Felsefe Nerede ve Nasıl Başladı?

Discussion in 'Felsefe-Psikoloji-Sosyoloji' started by sha., Oct 12, 2009.

  1. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Felsefeye ve düşünce tarihine ilişkin bugünkü bilgilerimiz, felsefenin eski Yunanistan'da başlamış olduğunu söylememizi gerektiriyor. Gerçekten de, felsefenin cevap vermeye çalıştığı <çevrenin kaynağı ve temeli nedir?>, gibi sorulara, akla dayanarak karşılık bulmaya çalışan ilk düşünürlere. eski Yunanistan'da rastlıyoruz. Bt: düşünürler, mitosların (efsanelerin) ve dinlerin bu çeşit sorulara verdikleri cevaplarla yetinmemişler; akla ve kavramlara dayanan felsefesel-bilimsel karşılıklar bulmaya çalışmışlardı. ister Çin'den, Hint'ten, Önasya'dan, ister Yunanistan'dan kaynaklanmış olsunlar, mitoslar, bu çeşit sorulara cevap verirken dinsel düşüncenin kendine özgü özelliklerinden kurtulamıyorlardı. Mi-toslarda ele alınan en genel sorulara (örneğin. sorusu) verilen karşılıklar inanca dayanıyor; inanç üzerinde temelleniyordu. Başka bir deyişle, mitoslarda, akla dayanan özgür düşüncenin işleyişi görülmüyordu. Üstelik mitoslarda, kavramlar değil imgeler (imailar) ağır basıyordu. Yani sundukları açıklamaların temelinde, kavramlar (genel ve soyut düşünceler) değil, somut varlıklar ve bunların insan zihnindeki yansıları (tasarımları) yer alıyordu. Demek ki mitoslar, insan gibi tasarladıkları (insan suretinde ve kişi olarak kavradıkları) bazı güçleri, yani çeşitli tanrıları işin içine sokarak, evrenin ve insanoğlunun Orta'ya çıkışını açıklamaya çalışıyorlardı. Evrenin kaynağında (kökünde) diye sormuyorlardı; diye soruyorlardı. Mitoslar, evreni ve tüm doğa olaylarını, kişi olarak tasarlanan ve inanç konusu akın güçlerle açıklama çabasından başka şey değildi.

    Örneğin Türk mitolojisi, evrenin yaradılışını şöyle açıklıyordu:

    "Daha gök ve yer yaratılmadan önce her şey sudan ibaretti. Ne toprak, ne güneş, ne de ay vardı. Bütün tanrıların en büyüğü; her varlığın başlangıcı ve insanoğlunun atası Tanrı Kara-Han, önce kendisine benzer bir mahluk yarattı ve ismine Kişi dedi. Kara - Han ve Kişi, iki siyah kaz gibi rahatça, su üzerinde uçuşuyorlardı. Fakat Kişi bu mesut sükunetten memnun değildi. O, Kara-Handan daha yükseğe uymak istiyordu."

    İşte felsefe, Türkistan'da, Çin'de, Hint'te, Mısır'da. eski Yunanistan'da ve başka birçok yerde örneklerine bol bol rastladığımız, imgeye dayanan bu mitosçu düşüncenin eleştirilmesinden ve imgelerin ya da tasarımların yerine, inanca değil, akla dayanan felsefesel-bilimsel kavramların ve açıklamaların kanmaya çalışılmasından doğmuştur. Demek ki felsefe, dinlere kaynaklık etmiş olan ve özü bakımından dinden farklı almayan mitosların aşılmasıyla; evrenin kaynağı ve insan yaşamının anlamı gibi en genel sorunlara, dinsel düşüncenin etkisinden sıyrılarak kavramlarla ve akıl yürütmeyle cevap verme çabasıyla birlikte ortaya çıkmıştır. Bu türden ilk cevaplara ise, yukarda belirttiğimiz gibi eski Yunanistan'da rastlıyoruz.
     

Share This Page