Kaside Nedir ? Kasideler genellikle birini övmek veya yermek amacıyla yazılan şiirler daha çok din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan divan edebiyatı şiirlerdir Kaside şairlerine kaside-gü (kaside söyleyen) kaside-sera ya da kaside-perdaz (kaside yazan) denir Çok katı bir kalıpla yazılan kasideler 6 bölümden oluşur Türk edebiyatında 13 yüzyılda kullanılmaya başlanır Nazım birimi beyittir Beyit sayısı 33-99 arasında değişirKasidenin ilk beyitine matla denir Şair kasidesi içinde matlayı tekrar ederse tecdid-i matla denir Matlayı birden çok tekrar ederse bu zat-ül metali veya zül metalidir Kasidenin son beyitine makta şairin mahlasının bulunduğu beyite taç beyit denir Kasidenin en güzel beyiti beyt-ül kasid olarak isimlendirilir "Kasideler birini övmek veya yermek için yazılan şiirlerdir"şeklindeki tanımbunun nazım şekli değil de nazım türü olduğunu ortaya çıkartırOysa kaside adı şiirin nazım şekliyle alakalı bir durumdurBu açıdan bakıldığında kasideleri belirli bölümlerden oluşan ve gazellerden daha uzun yazılan belli bir kafiye örgüsü olan(aa ba ca da)nazım şeklidir diye tanımlamak daha doğru olacaktır Kasideyi övgü ve yergi şiiri olarak tanımlarsak övgü ve yerginin yapıldığı farklı nazım şekilleriyle yazılmış bütün şiirleri bu gruba dahil etmemiz gerekirMesela şair gazelinde bir kişiyi övdü ise onun da kaside olduğunu iddia etmemiz gerekir ki bu da bizi açmaza sürüklerAynı şekilde bütün hicviyeleri kaside olarak adlandırmamız gerekirMesela Ziya paşanın meşhur terkib-bendlerini(erbâb-ı kemâli çekemez nâkıs olanlarrencîde olur dîde-i huffâş ziyâdan) kaside olarak kabul etmemiz gerekir Kasidelerde illaki övgü veya yergi olacak şartı yoktur Meselâ şair bahariyye içinde tamamen baharın güzelliklerinden bahsetmişse bunun içinde övgü ve yergi aramak abes olacaktır Özellikle İstanbul'dan uzak kalan şairlerin divanlarındaki kasidelerde bir devlet büyüğünü övmekten ziyade bu tür övgü dışı konuların anlatıldığı eğer incelenirse görülecektir Aynı hatalar gazel için de yapılmaktadırGazel kadın aşk şarap konulu şiirler demek değildirGazel bir nazım şeklidirEn az 3 beyittirBeyit sayısı kasideler kadar fazla değildir3 beyitten az olan gazellere nâ-tamam gazel denirYani tamamlanmamış" Kasidenin Bölümleri 1 Nesip (Teşbib) Kasidenin ilk bölümüdür şiir yönünden en ağır bölümdür Genelde 31/99 beyit olur Şair bu bölümde betimleme yapar ; kadın kış at bahar vs Baharın tasviri yapılıyorsa: Bahariye kışın tasviri yapılıyorsa: Şitaiye temmuzun tasviri yapılıyorsa: Temmuziye ramazanın tasviri yapılıyorsa: Ramazaniye atın tasviri yapılıyorsa: Rahşiye hamamın tasviri yapılıyorsa: Hamamiye 2 Girizgah Nesip bölümünden methiye bölümüne geçerken söylenen ve basamak görevinde olan beyitlerdir Şair bu bölümde övgüye başlayacağını haber verir 1-2 beyitten oluşur 3 Methiye Kasidenin sunulduğu kişinin övüldüğü bölümdür Şiir yönü çok zayıf dil yönü diğer bölümlere göre çok ağırdır 4 Tegazzül Gazel söyleme anlamına gelir bütün kasidelerde olması zorunlu değildir Methiyeden sonra şair bir fırsatını düşürüp aynı ölçü ve uyakta bir gazel söyler buna tegazzül denir 5 Fahriye Şairin kendini övdüğü bölümdür Fahriyeyi en seven şair Nefi'dir 6 Tac Şairin kendisi hakkındaki yeni düşüncelerini söylediği bölümdür 2-3 beyit bulunur 'Nefi' çok kullanır(Tac bir bölüm değil sadece şairin isminin geçtiği beyittir) 7 Dua Kasidenin son bölümüdür Birkaç beyit olur Şair burada övdüğü kişinin başarılı uzun ömürlü talihinin iyi olması yönünde dua eder Kaside ve tarihsel önemleri Kasideler sosyal ve kültür tarihi araştırmacısı için önemli bir belge ve bilgi kaynağı olarak değerlendirilebilirlerResmî tarihi vesikalar kadar edebî metinlerin de tarih araştırmacısı için önemli bir belge olduğunu ispatlayacak mühim kaynaklar arasındadır Kasideler ideal devlet adamı profili çizme sosyal ve ekonomik konularda devrin özelliklerini yansıtma sosyal hayatın değişik sahnelerini anlatma tarihî şahsiyetlerin biyografik bilgilerine katkıda bulunma siyasal ve kültürel tarihin pek çok değişik safhası için yazılmış edebi eserlerdir Kasideler konularına göre de değişik adlar alırlar Kasideler konularına göre isimlendirilir