Aska Ve Terke Dair...

Discussion in 'Yazılar, Denemeler.' started by DaRkBlooD, Apr 2, 2010.

Tags:
  1. DaRkBlooD

    DaRkBlooD Anne'sinin bidenesi (:

    Aska Ve Terke Dair...

    Bazen öyle bir iliskiye tutulursunuz ki, ne sevebilir,ne
    terkedebilirsiniz. Kör kütük baglanmissinizdir aslinda... En güzel
    yillarinizin, aci tatli hatiralarinizin ortagidir; iç çekismelerinizin
    müsebbibi, yazilarinizin ilhami, sohbetlerinizin konusudur. Gözyaslarinizda,
    bilinçaltinizda, kahkahanizdadir. Korkunca saklandiginiz bir siginak,cosunca
    öptügünüz bir bayrak...Sevdaniz riyasiz, çikarsiz, karsiliksizdir.Sinirsiz
    ve nihayetsiz;
    "Ölmek var, dönmek yok"tur.
    * * *
    Lakin gün gelir anlarsiniz; içten içe bir seylerin kanadigini...
    Tutkulu sevdalarin gizli hançerleri baslar parildamaya...Surasindan,
    burasindan elestirmeye koyulursunuz:
    "Söyle görünse, öyle demese, degisse biraz ya da eskisi gibi olsa..."
    Baskalarini örnek göstermeye, "Bak onlar nasil yasiyor" demeye
    baslarsiniz. Hem birlikte yasayip, hem özgür olmanin yollarini ararsiniz.
    Askinizin gözü kör degildir artik, yanlisini görür düzeltmek istersiniz.
    "Eskiden böyle miydi ya.." diye baslayan sohbetlerde
    açilir elestirinin kapisi; açildikça, bastirilmis itirazlar yükselir
    bilinçaltindan... Böyle süremeyecegini bilirsiniz. Degissin istersiniz.
    O, sevgisizliginize yorar bunu... Ihanete sayar. Tutkulu iliskilerde
    ihanetin bedeli ölümdür. "Ya sev böyle ya da terket" diye gürler...
    * * *
    Bir zamanlar bir gülücügüyle alacakaranligi isitan o rüya, bir kabusa
    dönüsür birden... Kapatir gönlünün kapilarini, yasaklar kendini size...
    Hoyrattir, bakmaz yüzünüze... Zehir akar dilinden, konusturmaz,
    suçlar,yargilar mahkum eder. Mühürler dudaklarinizi, yirtar atar
    yazdiklarinizi, siler sizi defterden... "Iyiligin içindi hepsi, seni
    sevdigim için..." dersiniz,dinletemezsiniz. Ayrilirsaniz asamayacaginizi
    bilirsiniz, lakin böyle de sevemezsiniz. Ihanetten kirilmistir kaleminiz;
    severek, terk edersiniz...

    * * *
    "Madem öyle..."nin çagi baslar ondan sonra...Madem ki siz böylesine
    tutkunken, o hep baskalarini seçmistir, madem ki kiymetinizi bilmemistir, o
    halde "günah sizden gitmistir". Lanet ederek bu karsiliksiz aska, çekip
    gitmeleri denersiniz. Askin göçmenlik çagi baslar böylece... Daha özgür
    olacaginiz limanlara demirlerseniz bir süre... Ne var ki unutamaz, uzaktan
    uzaga izlersiniz olup biteni... Etrafi bir sürü ugursuzla dolmus, kurda kusa
    yem olmustur. Deli kanlilar, eli kanlilar, ugruna ölenler, sirtina binenler
    sarmistir
    çevresini... Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar
    diye... Ugruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla... "Bana
    ne... kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsiniz bir süre... Ama sonra...
    ansizin kulagimiza çalinan bir sarki ya da kapi araligindan süzülüp gelen
    bir koku, hatirlatir onu yeniden... Yaban ellerde,
    baska kollarda ondan bahseder aglarsiniz. Kokusunu özlersiniz; türküsünü
    söylemeyi, sarkisini dinlemeyi, yemegini yemeyi, elinden bir kadeh
    raki içmeyi... Karsi nehrin kenarindan hasret siirleri haykirirsiniz, sular
    kulagina fisildasin diye...
    Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bagirmak geçer içinizden...Dönemezsiniz.
    Göremedikçe baglanir, uzaklastikça yakinlasirsiniz.

    * * *
    Anlarsiniz ki bir çaresiz asktir bu, ne onunla olur, ne onsuz... Hem
    kollarinda ölmek, kucagina gömülmek arzusu, hem "Ne olacak
    sonunda"kuskusu... Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz. Sürünür
    gidersiniz...

    CAN DUNDAR
     

Share This Page