bu benim ödevimdi belki işinize yarar ya da merak edersiniz diye paylaşıyorum.. Osman Gazi Hân, ölüm döşeğinde; Allahtan mehil istiyor, Bursanın fetih müjdesini alabilmek için. O, tâ bahardan badem ağaçlarının çiçeğe durduğu günden seçmiştir ölümü: Oğul, ben öldüğüm vakit, beni Bursada şu gümüşlü kubbenin altına koy! Osman gazinin, oğlu Orhan Beğ e vasiyetidir bu. Bu, Onun soy sop ülküsü yaptığı rüyasının gerçekleşmesi demektir. Ancak, o zaman gülümseyerek hoş geldin, hoşnutluk getirdin diyebilecektir ölüme. Son göçe, tek başına çıkılan yolculuğa hazırlanan Osman Gazi Hân, şimdi, hayatı boyunca dinlediklerini, gördüklerini, deliliklerini, durulup arınışını, büyük yörüngeye oturuşunu; yerleri, halleri, kişileri ve büyük ülküsünün adım adım gerçekleşmesini hatırlamamaktadır. O, şimdi Uludağdan da büyük bir hatıralar dağıdır: Osmancıkın çocukluğu, herhangi bir çocukluktan farksızdır. Gençliği de öyle Ele avuca sığmaz; nerede çalgı, orada kalgı günleri. Gücünün, kuvvetinin sahibi değildir; aksine gücü kuvveti, onun sahibidir. Kılıçta ve yayda üstünleştikçe değil meydan okumaya, bir yan bakışa bile katlanamaz olur. Gururu için yaşamaktadır. Babası Ertuğrul Beğ, bir müddet Osmancıkı takip eder, öğütler verir. Fakat sonradan onu kendi haline bırakır. Öteki oğlu Gündüz Beğ e önem vermeğe başlar. Osmancık, ağasını kıskanacak yerde rahatlamış ve mutlu olmuştur. Azâd edilmiş sayar kendini ve keyfince yaşamaya başlar. Tâ ki Şeyh Ede Balı ile tanışıncaya kadar. Domaniç temmuzlarından birinde, Sivrikaya da Osmancık, Ede Balı ile karşılaşır. Gökte ay ve yıldızlar Osmancık, yıldızlara bakarak dünya ne kadar büyük! diyor. Osmancıkı gizliden gizliye takip eden Ede Balı: Dünyayı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüz oğul! Hırsımız, sabırsızlığımız, bencilliğimiz. Önce bu yüzden küçülüyor sonra da Dünyayı çok büyük görüyoruz, der ve ilave eder: dünya bir ömür için, bir TEK İNSAN için büyüktür. Bir soy için değil; bir soyun benimseyeceği, bir soya benimsetilecek bir amaç, bir inanç, bir ülkü için değil! Osmancıkın kafası ve ruhu altüst olmuştur. Öfkelenir, Ede Balı ya saygıda kusur eder. Ertuğrul Gazi, oğluna Ede Balı ya sakın karşı gelme; bana karşı gel, ona gelme. Ede Balı soyumuzun ışığıdır diye tembih eder. Osmancık, Ede Balının tekkesine gittiği bir gün Malhun Hâtunu görür ve ona âşık olur. Töresince istetir. Ede Balı kızını vermez: Halleri müsavi değil, diye Bundan sonra Osmancık için değişim ve arayış dönemi başlar. Yine tekkeye misafir olduğu bir gün, rüyasında Ede Balının göğsünden çıkan bir ayın kendi göğsüne girdiğini, sonra bir çınar ağacı şeklinde dünyaya dal budak saldığını görür. Dört yana rahmet ve nur yağdıran bir çınar ağacıdır. Rüyanın tabirine göre, bu ay Malhun Hâtun, bu çınar ağacı ise Osmancıkın kuracağı devlettir. Osmancık artık değişmektedir. Kılıcını, yayını, topuzunu kendisi için değil, soyu sopu için, soyunun amacı için kullanmaktadır. Sonunda Ede Balı kızını Osmancıka verir. Sade bir törenle evlenirler. Osmancık, artık yaşlanmış ola babası Ertuğrul Gazinin yerine beğ seçilir. Osman Beğ, ilk iş olarak civardaki Türk boylarını birleştirir. Kendi buyruğunda ve hepsinin rızalarını alarak Domaniç ve