Akşitler(935-969)

'Tarih' forumunda Uygu tarafından 3 Eki 2012 tarihinde açılan konu

  1. Uygu

    Uygu New Member



    Tulunoğulları Devleti’nin Abbasiler tarafından yıkılmasından sonra Mısır ve Suriye, otuz yıl süreyle, valilerle idare edildi.

    Tulunoğullarından sonra Mısır’da kurulan ikinci Türk devleti de Akşitlerdir (İhşitler). Akşitler Devleti’nin kurucusu Muhammet Akşit, Türkistan’ın Fergana Akşitlerindendir. Babası Togaç Bey, Şam valisi iken Abbasi halifelerinden Muktedir Billah’ın gazabına uğrayarak hapsedilmiş ve ölmüştü.

    Muhammet Bin Togaç, babasının felaketine sebep olan olayı tamir etmiş ve halifenin gözüne girmeyi başarmıştı. Bunun sonucu olarak, 930 yılında Şam’a vali olarak tayin edilmişti. Bir sonraki halife (Kahir Billah) zamanında Mısır’a vali olarak atandı (933). Halifelik makamına geçen Razi Billah’ın aciz oluşundan, ordudaki Türk asker grubunun desteğine dayanarak istiklalini ilan etti (935).

    Mısır’daki durumunu güçlendirdikten sonra, atalarının Fergana hükümdarları olduğunu ispat etmesi üzerine, halifeden İhşit (Akşit) lakabını aldı (939).Abbasi halifelerinin acz ve zaaflarından faydalanarak 941′de Suriye’yi. 942 tarihinde de Mekke ve Medine’yi ülkesine kattı. On iki yıl hükümdarlık yapan Muhammet Akşid, 946 yılında öldü.

    Yerine önce büyük oğlu Ebu Kasım Enucur , daha sonra da diğer oğlu Ebu Hasan Ali geçti. Onun ölümünden sonra yerine oğlu Ahmet geçti. Bu üç hükümdar döneminde devlet işlerini Kbu’l Misk Kafur adlı Habeşli bir köle idare etti. Çok iyi bir devlet adamı olan Kafurun ölümünden sonra, ülkede karışıklıklar çıktı. Fatımiler Mısır’ı istila ederek otuz dört yıl kadar yaşayan Akşit (İhşit) Devleti’ne son verdiler (969).

    Tulunoğullan ve Akşitlerin Türklslam tarihindeki yeri ve önemi büyüktür. Mısır, Tulunoğulları zamanında en parlak dönemini yaşadı. Tulunoğlu Ahmet’in uyguladığı adalet, hem halkın sosyal refahının artmasını sağlamış; hem başka devletler için örnek teşkil etmiş ve hem de uzun bir süre Mısır halkının hafızasından silinmemiştir.Tulunoğlu Ahmet, cesareti ve kahramanlığı kadar, sosyal adaleti ile de Türk hükümdarlarını temsil ediyordu.

    Alıntı


     

Bu Sayfayı Paylaş