Fıkralarla gülelim eğlenelim

'Fıkralar' forumunda Küflü Siyah tarafından 12 Mar 2010 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
Konu Durumu:
Özür dileriz,Bu konu cevaplara kapatılmıştır.
  1. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Bildiğimiz fıkraları paylaşalım arkadaşlarımızı gülümsetelim :)

    BANA NE AD KOYARLARDI?
    Bir gün Nasretin Hoca'ya Timur :
    -Yahu, şu Abbasi halifelerinin her birisi birer lakab almış kimi El mutazımBillah, kimisi de El mütevekkil-Allah, diye anılıyormuş. Ben acaba onların zamanında hükümdar olsaydım, bana ne ad koyarlardı. Hoca hiç çekinmeden :
    -Sana da Neüzzü-Billah derlerdi, cevabını vermiş.


    BENİM NE YİYİP İÇTİĞİMİ SORMAZSINIZ...
    Nasrettin Hoca, bir köyde vaaz veriyormuş. Laf arasında Hazreti İsa'nin gögün dördüncü
    katında olduğunu söylemiş...
    Vaazdan sonra, bir kadin Hoca'ya yanaşmış :
    -Hazreti İsa, orada ne yer, ne içer?, demiş.
    Hoca'nin tepesi atmış :
    -Ey hatun, köyünüze geleli şunca zaman oldu, benim ne yiyip,
    içtiğimi sormazsın da, Allah'in peygamberini sorarsın!



    Not:Lütfen hakaret ve edepsizlik içeren fıkralar paylaşmayalım..:eek:ff:

    :saygilar:
     
  2. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    "Bektaşi'nin biri her gün kasabada 'Her şey Allah'tan', 'Her şey Allah'tan' diye mırıldanarak dolaşır dururmuş. Bir gün kasabanın serseri delikanlılarından biri yine böyle mırıldanarak dolaşmakta olan Bektaşi'ye arkasından sessizce yaklaşmış, ensesine okkalı bir şaplak atmış. Canı fena halde yanan Bektaşi'nin pür hiddet dönüp kendisine ters ters baktığını görünce;

    - Öyle ne bakıyorsun baba erenler demiş, hani her şey Allah'tandı.

    - Tabii demiş Bektaşi, her şey Allah'tan da ben hangi şaklabanı aracı ettiğine bakıyorum."
     
  3. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Bektaşi iki öküzüyle tarlasını sürermiş; kırmızı öküz az yem yiyip, çok çalışırmış; sarı öküz lanet mi lanetmiş!.. Hem çok yermiş, hem tembelmiş!.. Bir gün öfkelenmiş Bektaşi:

    - Ey Allahım, demiş, şu sarı öküzün canını al da kurtulayım..

    Baba Erenler ertesi sabah ahıra girince ne görsün, kırmızı öküz sizlere ömür, sarı lanet capacanlı... Dışardan bir çocuk çağırmış Bektaşi, öküzleri göstermiş:

    - Ulan, demiş, bunların hangisi sarı, hangisi kırmızı?.. Çocuk göstermiş:

    - Bu sarı, bu kırmızı!.. Bektaşi gözlerini göğe çevirmiş:

    - Allah'ım, demiş, bacak kadar çocuk renkleri biliyor da, sen ayıramıyor musun?..
     
  4. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Bektaşi dalıp gitmişti. Güzel ve sakin bir havada Tanrıyla başbaşaydı. Belli ki Tanrı ile halleşiyordu. Onun dalgınlığını izleyen, yakınındaki masada oturan merakla sordu:

    -Dalmış gitmişsin, kimin kimsen yok mu, yalnızmısın? Daldığı alemden ayrılmak zorunda kalan Bektaşi:

    -Asıl şimdi yalnız kaldım,dedi.
     
  5. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Şarap yapmak yasaklanmış; sıkı bir kontrolle, şarap yapan yakalandığında kellesi vuruluyordu.

    Bağ bozumu vakti geldiğinde, Bektaşi üzümlerin suyunu küplere doldurdu. Durumdan haberdar olan hükümdar, Bektaşinin küpleri başına geldiğinde, hiddetle sordu:

    -Üzüm suyu küplere ne için dolduruldu?

    Bektaşi, yakalanmışlığının telaşı ile cevap verir:

    -Dolduruyorum ki, orada sirke olsun.

    Hükümdar, biraz yumuşayarak yeniden sordu:

    -Sirke dersin ama, ya şarap olursa!

    Hükümdarın yumuşadığını gören Bektaşi:

    -Orasını Allah bilir,dedi.
     
  6. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Softanın biri Bektaşinin önüne geçti:

    -Ey Erenler; iyisin, hoşsun, ilim irfan sahibisin; bir de oruç tutup, namaz kılsan, bizim nazarımızda da itibarın olur o zaman, dedi.

    Bektaşi gülümseyerek:

    -Sizin nazarınızda itibar kazanmak için, Tanrı önündeki itibarımı zedeleyemem, dedi.
     
