Ardahan Halk Ozanları ve Şiirleri

'Doğu Anadolu Bölgesi' forumunda sha. tarafından 22 Ara 2009 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Ülkemizde halk şairleri ve halk hikayecilerinin en çok yetiştiği yöre Ardahan’dır bunun bir çok sebebi vardır. Başta 93 harbi olmak üzere 1877-78 Osmanlı –Rus savaşı ve bunun sonucunda 40 yıl anavatandan ayrı kalması gelmektedir.Düğün ve derneklerde saz şairleri ile halk hikayecilerimiz can kulağı ile dinlenen insanlardır. Milli acıları ebedi ve milli duyguları besleme ve doyurma isteği başta gelir. İster saz vurmayan veya Ehl-i Dil, ister saz çalan deyişler söyleyen aşık , isterse yalnız halk deyişleri ve manzume yazanlar olsun, Ardahan ili en zengin halk şairleri ve hikayecilerinin ocağıdır denebilir yüzlerce halk şairi ve hikayecisi ile Ardahan’ın ne denli büyük bir mirasın sahibi olduğu artık bütün yöreleri biliniyor ve taktir ediliyor. Bunlardan bazıları.

    1-Aşık Şenlik – 1850 yılında Çıldır’ın suhara ( yakınsu) köyünde dünyaya gelmiştir. Hiçbir eğitim almadan üstün zekası nedeniyle halk meclislerine katılarak kendisini yetiştirmiştir. Şiirlerinden bazıları, Osmanlı Rus savaşında söylediği kahramanlık türküsü.
    Ehli İslam olan işitsin bilsin
    Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana
    İstese uruset neki var gelsin
    Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana


    Asker olan bölüh bölüh bölünür
    Sandınızmı Kars Kalesi alınır
    Boz atlar üstünde kılıç çalınır
    Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana

    2-Aşık Zülali – 1873 yılında Posof’un Suskap ( Aşık Zülali) köyünde doğmuştur aşıklığının yanında İstanbul da ağabeyinin yanında eğitim görmüş Arapça ve Farsça öğrenmiş. 1904 yıllarında Türkçe ve din dersi öğretmenliği yapmış.
    Devrin en önemli aşıklarından Çıldırlı Aşık Şenlik, Narmanlı Aşık Sümmani savaşların ve felaketlerin olduğu dönemin çocuğu olarak yetişti. Yaşamı boyunca çok yer değiştirmek zorunda kalması nedeniyle aşk, tabiat, gurbet,ayrılık, memleket sevgisi, yoksulluk, nasihat ,tasavvuf ve sosyal hadiseler onların şiirlerinin başlıca temasını oluşturur.

    Üstadından öğüt istersen gönül
    Var otur yanında kal ağır ağır
    Herkesin ağzından akmaz şeker bal
    Düşünde edebin al ağır ağır

    Bakarsın yok iken var olduk neden
    Vücut yavaş yavaş tam olur beden
    Çekirdek topraktan biter bir fidan
    Büyüdükçe açar dal ağır ağır


    Yöremizin ünlü iki aşığı 1890 yılında Çıldırın Suhara köyünde bir araya gelerek bir atışma yaparlar. Bu atışmanın bazı bölümleri şöyledir.

    Şenlik
    Yine fikrim hayallandı uğraşır nara ile
    Tabipsiz derdi çekerim melhemsiz yara ile
    Arz ediben gitsem eğer pirin öz diyarına
    Menzilim bin yıllık yoldur tükenmez bir ay ile

    Zülali
    Yaman baktım çekti leşker bir ulu duğra ile
    Fethetti burcu semayı döğüşür sahra ile
    Sağolmaz yara çekeriz nah-nuyi kısmette biz
    Eğerki eflatun gelse tabib-i kübra ile

    Şenlik
    Serçe şahan ile eylermi savaş
    Sana kim dediki fil ile uğraş
    Yüzünden kar yağar gözünden ateş
    Şenlik gibi kahramanı gördün mü

    Zülali
    Der Zülali dön bak önünde ne var
    Kaçılmaz dört yanın çevrili duvar
    İster olsun ağzı kanlı canavar
    Ben yırtıcı çok aslanı görmüşüm.
     

Bu Sayfayı Paylaş