Arundhati Roy - Küçük Şeylerin Tanrısı

Arundhati Roy,tek kitabında ,lirik bir dille, şiirsi bir anlatımla, bir söz-büyücü gibi kullandığı sözcüklerle, yasak bir aşkın çökerttiği bir ailenin soluk kesen dramını anlatır.
Varlıklı bir Hindu ailesinin güzel kızı Ammu, ailesinin yanında çalışan bir işçiye aşık olur. Önüne geçilmez, kural tanımaz, tutkulu bir aşkla bağlanırlar birbirlerine. Oysa genç adam Dokunulmazlar sınıfındadır, toplumun en alt kademesinden. Sonu olmadığını bildikleri bu aşkta Küçük Şeylerle 'le yetinirler, geleceği düşünemezler. Genç kadının ayrıldığı kocasından olan biri kız, biri erkek ikiz çocukları bu aşkın doğal tanıklarıdır. Olaylar, birbirinden ayrılmayan bu çift yumurta ikizlerinin çevresinde döner, kızın gözüyle anlatılır. Arundhati Roy, geriye dönüşlerle örüyor kurgusunu ve beklenmedik, dehşet verici sona ulaştırıyor. 1960'lı yılların sonunda, Hindistan'ın güneyinde geçen bu öyküde, arka planda İngiltere'den bağımsızlığını yeni kazanmış, siyasal çalkantılar içindeki bir Hindistan'ı, Kast Sisteminin ürkütücü koşullarını ve toplumsal tabuları buluyoruz. Hindistan'da yayınlandığında, Hristiyan bir Hindu kadınıyla alt kasttan bir erkek arasındaki aşk ve aşk sahneleri Hint gelenek ve göreneklerine aykırı düştüğü için büyük tartışmalara yol açan Küçük Şeylerin Tanrısı bir solukta okunan unutulmaz bir roman.

Gizli içerik:

Bu alandanki gizlenmiş içeriği görmek için konuya yanıt vermelisiniz.

Gizli içerik:

Bu alandanki gizlenmiş içeriği görmek için konuya yanıt vermelisiniz.

Yazarla ilgili bilgilerin ve yapılan bir söyleşinin de yer aldığı linki merak edenler için ekliyorum:

Küçük Şeylerin Tanrısı - Arundhati Roy

Keyifli okumalar…​

 

Aynı güneşin ısıttığı bir toprakta mezarlıklar dahil her yerden buharlaşan sıvılar, gökyüzüne yükselir, buluta dönüşürler. Bir rüzgar eser, bu bulutlar başka diyarlara göç eder ve soğuduklarında yeniden yoğunlaşıp sıvıya dönüşür ve yağmur olarak yeni geldikleri yerlerdeki toprağı sularlar.
Sulanan toprakta yetişen besinleri yer oradaki insanlar, yağan yağmurla çoğalan suları içerler, yaşarlar, doğururlar ve ölürler. Sonra toprağa gömülürler. Vücutlarının % 60-70 i sudur. Yine güneş ısıtır tıoprağı, sıvılar yükselir, yükselir, yükselir...............

Sonuç olarak tüm Dünya tek bir metabolizmadır.....

İnsanlar arasındaki sınıflardan, etnik kökenlerden vs. bahsedildiğinde hep yukarıdaki düşünce zinciri belirir kafamda...

Ellerine sağlık Sevgili anonim.:Frnds::gül: İnsan düşünmeden edemiyor neden tek bir kitap? ff:
:saygilar:

 

teşekkürler

 

tesekkur

 

Teşekkürler...

 

Teşekkürler...

 

Cemil Meriç olaydı severdi kitabı zannımca. Kendisi fildişi kulesinden hindistana bakar gönül gezidirirdi. Teşekkürler anonim. sindire sindire okumak gerektir.

 

teşekkürler

 

teşekkürler.

 

Teşekkürler.

 

teşekkürler

 

Ellerine sağlık :Frnds::gül:

 

Emeğiniz için sonsuz teşekkürler...

 

ben bu kitabı yıllar önce ilk çıktığında okumuştum. iyi bir kitaptır. tavsiye ederim okumayanlar.

 

Teşekkürler :saygilar:

 

teşekkürler

 

Teşekkürler...

 

sağol

 

Ellerinize sağlık