Müstezat

'Türkçe-Edebiyat' forumunda Uygu tarafından 8 Eki 2012 tarihinde açılan konu

  1. Uygu

    Uygu New Member



    Müstezat Arapça’dan Türkçe’ye geçmiş bir kelimedir. Arapça ziyade sözcüğünden kaynaklanır.

    1) Kelime anlamı olarak çoğalması istenilen artmış anlamına gelir. Günümüzde bu anlamıyla fazla kullanılmamaktadır.

    2) Bir edebiyat terimi olarak her dizesine bir küçük dize eklenmiş divan edebiyatı nazım türünü ifade eder.

    Bir gazelin her dizesine bir kısa dize ekleyerek oluşturulan şiir biçimidir. Çoğunlukla aruzun “mef’ulü/ mefailü/ mefailü/ feulün kalıbı kullanılarak yazılırlar. Her dizeden sonra bu kalıbın ilk ve son birimleri olan mef’ulü/ feûlün kalıbına uygun bir kısa dize söylenir. Eklenen bu kısa dizeye ziyade denir. Ziyadeler dizeden sayılmadığı için iki uzun iki kısa dizeden oluşan 4 dize bir beyit sayılır. Kısa dizeler okunsa da okunmasa da beytin anlamı bir bütün oluşturur. Ziyadesi bir satırdan fazla olan müstezatlar da vardır. Tez ziyadeli müstezatlara “sade” çitf ziyadeli olanlara ise “çift” adı verilir.

    Özellikleri:

    1. Her beyitte uzun mısraların sonuna eklenen ve ziyâde mısra da denilen kısa mısralar yer alır.
    2. Gazelden türemiştir.
    3. Genellikle divanların gazelleri ve kasideleri arasında yer alır..
    4. Müstezatta gazelde olduğu gibi aşk şarap güzellik ve aşkın ıstırabı gibi konular işlenir.
    5. Divan şiirinin sanatlı ve artistik şekillerindendir. Kısa dizeler okunsa da okunmasa da beytin anlamı bir bütünlük oluşturur.

    Bülbül yetişir bağrımı hûn etti figânın
    Zabt eyle dehânın
    Hançer gibi deldi yüreğim tîg-i zebânın
    Te’sîr-i lisânın


    Alıntı

     

Bu Sayfayı Paylaş