KALBİM ANADOLU Beni başka dünyalarda arama! Ben Anadolumun yöresindeyim. Şehit kanlarıyla sulanmış olan, Cana bedel metre karesindeyim. *** Gövdeye muhâlif kolda işim yok, Meyvesiz kupkuru dalda işim yok, Yozlaşmaya giden yolda işim yok, Hep o değişmeyen töresindeyim. *** Bâzen bir seyyahım Tuna boyunda, Bâzen yıkanırım Fırat suyunda, Duru göllerinde, deli çayında, Çağıl çağıl akan deresindeyim. *** Çamlı bellerine çıktığım zaman, Turacına tüfek sıktığım zaman, Pembe ufuklara baktığım zaman, Ömrümün en mâkul süresindeyim. *** Aklım bozkırlara takıldı yine, Ruhum odaklandı kaval sesine, Öyle kapıldım ki câzibesine, Bilmiyorum şu an neresindeyim? *** Yurdum kandilidir yürek yağımın, Düğüm noktasıdır gönül bağımın, Saklıyım renginde al bayrağımın, Mehmetçiğin mavi beresindeyim. *** Çeyiz sandığıyım Döndü, Dönemin, Yazmayım başında nazlı Senemin, Ayşemin, Fatmamın, gül Eminemin, Kumaş fistanının hâresindeyim. Ahmet Süreyya DURNA
GENÇLİK EFSANESİ Anafor gibiydik gönül tasında Gençliğimiz bizden farımadan önce Çiğ düşerdi üstümüze şafakta Bağrımıza deli rüzgâr eserdi Sararıp kurumadan önce Göğ ekin gibiydik şu hayat tarlasında Heyhat! Ayağı sekili gözü sürmeli Alnı sakar haşarı tay gibiydik Durup dinlenmek nedir ki yorulmak nedir Bilmezdik nicedir Ve âdetâ bir çelik yay gibiydik Heyhat! Sığmazdık kabımıza kabuğumuza Heyecanlıydık Kalaycı körüğünden farksızdı yüreğimiz Patlamaya hazır volkan gibiydik Beyine sıçrayan kan gibiydik doğrusu Tâbir-i câizse eğer Çiçeği burnunda delikanlıydık Heyhat! Düşünce ufkumuz tahayyülümüz Sonsuza açılan kapıydı sanki İhtilâl yapardık sıfır üç sularında Ay ışığında Devlerin uykuya daldığı anda Vira kamçılanan cesaretimiz Göğsümüzde kargir yapıydı sanki Heyhat! Biz idik Zaloğlu Rüstem evet Şâh-ı Merdan Ali biz idik ahey! Ya öyle inanırdık Ya da kendimizi öyle sanırdık Dik bakışlı Aslanların yatağı Yiğitlerin merkez üssü otağı Köroğlunun Çamlıbeli biz idik ahey! Şahbazları gözünden gölgesinden tanırdık Heyhat! Sonunda anlaşılan görünen veçhesiyle Hazin ve gerçek olan Silüetten ibaretmiş o netâmeli hayat Gayrısı yalan... Ömür yıldızımız kaymak üzere Tadı yok böylece bitkisel yaşamanın Hava kirli ekmek küflü su bayat Hâsılı gidip de dönmeyenlerin Biz de gideceğiz gittiği yere Heyhat! Ahmet Süreyya DURNA
AKIL ÖTESİ Bazen acı acı güldürür beni, Çeyrek aklın tüm akılı bölmesi. Ur olur içimde öldürür beni, Namussuzun namusluya gülmesi. Ahmet Süreyya DURNA
