Aşk

Discussion in 'Yazılar, Denemeler.' started by K.S, Oct 15, 2010.

  1. K.S

    K.S New Member

    Bir dağın eteklerinden usulca içime çöken rüyalar şarap tadıyla bir rüzgarın ötesine konar… Bir çift kanadın topuklarımdan beynime bir sevinç gökyüzü doğurması kaçınılmaz… Neresi yıkılsa gözlerimden içime bir hüznün devrik dudakları konar alına saçlarıma rüzgar Tıraşı bir el… Her bir ateş saklı resimlerin ardındaki harfleri siler önce anıların rengi başka yanar ateşe ne koysan kapkara sis bağlar acının rengi… Senin gözlerin tuştur ilk önce kapkara alevinde…


    Dağınık eşyalarım sisli bulutlara benzer şekilleri aklımın ucuna takılır… Işık süzmesi sevda sözcüklerimin avucunda… Sen gidersin ve eşyalara son kez bakmanın kırıklığı çatlar üzerimde… Darmadağın bir yaradır… Gittiğine kolay kabullecegim fikri… Ne kadar ip varsa takılır saçaklarımın yan yatmış fay hatlarına… Aynanın önündeki rujuna dokunan dudaklarım kıyım kıyım inceltirken… Dinlediğin plaklar düğümlenir boğazıma…

    Bir nebze yara tartar adaletin terazinde avuçlarım ayrılık sarkaçlı bir hokkabaz gibidir… En ağırından dağları sökercesine hep kaybeder bulutların kuklaları… Çocukluğum üç tekerlekli bir bisikletin yokuş aşağıya koşması gibi uzaklaşır… Avuçlarımdan kandamlalarına aşina bir sarhoşluk baş gösterir… Al yüreğimin kan damlayan kulaklarını usulca eğdir… Yüzüme neşter yarası geçitler çizen gençlik heveslerimi

    Bir aşina ses çıkıp gelir sokaklarımın arasındaki canavarın sesi gibi… Her akşamdan vakti dolan bir cenaze kalkar sisli sokaklarımın demir raylarından yağmur nidalarıyla uğurlanan yaşamlarda… Sesiz harflerimin duvarları yumrukladığı sevdalar takılır… Çift şeritli bir yolun ortasındaki ışığa… Aşk en belalı renk körüdür… Sürekli yeşile takılır…


    Hafif içmişliğim eroin beyazlığında gündüz dalgalanmasında bütün yapılarım yer değiştirir… Hokkabaz saatlerin koşuşturması nabzıma… Takmışlığımda ölçmüşlüğü yoktur Bileğimdeki nabzı zamanın… Atışlarından nameler dinler… Yüreğim bir notayla kemanın telleri arasındaki ölümde ağlayan güftelerin oynak sarhoşluğudur… Derimin üzerine kazınan sevda sözcüklü dövmeler… Kimi kelimeler ağırdır Aşk gibi ölenin ardından selası verilen tabutların/Yüreklerin…

    Aşk böyle zamanlarda köşe başındaki camı kırık sokak lambasına benzer… Gölgesinde saymaktan usandığım yaş’(l)anladığım bir gölge büyür… Hep yanlış yaşama basarım… Ondan Hayatın acı çocukları paçalarıma dolanır…

    //Saadettin ERSOY
     
  2. SeaBoy`

    SeaBoy` " ۱۹ ٦ط "

    Yeni yazarlar veya bu işe yeni başlayan kişilerin yazım tarzları veya bakış açıları hep aynı geliyor bana. Bu yazarı yeni fark etmeye başadım mesela. Buna benzer bir çok yazı da okumuşluğum vvar. Tamam belki tam olarak aynı değil ama yakın cümleler. Hep karmaşık cümlelerin arkasına kendini saklama derdi.
    Neyse .
    Teşekkürler ( :
     
  3. K.S

    K.S New Member

    Önemli olan anlamak benim için Sade bir tarzı bu tür yazılarımda kullanmıyorum.Yeni başlamadım bu işe 12 senedir içindeyim..İnternette noktalama kullanmadığımdan belki bazı yerleri çok karışık gelmiş olabilir....Amaç saklanmak değil saklı olanı anlamak
     

Share This Page