Hikayeni Yeni Okumaya Başladım Tatlım.. Başarıların Devamını Dilerim Güzel Bi Mizah Şeklin var. Ve Yeni Bi Okuyucun da var Yb Bekliyorum.... Bu arada Ben Gamze M.o
Gecikme için çoooookk özür dilerim =) Bilgisayarım küflüyü açmıyo bende kardeşimin bilgisayrını almayı şimdi akıl ettim :$ 13. bölüm Ona cevap verme gereği duymadan telefonu kapattım. Çünkü kardeşimle kavgaya girersek –tabii ki sözel- bu saatler alırdı ve buna ayıracak zamanım yoktu. Artı telefon faturası anneme gittiğinde annem beni spatulayla kovalayacağı kesinken neden bunu beysbol sopasına çevireyim ki? Aslında beni korkutmak için o tür şeylere ihtiyacı yok eli bir beysbol sopasından daha ağır. Eğer benim katıldığım turnuvalara katılsa eminim tek “Tokatla” nakavt birincisi olur. Kupa falan alır. Her neyse şimdiki zamana dönecek olursak Mia’nın yanına gitmeliyim ve arka cebimde beni sinir eden bir “Bip bip!” sesi geliyor. Telefonun alarmı olduğunu anlamam çok sürmedi. Bu alarm da antrenmanım başlıyor demek. Mia Boş boş oturmaktan sıkılmaya başlamıştım ki İan kapıyı iki kere tıklatıp içeri girdi. Yüzünde çookk tatlı bir sırıtış vardı. Bu kadar belirgin gamzeleri varken rakipleri ondan nasıl korkabilirdi ki? Aslında dövüşürken gülümsediğini sanmıyorum. Ama yinede çook tatlı. Gülümsedim. “Selam!” “Selam! Sana bi iyi bide kötü haberim var” “Kötü olanı söyle” iyi olan telafi etsin. Bunu sesli söylememiştim çünkü üşeniyordum. Tembelin tekiyim.. “Antrenman var” “Ne?! İyi haber?” “Halata tırmanacaksın” “Bunu neresi iyi?” “Ben kimin için iyi olduğunu söylemedim ve benim için iyi çünkü çok komik oluyorsun” “Ha ha! Çok komik. Eğer sekiz bacaklı noktayı görürsem ve düşüp bir yerimi kırarsam o zaman sorumlu sen olacaksın ona göre” “Sadece şakaydı bu sefer senden biraz ağırlık kaldırmanı isteyeceğim. 2 gram kaldırır mısın? Yoksa 1 gramlık bulayım mı?” şirin gülümsemesi sırıtışa dönüşmüştü. “Tekrar ediyorum Ha! Ha! çok komik ” “Cidden ne kadar kaldırabilirsen o kadar kaldır yoksa bir yerin kırılabilir ya da çıkabilir” “Gidince konuşuruz” dedim ve ondan önce kapıdan çıktım. Bu çok saçma bir hareket olmuştu çünkü spor salonunun yerini unutmuştum. İki adım sonra onu beklemek zorunda kaldım. Bana 2 saniyede yetişti ve yürümeye devam ettik. Yürürken pek konuşmamıştık. Sadece arada bir ona bakıyordum ya da sadece önüme bakıp ayaklarımı hareket ettiriyordum. Sonunda spor salonunun önünde durduk. İçeri girdiğimizde belalıma kötü bir bakış attım. İan bunu görmüştü. “Ona kötü kötü bakman onu yok etmez. Tabii gözlerinden lazer atmıyorsan” “Küçükken denemiştim” Gerçekten bir kere denemiştim. O zamanlar öyle bir çizgi film vardı ve abim ve ben onun her bölümünü kaçırmadan izlerdik. Bende ondan etkilenip uçmayı ve gözlerimden lazer atmayı dnemiştim. Lazer olayı sadece 15 dakika boyuna sinir bozmuştu çünkü gözümü kırpmadan ev ödevlerime bakmıştım. Ama koltukta atlamak pek hoş olamamıştı bileğimi burkmuştum ve bir gün boyunca yataktan kalkamamıştım. Onun üstüne annemin fırçası ve abimin bir ay boyunca maskarası olmuştum. İan gülmeye başladı. “Gerçekten mi?” “Kessinlikle” Tam spor odasının kapısında durmuştum ki Melanie’nin adı ve soyadı çağrıldı. Aslında bu soy adı çok tanıdık gelmişti. Melnaie ve Ryan’ın soy adı aynıydı
arkadaşlr tüm sbs madurlarına başarılr diliom lütfn sınavda bayılmamaya çalışn ya da heyecandn ölmemeye