Kitaplardan Alıntı Cümleler ..

'Şiirler ve Güzel Sözler' forumunda SeaBoy` tarafından 21 Ağu 2011 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. zipper

    zipper quae nocent docent

    İnsan biraz çocuk olmalı, bir pamuk şeker gördüğünde ben de istiyorum diye tutturabilmeli umursamadan..

    İnsan heyecan duymalı her gün doğdukça, ışığa bakıp dua etmeli yılmadan..

    İnsan aşık olmaktan korkmamalı ; yüreğine acı bir sızı düşeceğini bilse bile zaman zaman..

    İnsan yolda yürürken biraz etrafına bakınmalı, bakıp ta görebilmeli..Farklı diyarlarda farklı serüvenler yaşanıyor her gün, her saat, her dakika, her an..

    Bıkmadan, usanmadan…

    Ne dersiniz? Denemeye değer, değil mi?

    Kibarca gülümse ve geç…Kazanan sen olursun..Huzur bulursun..

    Sana zarar vermek isteyeni görme, işitme, amacına ulaşmasına izin verme..

    Bırak senden uzak olsun..

    İlknur Eyüboğlu / ” Suskun İnci Tanesi ”
     
  2. zipper

    zipper quae nocent docent

    Sevenler birbirlerine yara izlerini gösterirler.
    İlk önce bunu yaparlar…
    Sana ruhumu açmadan önce bil ki incinebilirim demek için…
    Çünkü en çok sevdiklerin yaralar seni.

    Alper Canıgüz / ” Gizli Ajans ”
     
  3. zipper

    zipper quae nocent docent

    ‎"Sevgili Dost;
    yorgun, bitkin, çaresizim...
    uzat o pamuktan da yumuşak,
    gülden de narin ellerini.....
    dokun sıkıntılarıma,
    tuz buz olsunlar.....!..."

    A.Ali Ural / Posta Kutusundaki Mızıka
     
  4. zipper

    zipper quae nocent docent

    “Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.”

    Sabahattin Ali /Kürk Mantolu Madonna
     
  5. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    “Gittin.şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana. Şimdi biz neyiz biliyor musun?
    Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
    Birbirine uzanamayan
    Boşlukta iki yalnız yıldız gibi
    Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
    Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
    Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
    Ne kalacak bizden?
    bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim
    Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
    Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
    Bizden diyorum, ikimizden
    Ne kalacak?”
    murathan mungan -yalnız bir opera
     
  6. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Onların yaşadığı yangınların alevlerinden tutuştururuz zaten biz de hayallerimizin çırasını, her yangından bizim payımıza da biraz ateşle biraz ışık düşer.

    Ahmet Altan | Kristal Denizaltı
     
  7. zipper

    zipper quae nocent docent

    Hayatı bir han olarak tahayyül ediyorum, gidiş arabası gelene kadar orada kalacakmışım. Araba beni nereye götürecek, bilmiyorum, çünkü hiçbir şey bilmiyorum. Dört duvar arasında beklemek zorunda olduğuma göre, hani bir hapsihane olarak da kabul edebilirim, çeşit çeşit insanla karşılaştığım için, dostlukların yeşerdiği bir yer olarak da... Huysuz ya da görgüsüz biri sayılmam.

    Odasına kapanıp, kendini yatağa atıp gözünü bile kırpmadan bekleyip duranları kendi hallerine bırakıyorum; kulağıma hoş seslerin ve müziklerin çalındığı salonlarda gevezelik edenlere de ilişmiyorum. Kapının önüne oturup gözlerimi ve kulaklarımı manzaranın renkleriyle ve müziğiyle sarhoş ediyor, arabayı beklerken alçak sesle, yalnızca kendim için bestelediğim anlaşılmaz şarkıları söylüyorum.

    Gece çökecek, o posta arabası kapıya dayanıp hepimize seslenecek.

