y-baby-board-serisi-13-sakli-yillar.html Aslında güzel bir hikayeydi. Yani olayı iyi yerden yakalamış üstelik en az 200 sayfalık bir kitap da çıkardı bundan. Ama gelin görün ki olayı iyi harmanlayamamış o da tamamen şundan dolayı: Olay geçişleri çok çabuk olmuş. Bazı yerlerde anlamıyorsun. Örneğin kızımızın açısından okurken birden adamımızın açından olaya bakıyoruz ve ne, nerde, ne oldu diye kalıyorsun. İlk sayfalarda zordu olayın ne olduğunu çıkarmak benim için. Keşke sayfa sayısını uzun tutup olayları biraz daha uzun anlatsaymış.(kim derdi ki kısa kesti diye bıdı bıdı konuşacağımı :zuhaha: ) Artı sonu da tamam güzeldi ama yeterince değil. Yine de okumak isterseniz hızlı bir geçişe ve Yeşilçam tadındaki olaylara hazır olun :zuhaha: ;)
    Lara Morgan - Rosie Black Günleri – Yaratılış: Öyle ayıldım bayıldım diyemeyeceğim. Malum bu seriye gelene kadar piyasa da cidden iyi seriler var. Ha yani okuyunca hezimete mi uğruyoruz derseniz, kesinlikle hayır iyi bir hikaye(ki böyle kitaplarda bence kötü bir seri bulamak zor. Evet sıkıcı olabiliyor arada saçma olanlarda olabiliyor ama geneli iyi.) Bana Marie Lu’nun Efsane serisini biraz hatırlattı. Bu arada sadece tek bir yerde şok oldum, beklemiyordum. Belki ipucu vermiştir yazar ama ben hiç konduramadığımdan heralde :D
    Bu arada konusu kısaca dünyada 3 kısımda yaşayan vardı. 1)Merkez(bunlar zengin ve durumları iyi) 2)Kıyıda yaşayan yoksullar(açlık sınırındalar) 3) Tüm bunlara en uzak yaşayan vahşiler. Kızımız bir yoksuldur ve bir gün arkadaşıyla bir kutu bulur. Olaylar bundan sonra gelişir ve bizde olayların gelişimiyle bu dünyayı anlamlandırırız. Bu arada esas oğlumuz da taş gibi bir vahşi :zuhaha: 3 kitaptan oluşmakta 2012 de bitmiş seri ama bizde sanırım daha ilki gelmiş, yaşasın diyemeyeceğim :hih:
    Barbara Cartland- Bir Çiçek Bin Sevgi: http://www.kuflu.com/e-kitap/64648-barbara-cartland-bir-cicek-bin-sevgi.html Kısaca konusu bir adet dükümüz vardır ama ne dük… :füü: Mükemmellik abidesi olmakla beraber bu aralar evli bir hanımla da aşk yaşıyordur. Tabi bu hanımla sıkı fıkı oldukları kraliçenin kulağına gider o da sevgili kocasına der ki bey senin yeğenin ile şu bizim dükü everelim :zuhaha: Kral hemen onaylar yalnız minik bir ayrıntı vardır bu olaydan şu bizim evli hanım haberdar olur. Dükle konuşur anlaşır seni benim kocamın yeğeniyle evlendirelim hem biz de çok rahat görüşürüz. Olaylar bundan sonra başlar tabi evdeki hesap dükümüz için çarşıya uymaz. Olay güzeldi sadece evlendikten sonra ki olaylara biraz daha ağırlık verseymiş yazar keşke. Biraz hızlı bir geçiş oldu. Keşke evlilik öncesine değil sonrasını daha ayrıntılı anlatsaydı. Hele bir son var resmen ışık hızında bitti üstelik bayağı açık uçlu oldu. Mesela o evli kadının sonunu bilmiyoruz, esas kızın bu durumu öğrendiğinde göstereceği davranışı bilmiyoruz. Bunlar beni sıkmaz ben yine de okurum derseniz ki demeseniz bile öneririm :D
