Aile içi ziyarete gittiğimde TV'de rastgeldiğim bir TRT 3 belgeseli. Evde bir 5dk açık kalmıştı kanal ve ben o 5dk içinde söylediklerine ve gördüklerime o kadar vurulmuştum ki. Ben izlediğim anda, ''Doğada nesli tükenen hayvan değil, insandır'' gibi bir cümle kurmuştu. Bir süre dondu kaldım, sonra kendi kendime bunu ne kadar kolay gözden kaçırmışım veya farkedememişim diye tepindim durdum. Bütün insanlık, doğaya büyük bir hayranlık duyuyor ve hep kendi kendine ''Keşke şuan doğa da tek başıma yaşayabilsem '' gibi bazı cümleler söylüyordur. Fakat orta da çok acı bir gerçek var ki , bunu gerçekleştirebilme fırsatı geldiğinde oturduğumuz yerden kalkmaya bile tenezzül etmiyoruz. Lafı fazla uzatmadan sizlere, bu belgeseli izleyeceğiniz youtube linkini vermek istiyorum. Zamanımız yaklaşık olarak 40dk sını ayırıp izleyeceğiniz bu belgesel için emeği geçen Serdar Kılıç ve teknik ekibine teşekkür ederim. Zira uzun zamandır içimde yok olan düşleri ve umutları tekrar yeşerttikleri için. Linke burdan ulaşabilirsiniz. dipnot: Youtube profilinde eski programlarına dair videoları da mevcuttur.
gerçekten neslimiz tükendi ... insanların neye dönüştüğünü görmek bile istemiyorum insan değiller bunlar diyorum gerçekten değiller...
Halkımızın ne kadar değiştiğini görmek kadar üzüntü duyduğum başka ne var acaba ? Bazen, kendi kendime '' oğlum sende değişiyorsun artık, kabul etmesen de'' demeden edemiyorum. Bize değiştiren ne ki ?
Hayatın her alanına yayılan bir yozlaşma mevcut..Büyürken bize öğretilen değerleri kaybettiğimizi düşünüyorum,ister şartlar, geçim derdi,gelecek kaygısı,ister globalleşme sevdası, modern(!) medeniyetlere özenti deyin özellikle gençlerimizde giderek insani olana karşı bir boşvermişlik,maneviyata karşı bir kayıtsızlık olduğunu görüyorum.Kardeşliğin unutulduğu,bencilliğin ön planda olduğu,her şeyin karşılıklı çıkar ilişkisine döküldüğü bu zamanda ''insanlık''tan söz etmek ...!!kötümser bir bakış açısı mı oldu.? belki ...iyiler hiç mi yok?var elbette ve dilerim ki onlar,bu düzene uyup barındırdıkları güzellikleri yitirmezler.
İyi insanlar var tabii ki. Ama bu iyi insanlar bu değişen düzene ve sisteme tepki göstermemesinin, kendi kabuklarında ve kendilerine dokunulmamasını istemeleri sonucu bu süreç çok daha hızlı işliyor. Şuan karadeniz ve doğu bölgelerinde bu tür insanların hayatlarını sürdüğünü düşünüyorum. Arada dolmuşlara binen yaşlı teyzelerimizi düşünüyorum, bundan 20 yıl sonra o teyzeler gibi giyinen, konuşan teyzelerimiz olmayacak.