    Bana bahşedilmiş hafif rüzgarın ve onun tadını çıkarabilmem için bahşedilmiş ruhun tadını çıkarıyorum; ve daha fazlasını ne soruyor ne kurcalıyorum. Handaki anı defterine yazıp bıraktığım şeyleri günün birinde benden başkaları da okur, bunlarla yol boyu oyalanabilirse, ne ala. Kimse okumazsa ya da zevk almazsa, o da kabulüm.

    Fernando Pessoa / ”Huzursuzluğun Kitabı ”
     
  8. curium

    curium Primus inter pares

    ❝Canım. Seni görmek istiyordum kısacası. İnsan görmekle bile bazı şeylerin ağırlığına dayanabilir, avunabilir, hayal kurmaya devam edebilir. Sen anlamazsın tabii. Anlamak için, insanın bazı eksik yönleri olmalı.❞ -Oğuz Atay, Tehlikeli Oyunlar
     
  9. blood-promise

    blood-promise New Member

    " Hayat Tanrı'nın bir armağanıydı
    ve
    asla istediğin gibi kullanamazdın "
    Jean- Christophe GRANGE - Şeytan Yemini
     
  10. blood-promise

    blood-promise New Member

    " Halk bu ordunun, balkan savaşı ordusuna hiç benzemediği görüyordu. Çanakkale ordusuydu bu. Komutanda İstanbulu'u, Edirne'yi, Trakya'yı, devleti kurtaran komutandı. Bu komutanın adını ve hayalini minnetle yüreklerine kazıdılar.
    MUSTAFA KEMAL ANAFARTALAR GRUP KOMUTANI "

    Turgut Özakman - Diriliş Çanakkale
     
  11. blood-promise

    blood-promise New Member

    " Evet aşkımız platonik kalmalı , platonik diye mırıldandı. Evet dedim . Seni kelimelerin anlatamayacağı ve bedenlerin birbirine değmesinin ötesinde bir aşkla sevmek istiyorum ben. Ruhani bir aşkla sevmek istiyorum. "

    Luke Rhinehart - Zar Adam
     
  12. blood-promise

    blood-promise New Member

    "Hep geceleri başlıyor. Planlarımı geceleri karanlıkta besliyorum. Elimde sınırsız sayıda olan bir şey varsa, oda karanlık. Büyütmek istediklerimin yetişeceği topraklardır karanlık.
    Her zaman geceyi gündüze, bodrumu bahçeye tercih etmişimdir. Hastalıklı düş varlıklarım ciğerlerine buz gibi havayı çekebilmek için ancak günbatımından sonra sığınaklarındançıkmaya cesaret edebiliyorlar. Benden, biçimsiz yaratılmış bedenlerine kendilerince grotesk bir güzellik vermemi bekliyorlar. Yemin güzel görünmesi gerekir ki av. kancayı ancak etine saplandıktan sonra fark etsin. Benim avım. Sizi daha tanımadığım halde sarılmak istiyorum. Bunu bir şekilde yağacağım zaten. Ruhumun içinde bir ve tek olacağız.
    Karanlığı aramam gerekmiyor. O her zaman etrafımda. Dışarıya soluduğum nefesim gibi. Vücudumun kokusu gibi. Bu aralar benden uzak durmaya çalışıyorlar. Bu iyi bir şey. Etrafım da ürkek bir halde fısıldaşıp korkarak dolanıyorlar. Onları benden uzak tutanın kokum olduğunu düşünüyorlar ancak yanılıyorlar.
    GERÇEK SEBEBİ KARANLIK. "


    U. Pozanski - Erebos - Önsözü
     
  13. zipper

    zipper quae nocent docent

    Nereye gidersen git, birileri sana derinin rengini ve dualarını soracak. Onların itkilerini hoşnut etmekten uzak dur!
    Oğlum, çoğunluk önünde boyun eğmekten kaçın! İster Müslüman, ister Hristiyan, ister Yahudi olsunlar, seni olduğun gibi kabul etmeliler, ya da seni yitirmeyi göze almalılar. İnsanların görüşünü dar bulduğun zaman kendi kendine Tanrının ülkesinin çok geniş olduğunu söyle;
    O’nun elleri çok geniştir, O’nun yüreği de çok geniştir...
    Uzaklara gitmek, denizler, sınırlar, ülkeler, inançlar aşmak fırsatı çıktığı zaman hiç duraksama..

