Ebeveynlerin korkulu rüyası: Hiperaktivite

'Anne ve Çocuk' forumunda Zuzu tarafından 11 Eki 2009 tarihinde açılan konu

  1. Zuzu

    Zuzu <b> " inatçı zuzu " </b>

    Hiperaktivite ve dikkat eksikliği sendromu, gelişen teknoloji ile birlikte çağımızın hastalığı haline geliyor ve ebeveynlere sıkıntılı dönemler yaşatıyor. Dr. Mehmet Yavuz'a göre hastalığın oluşum sebeplerinin başında çocukların erken yaşta tanıştıkları görsel teknoloji geliyor. Bu tanışma sonucunda ise algısı dağınık, sürekli hareket halinde, sabırsız çocuklar ortaya çıkıyor. Hiperaktif çocuklar ile ilgili genellikle "Sürekli kıpırdanırlar, bir yerde oturamaz, eşyalarını unutur ve kaybederler, başladıkları işi bitirmeden bir diğerine başlarlar, müdahaleci ve rahatsız edicidirler, sıra bekleyemezler, cevapları, soruları beklemeden ağızlarından kaçırırlar" tanımını yapan Dr. Yavuz rahatsızlığın tedavileri, önlemler ve merak edilenler ile ilgili şunları anlatıyor...

    Görsel teknoloji, çocuklarda beyin merkezleri arasındaki iletişimi bozuyor. Teknolojinin ilerlemesi sonucu küçük yaşta bilgisayar ile tanışan, saatlerce TV başında olan çocuklarda hiperaktivite riskinin çok daha yüksek olduğunu vurgulayan Dr. Mehmet Yavuz, kötü olarak nitelendirdiği bu alışkanlıkla ilgili, "Çocuk ne kadar küçükse görsel teknolojinin verdiği zarar o kadar fazladır." yorumunda bulunuyor ve ekliyor, "Küçük yaşta sürekli bilgisayarla meşgul olan çocukları, ebeveynleri genelde takdir eder ve çevrelerine bunu övünerek anlatırlar. Çocuklarının sanki normal üstü bir zeka ve yeteneğe sahip olduğunu düşünerek bundan çok memnun olurlar. Halbuki çocuklarını bekleyen tehlikeden tamamen habersizdirler. Bu nedenle 2 yaşından küçük çocuklara kesinlikle televizyon izlettirilmemeli, 3 yaşındaki çocuk en fazla 1 ya da 1,5 saat, 4 yaşındaki ise en fazla 2 saat kadar ekran başında durmalıdır."

    Ebeveynlerin hiperaktivite belirtilerini gözlemledikten hemen sonra uzman hekime başvurması gerektiğini önemle belirten Dr. Mehmet Yavuz, görülen davranış bozukluklarını şöyle anlatıyor:

    - Düşünmeden tehlikeye atılırlar. Normal faaliyetleri "sıkıcı" bulurlar. Özelikle okul öncesi dönemde ev içinde koşuşturur, yükseklere tırmanır, dolap tepelerinde gezerler. Bir kısmı bu derece hareketli olmayabilir, ancak uzun bir süre aynı yerde oturmaları ya da sakin bir şekilde oynamaları çok mümkün değildir.

    - Genellikle bebeklik döneminde huysuzlukları, az uyumaları ve yememeleri anne babayı fazlasıyla yorar.

    - Tepkilerinde abartılı ve bazen acımasız olabilirler. Korkusuzca davranmaları çeşitli tehlikelerle yüz yüze gelmelerine neden olur. Örnek vermek gerekirse, çıkılmayacak yüksek bir yere çıkar, evden çok uzaktaki yerlere yalnız başına gider ya da kesici aletle oynayabilirler. Tüm bu belirtiler çocuğun sosyal uyumunu bozar. Kısacası bu çocuklar kendilerini kontrol etmedeki güçlükleri nedeniyle nerede durmaları gerektiğini bilemezler.

    - Diğer çocuklarla ilişkilerinde geçimsiz olabilir ve bu nedenle arkadaşları arasında istenmeyen çocuk ilan edilirler.

    - Hiperaktif çocuklar sonradan pişman olacakları hareketleri sonunu düşünmeden gerçekleştirirler. Özellikle başkalarına söz ya da fiille sataşır ve huzursuzluk çıkarabilirler.

    - Öğretmenler, sıklıkla dersi dinlemediklerinden ve arkadaşlarını rahatsız ettiklerinden ya da onların dikkatlerini dağıttıklarından söz ederler.

    - Sınavlarda dikkatsizlik nedeniyle çok basit hatalar yaparlar. Cevabını bildikleri sorulara dahi yanlış cevap verirler. Soruyu sonuna kadar okuma sabrını gösteremedikleri ve test sınavlarından çabuk sıkıldıkları için soruları okumadan cevaplarlar.

    - Yanlarında biri olmadan ödevlerini kendi başlarına yapamazlar.

     

Bu Sayfayı Paylaş