    Barbara Cartland - Kara Panter: http://www.kuflu.com/e-kitap/17291-barbara-cartland-kara-panter.html Konu çok büyük bir aşk… Artı reenkarnasyon. Ayılıp bayılmadım hatta okumasanız da bir şey kaybetmezsiniz. Keşke reenkarnasyon diye başlasa ama şok etseydi bizi. Yani aslında hepsi kızımızın hayal gücü olsaymış. Hatta reenkarnasyonu hiç katmasaymış. Beğenmedim ya yok kitabı haklı çıkaracak hiç bir şey diyemeyeceğim. Hatta esas kıza sinir oldum bir noktada. Ki ondan sonrada zorla okudum. Hele bir de böyle büyük aşklar filan pek bana göre değil. Bilmiyorum ruhumu sıkıyor benim hele hele aşk için yaptıkları… Belki diyeceksiniz aşık olmadığından bilemezsin. Valla aşk bu kitaplarda geçen gibiyse olmak istemem de ya :D (dermişim ve yarın aşık olurmuşum. Abovv! Allah korusun :zuhaha: )
    Katherine Garbera-Doğru Aşk: http://www.kuflu.com/e-kitap/110564-katherine-garbera-matchmakers-inc-serisi-1-dogru-ask.html Eğlenceli bir kitaptı. İlerleyiş sizi şoka uğratmıyor ama eğlenceli bir hikaye olduğundan sizde okuma isteği uyandırıyor. Kitapla ilgili tek olumsuz eleştirim sonu çünkü mutlu aile tablosu çizmeliydi yazar. Ama sanırım serinin diğer kitaplarında okuyacağız mutlu sonu :D
    Andie Brock- Son Şans: http://www.kuflu.com/e-kitap/121075-andie-brock-son-sans.htmlİletişimsizliğin nelere yol açtığının kanıtlarından. Kitap sevdiğim tarzdaydı hem adamın hem kadının gözünden okuyoruz. Yani olaylara her ikisi açısından bakıyoruz. Öyle mükemmeldi diyemeyeceğim ama okumaya başlarsanız da okutuyor kendini, farkında olmadan bitiriyorsunuz :D Çerezlik bir şeyler olsun derseniz öneririm :D
    Virginia Hart - Tatlı Yalancı: http://www.kuflu.com/e-kitap/18315-virginia-hart-tatli-yalanci.htmlEğlenceliydi güzel ve de akıcıydı. Hem adına uyan hem de pek uymayan kitap. Diyeceğim tek şey ortada ciddi yalanlar dönüyor ama öyle dramatik değil daha tatlı, daha eğlenceli ;) Ama tek sorun başlarda esas adamın kim olduğunu anlamadım, kim kiminle kaç yaşında filan. Ama sonradan çözdüm bu ya benden kaynaklı(çünkü arada okumadan atladığım yerler oldu) ya da çeviri de sorun vardı :D Ama suçu kendimde bulmak yerine çeviriye atacağım:zuhaha:
    Sophie Jordan - Skandal Aşıklar: Anlatım akıcı ve anlaşılırdı.(Lisede edebiyat ödevlerini yaparken de hep böyle yazardık :D ) Olaylar hem kadının hem de adamın gözünden anlatılıyordu. Sadece yazarın anlatmasına rağmen bana çok eften püften gelen nedeni anlamadım. Yani en başından kız gerçeği anlatmıyor adama ama adam çok yapıcı bir tip. Dış görünüş değil ama kadına yaklaşımı filan. Buna rağmen adama hala gerçeği söylemiyor. Yazarın söylediği nedeni de pek beğenmedim. Bunun dışında gayet iyi :D
    Amanda Carpenter- Yalnız Kalpler: http://www.kuflu.com/e-kitap/39771-amanda-carpenter-yalniz-kalpler.html
    “Bu çok nadir yaşanan bir şey. Umarım tekrar bulursun."
    Matt elini tutup dudaklarına götürdü ve öptü. “Merak etme, bulacağım” dedi. “Tek sorun, onun benim kadar bunu istediğini kabul etmesi.” Kitapta en sevdiğim an :D Konu sıradan ama olayı ele alışı artı kişilerle farklı bir şey yakalamış. Güzeldi okunur bu :D
     

Bu Sayfayı Paylaş