Tevhid: Allah'ın birliğini anlatan kısa gazel Münacaat: Allah'a yalvarmak yakarmak için yazılır Na'at : Peygamberi övmek için yazılır Methiye : Devlet büyüklerini övmek için yazılır Mersiye : Ölüm temalı kasidelerdir Hicviyye: Alay etmek amacında yazılan kasidelerdir Şehrengiz:Bir şehrin güzelliklerini anlatan kasidelerdir Cülusiye: Padişahın tahta geçişine sevinen kişiler için yazılan kasidelerdir * Cemreviye: ---------- Divan şairlerinin cemre düşmesi nedeniyle dönemlerindeki büyük kişilere sunmak için kaleme aldıkları kaside türüdür. Örneklerine az rastlanır. Cemrenin bahar müjdecisi olması nedeniyle bir bahariye niteliği de taşır. Cemreviyelere genellikle teşbib ile başlanır. Kasidenin diğer bölümlerinde bir değişiklik yapılmaz. * Bahariye: --------- Baharın gelişini doğadaki değişimleri çiçeklerin açmasını kelebeklerin uçmasını konu edinen kasidelerdir. Dönemlerindeki büyük kişilere sunulup ödüllendirilmek için yazılırlar. Hemen her divanda bir bahariye bulunması geleneği vardır. Hemen her divan şairinin de bir bahariyesi vardır. * Dariye: ------- Divan şiirinde ev ile ilgili kasidelere dariye adı verilir. Divan şairlerinin caize (armağan alma) amacıyla ortaya çıkan fırsatçılıkları sonucu gelişmiş bir türdür. Bazıları gazel tarzında da yazılmıştır. Yeni yaptırılan köşk saray yalı benzeri binalar için yazılır. Şair eserden çok az bahseder hemen yaptıranı övmeye geçer. Binalar için hazırlanan kitabeler de bir tür dariye sayılır. KASİDE ÖRNEKLERİ Kaside Bu şehr-i Sitanbûl ki bî-misl ü behâdır Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır Bir gevher-i-yekpâre iki bahr arasında Hurşîd-i cihân-tâb ile tartılsa sezâdır Altında mı üstünde midir cennet-i a'lâ Elhak bu ne hâlet bu ne hoş âb u hevâdır İnsâf[ı] değildir anı dünyâya değişmek Gülzâr[ı]ların cennete teşbîh hatâdır İstanbul'un evsâfını mümkün mü beyân hiç Maksûd[ı] hemân sadr-ı kerem-kâra senâdır Ez-cümle Nedîmâ kulun ey Âsaf-ı devrân Müstağrak-ı lütf u kerem ü cûd u atâdır NEDİM KASİDE-Yİ HÜLYA ' Sevgili eşime ithaftır ' Ey divane bülbül gel bahara er Açılmış goncaya sen de gönül ver Ruhuna hoş gelen bir türkü gibi Seni saracak aşk rüzgarı eser Kırmızı renkleri bir kadeh gibi Açılmış goncalar beni okşa der Dayanılmaz arzu varsa içinde Kanatlarında güç eksik olmaz fer Nereye koyarım diye düşünme Sinenin üstüdür güzel olan yer Tatlı nağmelerle bezenmiş sözler Kalbin derinine sevdayı eker Sevda öyle bir şey ki anlamazsın İnceden inceye bir derdi döşer Unutmak istersin güzelliğini Sen istedikçe o derine iner Bir bedeli vardır güzel sevmenin Aşık olan çile çekerek öder Meyhanelerini mesken tutarsın Sarhoşu olan ten kendinden geçer Sarılır kadehin ince beline Yudum yudum içer arzuyla öper Her damla düştükçe alevlenir kor Baktığın yerlere hayali düşer Divanedir artık taşıdığın can Harı söndürmeye çöllere gider Leyla'yı arayan gözlerin artık Kumların üstünde Mecnun'a döner Her adım attığın yerde o vardır Serabına doğru seni sevkeder Hülya'yı öveyim tatlı sözlerle Ne güneş doğacak artık ne kamer Güneş doğmayınca sabah olmaz Günün ilk ışığı olmaz da seher Çalkalanan deniz dalgalarında Yol göstermeyecek artık bir fener Azgın dalgalarda yol gösterecek Tam gönlüme göre istenen rehber Ne kadar derinde olsa da yine Aranıp çıkartmak istenir cevher İnciler dizilmiş olur sineye Bulununca onun gibi mücevher Ziyasından yoksun kalmış yıldızlar Gece karanlıkta Hülya'yı bekler Aşk yarama merhem olacak ilaç Dünyada Hülya'dır ahrette kevser Ey divane bülbül onu övmeye Sözler yetmez gayri o tek şaheser Ey Dermani sende maarifet var Çile sardıranı sevmektir hüner Kulunu seversin Yaradan için Her sevgi içinde Allah'ı gizler Çektiğin çilenin sevabı varsa Hem ahirete hem dünyaya yeter Günahtan arınmış olanlardan ol Kurulunca Hak'kın önünde mahşer Günahı çok olan sana bakınır Aşık olan canı gıbtayla izler Ey Allah'ım gonca gülün dalında Sonsuza dek eksik olmasın amber Hidayet eyle sen güzel kuluna Kalbime karşı hep olsun münevver Şahadeti eksik etme dilinden Hak'kın üzerine olsun mukadder Yanlışa düşüp de bocalamasın Tek kılavuz olsun ona Peygamber Onun sevgisi var benim kalbimde Benim sevgim onda olsun muteber ALİ KAYBAL