Bilge Karasu- Troya'da Ölüm Vardı SELİM İLERİ Kitabın kapağı: Şu an, yazarken, belleğimde, siyah üstüne sarı harfler sadece: Troya'da Ölüm Vardı. Bilge Karasu. Forum Yayınları, yazıyor mu, yazmıyor mu? Daha dün yanı başımdaydı kitap, yazı masamın üstünde. Şimdi saklanıp gitmiş. Eve döndüğümden beri -gecenin 11'i- arayıp duruyorum. Saklanıp gitmiş, Bilge Karasu'nun soylu edebiyatını andırırcasına. Bazı kitaplar vardır, sizi yaralar. Sizi aşar. Troya'da Ölüm Vardı, benim için hep onlardan biri oldu. 1963 tarihinde yayımlanmış bu yapıtı, üç-dört yıl sonra okumuş olmalıyım. Bilge Karasu adını ilk kez işitiyordum, bir kitabın kapağında. İşitmek mi? Okudum, demek istiyorum. Hangi kitabevinde karşıma çıktı? Nerede, hangi mevsimde okudum? Bunların önemi yok. Daha ilk öyküde çarpılıp kalmıştım. 'Doğum' o kadar çarpıcı betimleniyordu ki, okuyan da sanki bir kez daha doğuyordu. Kendi doğumunuza tanıklık, hatırlayış açısından imkânsızken, fizikötesine karışmışçasına, kendi doğumunuzu yaşıyordunuz. Doğumla başlayan Troya'da Ölüm Vardı, yolun başındaki, genç yazar adayını nasıl etkilemez?! O güne kadar birbirinden güzel hikâye kitapları, romanlar okumuştum, ama yazınsal kurgusu böylesine ölçülüp biçilmiş bir eserle ilk kez yüz yüze geliyordum. Öyküler birbirinin ardılıydı; birbirini izleyerek, bize, küskün, örtük, onurlu bir yaşamın yelpazesini açıyordu. ............... Herhalde yüzlerce öykü kitabı okudum, yüzlerce öyküye vurulup kaldım. Hangisi en 'soğuk', en 'mesafeli'yken seni en çok vurdu diye soran çıksa, Troya'da Ölüm Vardı'daki 'Oda Oda Dünya' derim. 'Oda Oda Dünya' herkesinki gibi bir hayata sessizce, ağırbaşlılıkla itiraz eder. Taksim'deki kilisenin kapısı önünde. Ellerinde, birbirlerinin inancına bağlılık o mumlar, kiliseden çıkanların karşısında, soğuk gecede yapayalnız bir anlatıcı, mumunun alevinden gönençli arkadaşını bekliyor, onu bu gece yitireceğini bilerek... ... Bilerek, kiliseden çıkanların arasına karışmamayı daima göze alarak. Bilge Karasu'yu 1969'da tanıdım. Ankara'dan İstanbul'a geldiğinde. Boğaziçi'nde, Yeniköy'de bir arkadaşında kalıyordu. O günkü ayaküstü buluşmamız yıllar sonra büyük acıyla çarptı: Çünkü genç yazar adayı, en çok sevdiği hikâyeyi, 'Oda Oda Dünya'yı söylemekten acizdi. Böylece zaman geçti. Bilge Karasu'yla yazıştık, görüştük, ama bir daha dost olamadık. Az önce, Troya'da Ölüm Vardı, savruk, dağınık masamda. Siyah üstüne sarı harfler. Maria Callas'ın albümünün altına gizlenmiş. La Divina. Callas için yazılan, Bilge Karasu'nun edebiyatını da açımlıyor: Dramdan ve trajediden örülmüş bir yaşam..." " kendi taramamdır:saygilar: Gizli içerik: Bu alandanki gizlenmiş içeriği görmek için konuya yanıt vermelisiniz.
Güzele benziyor. Daha önce Troia suları ardında adlı kitabı okumuştum ve oldukça beğenmişti , bunu da listeme ekliyorum ellerine sağlık avemeria
Ellerine sağlık sevgili avemeria.Güzel ve özgün bir kitap. Teşekkür ederim dur durak bilmiyorsun Büyük bir iştahla bekliyorum taramaların devamını(Ah ne aç gözlüyüm ben böyle) Teşekkür ederim.
e-kitaplığımın en değerli bölümünü gittikçe daha da zenginleştirdiğin, renklendirdiğin için nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Hem de 1 mayıs'ta eklemişsin. Geç de olsa herkesin bayramı kutlu olsun!
kesinlikle en önemli yazarlarımızdan Bilge Karasu. Umarım yanında kedileri de vardır üstadın cennetinde