civarı dar gelmeye başlamıştır. Her gün yeni topraklar alınır, kaleler düşürülür yeni gelenler, tâ Orta Asyadan ve daha yakın yerlerden gelenler, bu topraklara yerleştirilir. Savaş, akın, ganimetin paylaşılması, yerleşme biçimi, doğumlar, evlenmeler, dostluk ve düşmanlıklar her şey bir düzene bağlanmıştır. Herkes nefsini ve bencilliğini yok etmiştir; başkalarını, soylarının geleceğini düşünmektedirler. Pazar yerlerinin emniyeti sağlanmıştır. Yöredeki herkes ( Rumlar dahil; Osman Beğ e tâbi olan herkes ) hayatından, ırzından, malından emindir. Bu günlerde Osman Beğ in anası Cankız, ardından da 90 yaşındaki Ertuğrul Gazi vefat ederler. Orhan dünyaya gelir. Bütün bu olup bitenler sırasında Osman Beğ in önemli meselelerinden birisi amcası Dündar Beğ dir. Dündar Beğ, ağabeyi Ertuğrul Gaziden sonra beğliğin kendisinin hakkı olduğunu düşünüyor, Osman Beğ i kıskanıyor ve bozgunculuk ediyordu. Osman Beğ, saygısını bir an bile ihmal etmeden, amcasını uyarıyordu. Hatta bir gün Dündar Beğ e: Elin öperim amuca, dizin öperim amuca. De ki davarın güdeyim, odunun kırayım amuca. Amma ko ki beğliğime eller taş atsın ki beğliğimi korumam zor olmasın. Ben bunda akıl isterim, rey isterim, ışık isterim.Yanılırsam doğruyu isterim. Ben bunda takaza istemem, dokunç istemem, kakınç istemem demiştir. Dündar Beğ aldırmaz, bildiğince devam eder. Düşman üstüne ılgar eden savaşçıları geri çağırır. Osman Beğ, bir yay darbesiyle amcası Dündar Beğ i düşürür. Osman Beğ in ikinci oğlu Alaeddin dünyaya gelir. Mihail Kosses Müslüman olur. Töreye bağlılık şuuru, zayıfa yardım fazileti, din uğrunda göz kırpmadan ölüme gitme heyecanı Mihail i Abdullah yapmıştır. İnegöl, Yarhisar, Aydos, Bilecik, İznik kaleleri alınır. Zaman, geçip gitmektedir; Osman Beğ e rağmen Alaeddin bile at bitmektedir artık. Orhan Beğ, Yarhisar tekfürünün kızı Holofira ile evlenir. Holofiranın rızası, arzusu, isteği ve aşkı ile Osman Beğ, gelininin adını Nilüfer olarak değiştirir. Müslüman olan Nilüfer, Osman Beğ e torunlar, Orhan Beğ e oğullar verecektir; Murad ı verecektir Selçuklu Sultanı, bir fermanla Osman Beğ in hanlığını tebasına duyurur. Artık Cuma namazlarında hutbe Osman Han adına okunmaktadır. Şeyh Ede Balı rahmet-i rahmâna kavuşur. Orhan yavaş yavaş pişmekte, olgunlaşmaktadır. Hem gazada hem yönetimde. Osman Gazi Hânın etrafı boşalıyor. Baba dostları, yola beraber çıktığı yoldaşları birer birer âhirete intikal ediyorlar. Malhun Hâtun da vefat ediyor. Osman Gazi Hân, hasta yatağında, iki aydır yatmaktadır. Kulakları nal seslerinde, Bursanın fetih müjdesini bekliyor. Derken ,müjdelerin hası, nal sesleri Sungur dışarı fırlıyor ve göz açıp kapayıncaya kadar da geri dönüyor. Nefes nefesedir: Gözün aydın Hânım! Bursa bizimdir! Osmancık, Osman Beğ, Osman gazi Hân; babası Ertuğrul Gaziye, şeyhi ve kayınpederi Ede Balı ya, kendinden önce giden baba dostlarına, yoldaşlarına ve Zümrüdü Ankası Malhun Hâtuna mülâki olmak için gözlerini yumuyor. Mesut ve huzurlu ÂLAMLERİMİZDEN SEFER EYLER OSMAN GAZİ HÂN; BİR GARİP YOLCU GİBİ emeğe saygı teşekkürleri bekliyorum
bu bölüm özet bölümü link vermek yerine konuya direk özeti yazıyoruz link verilen konular e kitapdaki kitaplar için geçerli onuruks