(1533 - 24 Haziran 1599) 1533 yılında Malkara'da doğan Şair Nev'i Baki'nin çağdaşıdır.Asıl adı Yahyadır. Şair Nevi'nin babası Ataaullah Bey halveti tarikatına mensup bir kadı idi. Nevi'nibn babası Osmanlı kadılarından Ataullah Bey aslen Malkaralıdır. Malkara'da doğan olan Şair Nev'i Arapça ve Farçayı daha çocukken öğrenmişti. Çocukluğunda iiy bir eğitim gören Nevi Fatih Sultan Mehmet'in kurduğu Sahn-ı Sema Davutpaşa Medresesinde öğrenim gördü. Gittiği medreselerde Karamanizade Mehmed Karamanizade Ahmed gibi devirinin tanınmış müderrislerden dersler görmüştür. Karamanizade Mehmed in yanında mülazım olarak Edirne'ye gitmiş ve yanında mülzım olarak kalmıştır. Gelibolu ve İstanbul medreselerinde 20 yıl müderrislik yaptıktan sonra sonrai Bağdat a kadı olarak görevlendirilmiştir. Bazı illerde kadılık yaptıktan sonra kısa bir süre Bağdat kadılığında da bulunmuştur. .III. Murad zamanında saygınlığı daha da artmış II. Murat onu saraya yanına çağırmıştır. II.Murat'ın yanıunda ve sarayda beş yıl kadar görev yaptığı bilinmektedir. III. Murat'ın şehzadelerine öğretmen olan Nevi saraydaki şehzadelerin eğitimi ile ilgilenmiş bu esnalarda oldukça rağbet ve taltiflerle karşılaşmıştır. II. Muradın oğlu Mustafa ile başka şehzadelere hocalık yapan Nevi bu görevi sayesinde Padışah'a çok yakın kişiler arasında olmayı başarmıştır. Kaynaklar Nevi'nin saraydaki öğretmenlik süresinin beş yıl kadar sürdüğü hakkında bilgiler sunmaktadır. Anlaşıldığı kadarı ile Bağdat'a yanlışlıkla verilen Şair Nev'i bu yanlışlığın farkındadır. Daha sonra yanlışlığın yetkililer tarafından da anlaşılması üzerine Bağdat kadılığından alınarak başka bir göreve atanır. Bunun üzerine Şair Nev'i " Yanlış hesap Bağdattan döndü" diyerek halk arasında "Yanlış hesap Bağdat'tan döner." şeklindeki atasözünün doğmasına vesile olmuştur. 24 Haziran 1599 (H. 1007) yılında İstanbul'da ölen Nevi'nin naaşı Vefa Camiî bahçesinde gömülüdür. NEVİ'NİN EDEBİ KİŞİLİĞİ Kaynaklar onun ilim sahibifaziletlitasavvufi mizaçlımütevazıhoş görülü bir şair ve insan olduğundan sözetmektedir. Uzun yıllar medrese hayatının içinde olması şiir anlayışını da etkilemiş aşk konulu şiirlerinin yanı sra didaktik şiirler de ele almıştır. Nevi'nin şiirlerindeki aşk anlayışı mecazi bir aşktır. Dünyevi aşkatan sözedermiş gibi yazılan şiirlerinde sık sık tasavvufi terimler kullanılmış ancak kullandığı bu terimler terim olarak kalmıştır. Nevi söz sanatlarını maharetli bir ustalıkla kullanan edebi bilgileri oldukça kuvvetli mazmunlara ve devrin edeb anlayışıyla edebi zevkine hakim edebyatla ilgi çok zengin edebi malzemeye sahip usta bir şairdir. Şiirlerinde sık sık telmihler yapan Nevi başkaları tarafından kolayca söylenemeyen mazmunları bir çırpıda ifade edebilen ifade kaabileyeti yüksek bir şairdir. Şiirlerinde söz sanatlarını ustalıkla kullanan ve söz sanatlarıyla mazmunları kullanmayı çok sevev Nevi'nini teşhisteşbihkinayetelmihhüsn-i ta'lil sanatlarını maharetle kullanan bir şair olarak dikkat çker. Şiirlerinde deyimler ve atasözlerine sık sık yewr veren bir şair dir. Yeni bir ifade geliştirmeye çalışlan Nevi üslup olarak yeni arayışlar içerisine girdiği için taklitçilikten sakınıp kendine has bir tarz oluşturmaya çalışmıştır.Edebiyatımızda sâde dilli ve samimî duygular bulunduran gazelleri ile tanınmış olan şair Nevi'nin Âşıkane bir söyleyişi vardır. Belâ dildendir ol dildâr elinden dadımız yoktur Gönüldendir şikâyet kimseden feryadımız yoktur" Gibi çok güzel beyitler yazabilen ahange anlam derinliğine düşkün Sehl-i mümteni şiirler yazabilen Arapça Farsça ve Türkçe ile eser veren âlim divan edebiyatı şairlerimizden biridir. Nevi'nin divanında 559 gazel / 58 kaside bulunmaktadır. Hasb-i hal adlı tasavvuf kaonulu mesnevisinde 800 beyit vardır. ESERLERİ Manzum eserleri: 1. Dîvan (Tenkitli metnini Mertol Tulum ile M. A. Tanyeri hazırladı1977′de İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Yayınları arasında çıktı.) 2. Hasb-ı Hâl (800 beyitlik tasavvufi mesnevi) 3. Tercüme-i Hadîs-i Erbain (Kırk hadisin kırk kita hâlinde tercümesi). Mensur eserleri: 1.1. Keşfül-hicâb min vechll-kltâb (İbni Arabînin Füsuslül-hikeminin tercü*mesi) 2. Netâyicül-fünûn ve Mahâsinül-mütûn (Ansiklope*dik bir eser) 3. Fazâilül-vüzerâ 4. Risale-i Şikâyeti Rüzigâr 5. Sinan Paşaya Mektup 6. Nevâ-yı Uşşak 7. Faslün fî fazî-letil-ışk 8. Terceme-i Münşeât-ı Hâce Cİhân. GAZEL Senün mahzûnun olmak bana şâdân olmadan yegdür Gamunla aglamak ilerle handân olmadan yegdür. Cihânuz izz ü câhın böyle iz`ân eyledüm ben kim Eşigünde kul olmak dehre sultân olmadan yegdür Düşüp kûy-ı harâbât içre sûfi kâse-lis olmak Serîr-i devlete fağfûr u hâkan olmadan yegdür Cihân-ı bî-sebâtun rağmına devr itdürüp câmı İçüp lâ-ya`kul olmak şâh-ı devrân olmadan yegdür Şarâb-ı aşk ike Nev`î gibi mest-i müdâm olmak Bakup bu ni`met-i dünyâya hayrân olmadan yegdür. ŞAHAMETTİN KUZUCULAR