    Amin Maalouf / Afrikalı Leo
     
  14. zipper

    zipper quae nocent docent

    Karşındakinin gerçeği sana açıkladıklarında değil, açıklayamadıklarındadır.
    Bu yüzden onu anlamak istiyorsan,
    söylediklerine değil, söylemediklerine kulak ver..

    Halil Cibran / Kum ve Köpük
     
  15. blood-promise

    blood-promise New Member

    " ' Bütün gün yatakta kalmanın nesi hoş?'
    'Kimseyi görmek zorunda kalmıyorsun.' "


    Charles Bukowski, Ekmek Arası
     
  16. Mim

    Mim New Member

    '~Aşk, parmak izi gibidir. Aynaları olmakla birlikte, aynısı yoktur. O halde, sana tuhaf gelse de, mecnun kimseyi hor görme!

    ~Her yerde olmak gibi bir duan varsa, gönüllere gir. Çünkü sevenler sevdiklerini gönüllerinde taşırlar ve nereye gitseler oraya götürürler. Aşık neredeyse, maşuk da oradadır.

    ~...Mecnun olmayan, onun hallerinden de, yasından da, bayramından da bîhaberdir. Aşk anlatılmaz, aşık anlaşılmaz... Kimse bir başkasının aşkını anlayamaz...

    ~Kardeşinin günahını diline dolama da, kendi günahlarına ağla. Zira sen, onun dedikodusunu yapmakla Hak'tan uzaklaşırken, kardeşin kendi günahlarına ağlamakla Hakk'a yaklaşmaktadır. Dua et de Allah seni, o kınayıp durduğun günahkar kardeşin hürmetine affetsin.'

    Dert Bende Ne Gezer Beyim|Neslihan Nur Türk
     
  17. zipper

    zipper quae nocent docent

    Bu sözde uygar dünyada, görünüşte uygar davranan insanlar arasında, gerçekte sürekli bir savaşın egemenliğinden kuşku mu duyuyorsunuz? İnsanların birbirlerini ağır ağır öldürmekte olduklarına inanmıyor musunuz?

    Kimi zaman herkes açık ve seçik görebiliyor bu gerçeği, ama uzun zaman parçaları boyunca da insanlar yine belli bir dinginlik içerisinde yaşayıp gidiyorlar; küçük yaralarıyla, yaralanmalarıyla birlikte ve aslında yaşanabiliyor bunlarla…

    İnsanın gerçek ölümü, hastalıklardan değildir, insanın insana yaptıklarındandır..

    Ingeborg Bachmann / Maline
     
  18. zipper

    zipper quae nocent docent

    Bir tarafımız hep kırık kalacak belki ama ihtimal bir kafiye tutturabiliriz.
    Bütün yorgunluklarımızı yek diğerinde dinlendirebilir, birbirimize sığınabilir, iki ayrı ırmağın delicesinde değil,bir ırmağın derininde akabiliriz.
    Yeniden diyebiliriz...
    Bu kanda aşk atmasaydı bu cevher bu kadar kanamazdı.
    Ben aşk için öleyim ki sen de aşka inanmış olarak ölesin.
    Hayatında “Vatanım” diyebileceği biri olursa vatan hasreti bile o kadar acıtmazdı insanı..

    Nazan Bekiroğlu / Nar Ağacı
     
  19. zipper

    zipper quae nocent docent

    “Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.”

    Sabahattin Ali /Kürk Mantolu Madonna
     
  20. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    “Avazım çıktığı kadar bağırdım: “Dünyanın bütün aşıkları birleşin ulaan!”
    — Murat Uyurkulak - Tol
     

Bu Sayfayı Paylaş