yhaa kızlar çok özür dilerim en iyi arkadaşlarımdan biri hastanee yattı o yüzden yb atamadımm bu cumartesi atıcam Not: atık cumarttesi pazar atcm yb
8. bölüm önümdeki bir kaç kişiyi iterek-ve bana sessizce kızmalarına sebeğ olarak- en öne geçtim. Ryan kısa bir an duraklayıp bana baktı. ağzımı oynnatarak "Kes sesini" dedim. kaşlarını hafifçe kaldırdı. "Seninle çıkarım" dedim yine ağzımı oynatarak. ağız okumayı bildiğini biliyordum. bu şekilde bir sürü dedikodu öğreniyordum. etrafıma bakındım herkes ne söyleyeceğii bekliyordu. yüzündeki saçma zafer ifadesinii sadee benmi görüyordum. "Ona kızlar takımımızda olduğunu söylemek isterdim" Derin bie nefes aldım. hiçkimse bunun altında bir şey olduğunu anlamamıştı. bu arada hey! takımdaydım. aslında bu bir sürpriz değildi çünkü eğer takımda olmazsam annemler paral alamazdı. ben bunları düşünürken Ryan çoktan yanıma gelmişti. ve tabii Melanie'de... Melanie Ryan'ın önüne geçti. "Biriin sana selamı var" Ryan gözlerini kırpıştırdı. "Ha?" dedi çok akıllı bir görüntü çizerek. Melanie eline bir kağıt tutuşturdu ve koluma girip beni çekiştirdi. Ryan kısa bir süre sonra bize yetişip Melanie'yi kolundan tuttu. "Onu nerden tanaıyorsun" Melanie kolunu sertçe çekti ve ona gülümsedi. "sanırım seni ilgilendirmez" ağzım açık bir halde onları izliyordum. melanie'nin Ryan'a kafa tutabilceğini kim bilebilirdi. "o kağıdın içinde ne yazdığını biliyormusun?" dedi Ryan. hem korkmuş hemde sinirli gözüküyordu. "Sanırım oda beni ilgilendirmezdi. Di!" dedi veRyan'ı ağzı açık halde bırakarak uzaklaştık. KApının önüne geldiğimizde meraktan çatlamak üzereydim. bir dakike önce Ryan'ın üç buçuk atmasına sebep olan bir kağıt görmüştüm ve onu okuduğunu ima eden bir arkadaşım vardı. Kapıyı kapattığım gibi sırıtarak Melanie'ye döndüm. "O kağıtta ne yazıyordu?" "Önemli bir şey dğildi" "O zaman bana söyleyebilirsin?" "Yarın uzun uzun anlatırım ama şimdi biraz kestirelim" dedi "Facebook?" "Sen gir benim uyumam gerek" "Oki doki" O yatağına uzanırken bende bilgisayarı açtım. İnternete otomatik bağlanıyordu. Facebook sayfasını açtım ve İan'ın profiline girdim. Fotoğraflrına bakmaya başladım. "Kulakların varmı?" "Evvett" diye mırıldandı "çantada" "Teşkkür ederim" Çantayı açtım ve kulaklığı çıkardım. Bilgisayara açtım ve En sevdiğim arkılardan birini açtım. bu şarkıyı son ses dinlemeyi severdim ama normalde annem ve ya babaa-çoğunlukla Jessica- kızınca sesini kısardım. artık kızacak biri olmadığı için sesini spnuna kadar açtım. aklıma birden jessica'nın faceden "Şu şarkının sesini kıs"yazacaı düşüncesi gelmişti. İsterik bir kahkaha koyverdim. facebook sayfasına girdiğimde profil açıktı. çıkmak için mouse'u oynatmak üzereyken birinden mesaj geldi. bakmamam gerektiğini biliyordum ama merağım üstün geldi ve mesajı okudum. "Kağıdı verdinmi?"
