Behçet Necatigil Şiirleri

'Ünlü Şairlerden Şiirler' forumunda ...... tarafından 3 Eyl 2009 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. ......

    ...... Misafir



    BALBAL

    Kaç yaş yaşadı umutlar
    Uçup gittiğinde
    Girdiğim yas törenleri
    Sahiden girdim mi?

    Yüzdeye vurunca
    Kaçta kaç sevinç
    Acılar içinde
    Sahiden sevdim mi?

    Görür gözüm görmezden
    Bilir usum bilmez gibi
    Aldanıp al kumaşları
    Sahiden giydim mi?

    Mızrak batımı kar
    Mutsuzluk ovalarında
    Aradım, savaştım
    Sahiden buldum mu?

    Yere dikili gözler
    Baktım bir yerde yukarı
    Yukarda - -
    Sahiden gördüm mü?​
     
  2. ......

    ...... Misafir



    AŞK GELMİŞ CİHANA

    Kız kaptırdı gönlünü
    Sevdiği oğlan kalpsizin biri
    Alay etti güldü...
    Hiç aşka gülünür mü?

    Ne çare, cahil aklı
    Kız hastalandı, yattı
    Mumda yandı pervane... öldü.

    Oğlan sormakta haklı
    Hiç aşktan ölünür mü?​
     
  3. ......

    ...... Misafir



    AKŞAM ŞİİRİ

    Birden hatırlarsın,
    O da seni - - birden bazan:
    Nerde, ne yapar şimdi
    Parlar bir özlem anılar arasından.

    Bu akşam ne garip sözcük
    Sanki ilk duydum, yadırgıyorum:
    Akşam. Bilmem bulur muyum
    Yollara baksam?

    Söner yangın birazdan
    Yatışır özlem.
    Bir gün karşılaşırız
    Bir gün, bir yarım akşam.​
     
  4. ......

    ...... Misafir



    AİLE DURUMU

    Yemeden olmuyor
    Yapılara, yakıtlara, taşıtlara
    Ödemeden
    Yememize ne kaldı?

    Sıcak durulmuyor
    Otur oturduğun yerde
    Geçsin bu gün de gidersiz
    Geçmemize ne kaldı?

    Vurulsa yüzdeye
    Kaçta kaç yaşamak
    Bir şeyler görmeye
    Görmemize ne kaldı?​
     
  5. ......

    ...... Misafir



    ACI UTANMAK

    Büyüsün küçülmen,
    Bu senin yakının!
    Yaklaştın mı sağlığında
    Şimdi de uzaksın!

    Duyur istersen
    İlanlar ne yapsın?
    Ana baba kardeş
    Yaşarken ne yaptın?

    Görseler gazetelerde
    Dostlar tedirgin
    Bir iki telefon
    Yeter üç beş akraba.

    Yükler ağır kaldırdınız
    Kırık, ezik bir yığın.
    Göm, gömülmez
    Utancın, uzaklığın.

     
  6. ......

    ...... Misafir



    ABDAL MUSA

    Bir piston
    Kalmamı ister dilediği yerde
    Tekler çoğulluğumu
    Bir dinozor zor yer beni:
    Yadi can beygir gücü.

    Karıncaydı devenin
    Tepip oyluğun ezen,
    Bir bücür yere çaldı
    Dev gibi pehlevanı - -
    Unuturlar anı.

    Bir sürek avında
    Ölüsünü görmeye gelirler,
    Abdal Musa demişler
    Bağrına saplı oku
    Çıkardı verdi geri.

    Bu söz ibret sözüdür
    Arifler ocağında
    Yanar özge bir ateş
    O ateşin dilleri,
    Hele bir gel beri.

     
  7. ......

    ...... Misafir



    EDEBİYAT MATİNESİ

    Kaykılmış koltuğunda bir kız
    Çiğner ciklet.
    Bir oğlan dalgada,
    Geldiğine pişman uyuklar
    Bir başkası arkada.

    Hiç bulabilir mi beyaz evi çok uzak
    Uçurduğunuz kuş?
    Kılıç gibi keskin karlı dağ.
    Hiç yeri miydi açmak kalbi
    Bu çiğ ışık altında.

    Sizden önce birisi bir fantazi okudu,
    Kırdı geçirdi.
    Yayvan gülüşlerden ağızlar çok geç döner;
    Şimdi sıra sizde üzgün ağır,
    Ne güzel!

    Olsa bari benzeri duygularla tedirgin,
    Sizdekini yaşamış
    Birkaç kişi.
    Işıktasınız seçilmiyor,
    Karanlıkta hepsi.

    Okudunuz,
    Bittiğine memnun,
    Anlamamış;
    Bozuk paralar gibi düşer önümüze
    Alkış.

