15inci yüzyılda yaşamış olan İtalyan denizci ve kaşif John Cabotın düzenlediği seferlere dair bilgileri analiz eden tarihçiler, 1492de Yeni Dünyaya ayak basan ilk kişi olduğu kabul edilen Kristof Kolombdan önce Amerikaya seferler düzenlenmiş olabileceğini belirtti. Yeni Dünyayı keşfeden ilk insan olduğu kabul edilse de, Kolomb, Güney Amerikaya ayak bastığı 1498 yılına kadar Amerikaya adım atmadı. Kolomb, 1492de Yeni Dünyaya düzenlediği ilk seferde, sırasıyla San Salvador, Küba ve Haitiye çıktı ve sonra İspanyaya döndü. Cabot ise Kuzey Amerikaya İngiltere Kralı Yedinci Henrinin talimatıyla 1496 ve 1498 yılları arasında üç sefer düzenledi. Cabot, İzlandadan sürgün edildikten sonra 1000 yılında Kuzey Amerikaya ayak bastığı iddia edilen Leif Ericson ve Vikinglerin ardından, Kuzey Amerikaya çıkan ilk insandı. Cabotın 1497de gerçekleştirdiği seferler, Kuzey Amerikanın Atlantike bakan ucu, Newfoundlandin keşfiyle sonuçlandı. MUHASEBE DEFTERİNDEKİ SIRLAR Tarihçilerin, bugüne sararmış sayfalarıyla ulaşan bir muhasebe defterinde yer alan kısa notlar, Cabotın seferlerine yeni bir boyut kattı. Notlara göre, Cabot, Nisan 1496da, Londradaki Bardi adlı İtalyan bankasından mali yardım aldı. Hayatını kaybeden tarihçi Alwyn Ruddockun geçmişte yapmış olduğu çalışmalarda, bu bilgiye not düşülmüştü. Ruddock, Cabot ve Kolomb henüz ilk seferlerini düzenlemeden on yıllarca önce, Avrupalıların Amerikaya ayak basmış olabileceğini öne sürmüştü. İtalyanın Floransa kentindeki özel bir arşivde bulunan muhasebe notlarına göre, Venedikli "Giovanni Chabotte"ye (John Cabot), 50 noble (bugünün parasıyla 16 sterlin 13 sent) ödeme yapıldı. Amaç, okyanusa açılarak yeni topraklar keşfetmekti. İtalyan tarihçi Francesco Guidi-Bruscoli, Discovery Newse yaptığı açıklamada, Muhasebe defterineki az miktarda bilgi, Cabotın ilmi hakkında yeni bir sayfa açıyor. Cabotın Bristol kentinden başladığı seferler, sanılandan daha büyük bir İtalyan destekli ağın ürünü olduğunu gösteriyor dedi. Araştırması Historical Research dergisinde yayımlanan Guidi Bruscoli, kısa girişin 'yeni bir kıtaya' (İtalyancada un nuovo paese) değil, 'yeni kıtaya' (il nuovo paese) yönelik olduğunu belirtti. Bruscoli, zaten bilinen bir toprak parçasından bahsedermiş gibi alınan notun, kafa karıştırdığını belirtti. NE ANLAMA GELİYOR? Cabotın kullanmış olduğu ifade, onun daha önceden insanların ayak basmış olduğu toprakları bulmasının istendiğine işaret ediyor olabilir. Bardinin, yeni toprakların keşfine son derece objektif bakan ve bu durumdan getiri sağlamak isteyecek kişiler olduğuna inanılıyor. Kısaca bu insanlar, öncen ayak basıldığına inanılan toprakları yeniden keşfetmek istiyordu. Ayrıca, Cabota sadece Hristiyanlara bilinmeyen toprakları keşfetme izninin verilmiş olması, yeni toprakların Kolomb tarafından dört yıl önce keşfedilen yer olma ihtimalini çok azaltıyordu. Belki de, o dönemler ticaretin çok yoğun olduğu bir liman kenti olan Bristoldeki tüccarlar, Kuzey Amerikayı daha eski bir tarihte keşfetmiş olabilirdi. Bruscoli, Maalesef, elimizde sadece ipuçları var. Bardi, daha önceden yapılmış bir keşfe yatırım yapıyormuş gibi görünsede, bu konuda emin olamıyoruz dedi. TARTIŞMALAR YILLARDIR SÜRÜYOR Cabot hakkındaki tartışmalar, 1497 veya 98 yılında, İngiliz tüccar John Day tarafınan Lord Grand Admira (Büyük Amiral) Kristol Kolomba yazılan mektupta da destek görüyor. 