Gecikme için hepinizdnn çok çok çok özür dilerim:gül: 9. bölüm Bilgisayarı hızlıca kapattım ve deli gibi çalınan kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açmam ve Ryan'la göz göze gelmem bir oldu. Kapıyı sertçe ittim ama benden daha hızlı davranarak kapıyı tuttu. "Ne var?" "MElanie orda mı" "Uyuyo" "Onnunla konuşmam gerek uyandır" "Sorunlu musun?" "Ona geldiğimi söyle" "Bkarız şimdi defol" "Antremanın başlıyor. birazdan İan gelip seni çağıracak" Yüzümde oluşmak üzere olan sırıtışı bastormaya çalıştım. "Hocam O mu olacak" "Evet yani kendini şimdiden ölü sayabilrisin güzelim" "O kadar kötümü?" "Kessinlikle" "Ben içeeri giriyorum" "Görüşürüz" Ona gülümsedim ve içeri girip kapıyı kapatım. İki saniye içinde kapı yeniden çaldı. söylenerek kapıyı açtım. İan Tam karşımda dduruyordu. Altından siyah bir eşofman üstündense üzerine yapışan bir tişört giymişti. Ben gözlerimi dikmiş ona bakarken yüzünü bir gülümseme aydınlatttı. onu süzdüğümü fark etmişti. Yüzüm yanmaya başladı. yanaklarımın ıpkırmızı olduğunu anlamam için aynaya gerek yoktu. "Ah! şey Selam" saçmalamaya devam etmemek için susmam gerekiyordu. Şirin gülümsemesi biraz daha yayıldı. "Selam! seni antremana çağırmak için geldim" tam daha fazla saçmalayamayağımı düşünürken ağzımdan çıkan "Ha?!" kelimesinin çıkmasına engel olamadım. "Antremanı olacağını Ryan söylemedimi?" "Ah! pardon unutmuşum" "Hadi gidelim" dedi ve yürümeye başladı. Arkasından yetişmek için adımşarımı hızlandırdım ve ona yetiştim. yol boyunca hiç konuşmadık. sadece sessizce yürüyorduk. Sonunda bir salondan içeri girdik. Kapı neredeyse burnuma çarpıyordu. son anda içeri girdim ve yüzümü olası bir morluktan kurtardım. İan bir halatın önünde durdu. Yanına gidip korku dolu gözlerle baktım. "Buna tırmanacağımı düşünmüyosun değil mi?" "aslında tam olarak öyle ypacaksın" "Ben en son tırmandındığıımda- ne azından deneğimde 5 yaşındaydım ve o günde yeri öpmüştüm. Yani bunu yapmazsak.. ayrca daha yeni manaşkür yaptım vu tırnaklaarım ve eğer düşersen kalça kemiğim için zararlı" "eğer tutunursan düşmezsin" "Bende bırakmayı düşünöüyorsum asıl sorun şudur ki ben oraya nasıl tırmanacağım" ----------------------15 dakika sonra--------------------------- "Lanet olsun! sanrım kalça kemiğimi, kırdım" "sadece beş santimden düştün" "sonuçta popomun üstüne düştüm ve bu senin suçun" "Ne! ben sana örümcek görünce halatı bırakıp yere atla demedim" "Ben ondan bahsetmiyorm. tırnağım kırıldı" İç çekti. "Her neyse o zmn bu günlük bu kadar" "Pekala! Şey kalklama yardım edermisin" Gülümsedi ve elini uzattı. ona tutunup kendimi yukarı çektim. Kapıdan çıktığım gibi Melanie Ve Ryan'a vermekte olduğu Bir diğer kağıdı gördümm...
Vayyy 9. bölüm gelmiş yayınlaman biraz yavaş oluyor ama bu benim daha da meraklanmamı sağlıyor. Hikayen gerçekten güzel gidiyor birde uzun olsalar çok süper olurdu bukadar bekledikten sonra bi çırpıda bitmesi zalimlik. Şu Melanie verdiği kağıt hikayesini çok merak ettim doğrusu ryan neden o kadar ürktü bide tabi ian var ne işler dönüyor acaba diğer bölümleride bekliyorum olayları kavraya bilmek için sabırsızlanıyorum...