DEM-İ VUSLAT Deprem olmuş tufan kopmuş farketmez, Deli gönlüm bir sevdadan çarketmez, Ne vazgeçer ne de uslanırım ben. *** Gam değil ekmeğim, aşım kesilse, Kör testere ile başım kesilse, Aşkın sofrasında beslenirim ben. *** Sırılsıklam vurgunum can dostuma, Ağma bulut! çakma şimşek üstüme! Yağmur yağmasa da ıslanırım ben. *** Enginlerde sığmaz içim içime, Oturmaz kalıba, girmez biçime, Çıkar yükseklere seslenirim ben. *** Seferber olsa da eşyanın tümü, Hiç bir kuvvet taşıyamaz yükümü, Kendi yüreğime yaslanırım ben. *** Bir elimde cımbız, birinde tarak, Körler aynasına gözsüz bakarak, Karanlık gecede süslenirim ben. *** Gücenmeyin, darılmayın boşuna, Çene çalıp yorulmayın boşuna, Altın olsam gene paslanırım ben. *** Ölüm döşeğinde en zor anımda, Sevgili! yeter ki sen ol yanımda, Dem-i vuslat diye hislenirim ben. Ahmet Süreyya DURNA
FARKLI BAKIŞ An gelir sanki bir firarî gibi Kaçarım can havli ben, benliğimden Sen olunca güzelliğin sâhibi Utanırım kendi çirkinliğimden Ahmet Süreyya DURNA
KLASİK DURUŞ Hayatımda çamur atmadım asla! Yaşadığım toplumun bir ferdine Zâlimlere alkış tutmadım asla! Ortak oldum mazlumların derdine Özümden yanmakta kusur etmedim *** Tezâhür edince olgunluk şekli Küçükleri koydum kendi yerime Farklı pencereden baktım sürekli Nezâket gereği büyüklerime İhtiram sunmakta kusur etmedim *** Seçkinlerin semiz katırı için Sürmedim eşeği kurdun önüne Geleceğin basit hatırı için Gitmedim geçmişi inkâr yönüne Ceddimi anmakta kusur etmedim *** Gözden, gösterişten kaçtığım hâlde Çektim üzerime olanca hıncı Yükselişe kanat açtığım hâlde Yükseklerde gördüm alçak basıncı Engine konmakta kusur etmedim *** Meylim vardır cömertlerin safına Cimrilerdir esas nefret duyduğum Hırsla, azgın nefsin tam hilâfına Kanaat aşıdır yiyip doyduğum Çok şükür kanmakta kusur etmedim *** Alnım ak, başım dik Hakkın katında Böyle girmek istiyorum mezara Despotların devr-i saltanatında Sezarın hakkını verdim Sezara Asil davranmakta kusur etmedim Ahmet Süreyya DURNA
KIZILÖTESİ Mayın tarlalarında gül derme arzusuyla, Düşman bildiklerime gül verme arzusuyla, Yaşamak istiyorum savaşsız bir dünyada, Namluların ucunda gül görme arzusuyla. Ahmet Süreyya DURNA
TEMİNAT Açık söylüyorum iyice dinle; Haktan büyük dileğimsin, böyle bil! Ölünceye kadar aşkım seninle, Baş tacımsın, teleğimsin böyle bil! *** Anla! Umudumsun çıkmadık canda; Demir attım, bekliyorum limanda. Ölçümsün, tartımsın aynı zamanda, Süzgecimsin, eleğimsin böyle bil! *** Sözlerindir kanun gibi uyduğum; Söz konusu değil, gönül koyduğum. Zevkle taşımaktan onur duyduğum, Kahrı kutsal şeleğimsin, böyle bil! *** Yusufun ben isem, Züleyha yüzlüm; Katı olamazsın ey yufka özlüm! Ey elma yanaklım! ey bâdem gözlüm! Mor dutumsun, çileğimsin böyle bil! *** Yaşadığım kutlu çağsın kuşkusuz, Yaslandığım karlı dağsın kuşkusuz, Çevremi kuşatan ağsın kuşkusuz, Koruyucu yeleğimsin böyle bil! *** Turna katarından seçilmezimsin, Kıymetinle paha biçilmezimsin, Gerçek şu ki, tek vazgeçilmezimsin, Melîkemsin, meleğimsin böyle bil! Ahmet Süreyya DURNA