1950li yıllarda keşfedilen mektup, Cabotın 1497de Newfoundlande düzenlediği ve kısa bir süre önce tamamlanan seferinden bahsediyor. Mektupta, bu topraklara ulaşılmasına kesin gözüyle bakıldığı, Bristolden okyanusa açılan denizcilerin burayı daha önce keşfettiği ve bunu Kolombun zaten bildiğinden bahsediliyor. Alwyn Ruddockun, Bristolden kalkan gemilerin yaptığı seferler hakkındaki detaylı araştırmaları, elde edilen bulguları doğruluyor. Bristol Üniversitesinde tarihçi olan Evan Jonesa göre, Ruddockun elde ettiği bilgiler, Avrupanın, Kuzey Amerika ile 1492den sonra gelen 30 yıl içindeki ilişkisine olan bakışımızda çığır açabilir. Jones, Ruddockun İtalyan ve İspanyol kaynaklarda, Bristolden okyanusa açılan tüccarların Yeni Dünyaya 1470li yıllarda ulaştığına dair deliller bulduğunu öne sürdü. Ayrıca, Cabotın sanıldığı gibi 1498deki seferde ölmediğini ve 1500 yılında sağ salim İngiltereye döndüğünü iddia etti. Cabot Araştırma Enstitüsünü kuran Jones, Ruddock oldukça dikkat çekici bulgular elde etti. Ancak vasiyetinde, ölümünün ardından tüm çalışmalarının yakılmasını istedi açıklamasını yaptı. Çalışmalarını gizli tutmak konusunda son derece titiz olmaya gayret gösteren Ruddock, 2005 yılında, 89 yaşındayken öldü. Ölümünün ardından, vasiyeti gereği 78 çantayı dolduran notları, fotoğrafları ve mikrofilmleri, kağıt doğrayıcı makinede parçalara ayrıldı. John Cabot'un 1496'daki seferi. İTALYANLAR FİNANSE ETTİ Ruddockun yaptığı araştırmalarda ortaya attığı önemli iddialardan biri, Cabotın İtalyanlar tarafından finanse edilmesiydi. Jones ve yardımcısı Margaret Condon ile 2010 yılında hayatını kaybeden tarihçinin evine yaptığı ziyarette, ilginç bir keşifte bulundu: Eski bir ayakkabbı dolabının üzerinde, Londranın Bardi şirketi yazıyordu. Jones, Bardi bankası, Ruddockun neredeyse 50 yıl boyunca adını gizli tuttuğu bankanın ta kendisi dedi. Floransadaki İtalyan tarihçi Bruscoli ile temasa geçen ikili, Guicciardini ailesinin özel arşivine az da olsa göz atma imkanı buldu. Bruscoli, Ruddockun ayakkabı dolabı üzerine yapıştırmış olduğu o yapışkan etiket olmasaydı, muhasebe defterindeki bilgilere ulaşmak oldukça zor olurdu dedi. Jones ve meslektaşları ise tüm çalışmaları yok edildiği düşünülse de, Ruddockun ardından hala gizli kalan notları olabileceğini düşünüyor. Jones, Ruddocka bir araştırmacı olarak büyük bir saygım var. Ancak tüm çalışmalarını yok etme kararına saygı duymuyorum. Yaptığı, tarihsel araştırmalara anlamını veren kavramlara anti tez olarak kalıyor. Tüm çalışmalarını yok etmek istemiş olduğuna inanmak ve bunu kabul etmek istemiyorum dedi. ntv