Şimdii 10. bölüm Ryan gözlerini gözlerime kilitledi ve öylece kaldı. onu gözlerindeki karmaşayı farkedebilcek kadar iyi tanıyordum. O kağıttaa ne yaazdığını öğrenmem gerekiyordu. yoksa meraktan çatlayacaktım. Gözlerini sadece bir iki saniyeliğine kapattı ve bakışlarındaki karışıklık ve üzüntü yok oldu. yine her zamanki gibi bomboş bakıyordu. belkide sadece bir yanılmaydı. İç çektim ve İan'a döndüm. "yarında var di mi?" Gülümsedi. "kessinlikle" "O zamn yarın görüşürüz" "görüşürüz" Melanie ve Ryan'a doğru yürümeye başladım. Bu kağıtlar başıma bela olacağa benziyordu. Yanlarına vardığımda Ryan gitmek üzereydi. onu kolundan tuttum vr şaşkınlıkla bana bakmasına neden oldum. Melanie'ninde nefesini tuttuğunu biliyordum. "Beni dinleyin" tam ikiside ağzını açmıştı ki sözüme devam ettim "Şu lanet olsaı kağıtta ne yazıyor?" "Bilmemen gerekn şeyler" dedi Ryan. "Ne gibi?? bir milyon tane şey dönüyor... sadece iki bir kaç kelime yüzünden altını doldurmak üzereydin?" "Herneyse" "İstediğiniz kadar geçiştirin o kağıtlarda ne yazdığını öğreneceğim" dedim haşimle arkamı dönüp odaya girdim. Kapıyı arkamdan kapattım. kapının açık olmasının saçma olduğunu düşünürken İan birden karşımda belirdi. hafif bir çığlıkla irkildim. "hey sakin ol sadece bunu bırakmaya gedlim" dedi elindeki eşofmman üstünü göstererek. "Şey... bir saniye şu an kalbimin attığndan emin olmak istiyorum" "Pekala..." Bir iki saniye gözlerimi kapatıp bekledim. gözlerimi açtığımda İan tam karşımda duruyor ve sırıtıyordu. Tamamen saçma sapaan bir şey İAn'ın yüzüne doğru eğildim ve dudaklarına bir öpücük kondurdum. İan eşofmanımı yere bırakıp ellerini yüzümün iki yanına koydu. dudaklarına ddoğru "Teşekkür ederim" diye fısıldadım. "YArın görüşürüz" dedi ve dudaklarıma bir öpücük kondurup Gitti. ben daha az önce neler olduğunu kavrayamadn kapı açıldı ve içeriye MElanie girdi. hemen yanı ma geldi ve beni yatağıma çekiştirdi ve hemen karşıma oturdu. "Neler oldu? İan'ı burdan çıkarken gördüm" sırıttım. "Onu öpptüm" "NE?!" diye bağırdı ama o da sırıtıyordu. "Detaylar" "İçeri girdiğimde buradaydı... Eşşofmanı bırakmaya gelmiş..." "Wow! ee O ne yaptı" "Hiç bir şey" ddedim. Kaşlarını kaldırarak baktı. "NE? hiç bir şey" "E yarın antreman?" "Evet" "O kağıtta cidden ne yazıyor?" Melanie'nin yüzü asıldı "Bilmiyorum. hiç birini okumadım ben sadece kağıdı veriyorum ve bie gözünü korkutuyorum" "bunu senden kim istiyor?" "Bir tanıdık" "Pekala... söyleme... ama dediğim gibi bunu eninde sonunda öğrenceğim" "Bence senin öğrenmen daha faydalı olur" "Herneyse" Melanie'nin telefonu çaldı. Telefonu açtı. "Tamam geliyorum" dedi ve telefonu kpattı. bana döndü "Üzgünüm canım çıkmam gerek ama hemen geliyorumm" "Nere-" lafımı bitirmeme fırsat vermeden beni yanağımdan öptü ve Kapıyı arkaından kaptark gitti. Gtisem mi gitmesem mi diye düşünürken merakım üstün geldi. koşarak onu takip etmeye koyuldum. Lanet olsun!! buluştuğu kişi Ryan'dı...