DOSTLUK MESAJI Dâhilde Trabzona, Tonyaya selâm olsun. Mudanyaya, Kuluya, Konyaya selâm olsun. Hariçte Hanyaya, Kenyaya, İspanyaya; Hasılı topyekûn dünyaya, selâm olsun. Ahmet Süreyya DURNA
YAŞLILARIN CİLVESİ Rahmetli dedem derdi ki Bak oğlum! Şu gördüğün mertek, şu hezan var ya? Şu karşı ki dağın ağaçlarıydı. Gönül atlasımı ilk çizen var ya? Ninemi göstererek: Şu koca karının mor saçlarıydı Rahmetli ninem derdi ki Bak oğlum! Beni tek inciten, tek üzen var ya? O yıllar söylenen aşk suçlarıydı. Gönül kovanımda ilk gezen var ya? Dedemi göstererek: Aha şu haşarı kızıl arıydı! Ahmet Süreyya DURNA
BAYRAĞIMDIR İLK AŞKIM Ben güzel sevmedim bayrağım kadar, Dalgalanır nazlı nazlı göklerde. Onu sonsuz ufuklarda, Onu uç denizlerde, Onu görmek istiyorum her yerde, Benim ondan daha başka kimim var? Ben onun sevdalısı, ben onun delisiyim, Eksi kırk derecede kanımı kaynatan o! Yüreğimi hoplatan, Gece düşüme giren, Aklımı oynatan o! Kabul ederse eğer onun sevgilisiyim Ay yıldızı yakışır al rengine, Baş tacıdır cümle güzelliklerin. Süzülür yükseklerde, Kuş bakışı süzülür. Dolaştım kıtaları rastlamadım dengine, Albenili dilberidir göklerin Duyunca adını başkalaşırım, Aslî görevimdir selâma durmak. Medar-ı iftiharım, Remzi hürriyetimin. Bu onurlu pâyeyi derûnumda taşırım, Ne olur şevkime dokunma yâ Hak! Vatanımda şehidimin kefeni, Bir de gönderlerde kutsal bayrağım. Düşündükçe, Derinlere daldıkça, Alır ötelere götürür beni; İlk Aşkıma ait şu gönül bağım! Hayat kaynağımdır ömrüm boyunca; Hava gibi, ekmek gibi, su gibi. Ancak ayrı kalabilirim Ondan, tek ancak; Şâhit ol ey Kâinatın Sâhibi! Başımı musalla taşına koyunca. Ahmet Süreyya DURNA
VASİYETİMDİR Ahmaklardan akıl alma Mehmetim Elin davulunu çalma Mehmetim Atılgan yürekli adam ol, adam Bostan korkuluğu olma Mehmetim Ahmet Süreyya DURNA
BÖYÜKLERİN BİLGELİĞİ Bu kuzu, bu kurdu hiç zorlanmadan, Boğar diyorlarsa, kesin doğrudur. Şu anaç gergedan, koz kabuğuna, Sığar diyorlarsa, kesin doğrudur. *** Karıştırmak olmaz kuruyu yaşı, Bizim görevimiz eğmektir başı. Gökten armut ile kaldırım taşı, Yağar diyorlarsa, kesin doğrudur. *** Nedir ki ötemiz, nedir berimiz? İnmez derinlere sığ köklerimiz. Timsah yavrusuna böyüklerimiz, Zağar diyorlarsa, kesin doğrudur. *** Çelik imal ettik karton kutudan, Bufalo uçurduk yüksek çatıdan, Güneş tereddütsüz eğer batıdan, Doğar diyorlarsa, kesin doğrudur. *** Bir boynuzlu öküz devirir dağı, Bir sümüklüböcek kurutur bağı, Bir köstebek dağa bedel toprağı, Yığar diyorlarsa, kesin doğrudur. *** Pamuk balyasına sarsılmaz kaya, Katran karasına fildişi boya, Balinalar pervaz vurup semâya, Ağar diyorlarsa, kesin doğrudur. *** Tavanla müsâvî tutulmaz taban, Entel takılamaz çulsuz gariban. Damızlık tekeyi demokrat çoban, Sağar diyorlarsa, kesin doğrudur. Ahmet Süreyya DURNA