    Gördünüz işte yerde
    Çürük domatesler gibi ezik,
    Avuçlarda mıncıklanmış kalbiniz.
    Büyürken leke ince ipekte,
    Yeniden eğildiniz!​
     
  8. ......

    ...... Misafir



    DURAKLAR

    Bir kişiyi sevgilerde görmeye
    Kaç kapıdan geçeceksin:
    1) Kimlik kartı
    2) Yanına katılanlar
    3) Bırakın eşyanızı
    Son kapı açılınca karşında başkası.

    Kaç merdiven çıkacaksın:
    1) Görmen şart mı
    2) Ya yoksa
    3) Bakalım ister mi
    Son merdiven bitince
    Bir boşlukta kalacaksın.

    Yan yana daireler:
    1) Gecikme
    2) Çok geç
    3) Gitti
    Aradığın hangisi
    Kime, neyi soracaksın?

    Hayal mi, gerçek mi
    Kollaya önleye
    Düşleri, düşmeleri
    İşte gene sokaktasın.​
     
  9. ......

    ...... Misafir



    DÖNMEDOLAP

    Nerden niçin mi geldim
    Bilmeden bir şey diyemem, ya siz?
    Hem hiç önemli değil
    Geldim, yer açtılar, oturdum
    Girip çıkanlar vardı
    Zaten ben geldiğimde.
    Başka şeyler de vardı, ekmek gibi, su gibi
    Gülüşler öpüşler ne bileyim hepsi
    Doğrusu anlamadım bir düğün dernek mi
    Sonra da kimileri düşünceli, durgundu
    Gidenler neye gitti doğrusu anlamadım
    Zaten ben geldiğimde.
    Bir luna-park mı bir konser bir gösteri
    Bilmem pek anlamadım önüm kalabalıktı
    Sıkıştığım yerde vakit çabuk geçti.
    Bak dediler baktım pek bir şey göremedim
    Hem her yer karanlıktı
    Zaten ben geldiğimde.
    Benim tek düşüncem büzüldüğüm köşede
    Nasıl çekip gideceğim kalk git dediklerinde
    Çünkü çıkmak sıkışık sıralardan mesele
    Kalkacaklar yol vermeye bakacaklar ardımdan
    Az mı söylendilerdi şuracığa ilişirken
    Zaten ben geldiğimde.​
     
  10. ......

    ...... Misafir



    DOST !

    Dostumdu önceleri,
    Göznurunu kitaplara dökmek varken
    Avare gezerdi caddelerde.
    Dünya böyledir zaten,
    Kadın olmasın ara yerde.

    Bir varmış, bir yokmuş aramızdaki dostluk.
    Kızına kıl kadar olsun göz koysaydım,
    Derdim, buydu korktuğu.
    Odama uğramaz oldu, semtimden geçmez;
    Oysa bir ben vardım içli dışlı olduğu​
     
  11. ......

    ...... Misafir



    DARGINLIK

    Ve susmak
    Bir denizin çekildiği
    Bir rüzgarın kesildiği
    Anlaşılınca

    Boştur konuşmak
    İlk iskele
    Kurtuluş
    Yanaşılınca

    Ne selam, ne veda
    Felaket bir vapur
    Çık hemen
    Bir yağmur serin, ince.​
     
  12. ......

    ...... Misafir



    DAĞLARDA ATEŞLER YANDIKÇA

    Oda karanlık
    Odadan dışarı çık
    Şehir karanlık
    Şehirden dışarı çık
    Korkma
    Yürü bir hayli yürü
    Gördün mü
    Dağlar başladı artık.

    Korkun dağılır rüzgarda
    Bekle biraz
    Dağlarda ateşler yandıkça
    Karanlıktan korkulmaz.

    Dağlar karanlık
    Dağlara yukarı çık
    Korkma
    Yürü bir hayli yürü
    Az daha yukarı çık
    Birbirinden uzakta
    Gördün mü
    Ateşler parladı artık.

    Şimdi dağlar kaldı yine ardında
    Odan yendi karanlığı, ölümü
    Dağlarda ateşler yandıkça
    Karanlıktan korkulmazmış, gördün mü?​
     
  13. ......

    ...... Misafir



    ÇATI

    Her çatı ev
    Çadır da
    Bitmez tasaları
    Taşıyın sırtınızda.

    Bıkılır, tükendi
    Hep aynı
    Biçimsiz boşluklar
    Dolu sandıklarınızda.

    Sürmeli sürgün
    Varsa varsınız
    Çıplak gözle bulanık
    Bir uzak gözlüğü.

    Korkusu yalnızlık, zulmü kendine
    Acısı da öyle,
    Bir valiz göçebe
    Ordan oraya.

    Açar kapar bir kanal
    Her gün kapaklarını,
    Dolar boşalır sular
    Ev mi, yollar mı?​
     

Bu Sayfayı Paylaş