İstanbul tüm sıkıcılığıyla karartıyordu içini. O gittiğinden beri daha bir çekilmez olmuştu ve şehrin tüm görüntüsü içini yakıyordu sebepsiz geçmişinin kötü yüzü geldikçe aklına. Leyla’yı gördüğünde tutamadı kendini bağıra bağıra ağlıyordu. -İçim eriyor Leyla, içim eriyor ve ben bunu kaldıramıyorum artık. Kör bir bıçakla çıkarasım geliyor yerinden kalbimi.. Bunları hak etmedim ben, tamam kimse hak etmez ama ben… Tamamlayamıyordu sözlerini, gözyaşları sicim gibi akıyordu yanaklarına. Leyla sarılıyor ama tek bir söz söyleyemiyordu arkadaşına. -Ne yaptım ona söylesene. Eskinin intikamını alacak başka birini mi bulamadı. En baştan söylemiştim ona; yakacaksan canımı gelme, tüketecek başka umutlarım kalmadı… Aldatacaksan beni, kor ateşlere atacaksan git hiç girmeden yüreğime…Ne bu yaptığı …Ne? Bütün gece ağladı Meral.. İşten ayrılmıştı. O gün sabaha kadar durmadı gözyaşları.. Ertesi gün Leyla’nın telefonuyla açtı gözlerine.Genç kız çoktan gitmişti işe… Gizli içerik: Bu alandanki gizlenmiş içeriği görmek için konuya yanıt vermelisiniz.