  7. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Bektaşi Baba İstanbul'da gezinirken, Padişahın Sarayı olduğunu zannettiği görkemli bir binanın yakınından geçmekte idi. Binanın önünde şatafatlı bir fayton durmakta idi. Binadan sırmalı elbiseleri olan adam çıkınca, muhafızlar selama durdu. Adam faytona binerken, Bektaşi meraklandı ve muhafızlardan birinin yanına sokularak sordu.

    -Faytona binen padişah mıdır?

    -Hayır ,padişahın bir kuludur. Cevabını aldı.

    Bektaşi, önce tepeden tırnağa faytondaki adama baktı. Sonrada kendi haline baktıktan sonra, ellerine açarak:

    -Tanrım, bir padişahın kuluna bak! Sonra, bir de senin kuluna bak! Diye söylendi.
     
  8. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Bektaşi kafayı çekmiş. Ayakları birbirine dolana dolana, sağa sola yalpalayarak giden Bektaşi’yi gören komşusu dayanamayıp laf atmış:

    -Hey baba erenler, bu halle sırat köprüsünü nasıl geçersin ?

    Bektaşi istifini bozmadan komşusunu cevap vermiş:

    -Sanki karşı tarafta mor sümbüllü bağlarım varda!
     
  9. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Sigara
    Temel savaşta büyük bir çatışmanın ardından gecenin sessizliğinde bir sigara yakar.
    Arkadaşı bağırır:Ne yapıyorsun,çok tehlikeli!
    Temel sakin:Merak etme içime çekmeyrum :)
     
  10. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Dünya Genetik Projeler Yarışması yapılıyormuş. Tüm ülkelerden genetik
    profesörleri yarışmaya çalışmaları ile katılmış. İlk Fransız profesörün
    çalışmasının başına gelmişler. Jüri Başkanı çalışmasının ne olduğunu
    sormuş.
    Fransız profesör baslamış anlatmaya:
    -"Ben inek genleri ile tavuk genlerini birleştirdim, ortaya çıkan mahlukatın eti kırmızı et kadar lezzetli, beyaz
    et kadar saglıklı oldu" demiş.
    Ardından diğer çalışmaları ülke ülke gezmeye başlamışlar. Sıra gelmiş Türkiye'den bizim Laz profesöre,
    Jüri başkanı:
    -"Sizin çalışmanız nedir?" diye sormuş.
    Laz profesör anlatmış:
    -"Karpuz genleri ile hamamböceği genlerini birleştirdim!"
    Birden tüm jüri üyelerinden bir kahkaha kopmuş ve Başkan Laz profesöre :
    -"Bu çalışma ne işe yarar?" diye sormuş.
    Laz profesör:
    -Şu işe yarar. Karpuzu kesiyorsun, çekirdekleri kaçıyor. :)
     
  11. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Öğretmen küçük Temel’e “Rakamları öğrenebildin mi?” diye sormuş.
    “Evet öğretmenim, babam öğretti” demiş küçük Temel.
    “Aferin ona. üçten sonra ne gelir?” Temel “Dört” diye cevap vermiş.
    “Altıdan sonra?” Temel “Yedi.” Öğretmen “Çok güzel, baban iyi iş yapmış. Peki 10’dan sonra ne gelir?” Cevabı yapıştırmış Temel: “Vale!”
     
  12. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Temel kış tatili için İsviçre’ye gidip bir rehberle anlaşmış. Birlikte ünlü Matterhorn tepesine tırmanmaya başlamışlar. Zirveye az kala müthiş bir çığ felaketi yaşamışlar ve kendilerini bir mağaraya atmışlar, mağaranın ağzı kalın bir karla örtülmüş ve mahsur kalmışlar. Geçmek bilmeyen 3-4 saat sonra İsviçre’nin meşhur dev St. Bernard köpeği boynunda klasik konyak fıçısıyla karları açıp içeri girmiş.
    “Hurrraaa” diye bağırmış rehber, “İşte insanın en iyi dostu geldi” diye.
    “Evet” demiş Temel, sevinçle konyak fıçısını sıkıca kucaklayarak, “Onu getiren köpeğin de iriliğine bak!..”
     
  13. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Temel, trenle seyahat ediyor, amacı uyuyarak yolculuğu kısaltmak, ama ne mümkün.. Tam yanında oturan 2 kişi yüksek sesle Hükümeti hayli eleştirmekte, dış borçlar, işsizlik, enflasyon, v.s..
    Temel uyuyabilmek için adamlara susmalarını rica ediyor, başarılı olamayınca korkutmak için "Bakın beyler.." diyor, "Memleketteki her yer gibi bu tren de dinleniyor, ona göre... Her köşede dinleme aygıtları var.. Hükümeti eleştiren ciddi okkanın altına girer ha..!" Bu uyarı ikiliyi etkilemiyor, hatta Temel'e gülüyorlar ve daha ağır eleştiriler başlıyor..
    Sonunda sabaha karşı 03'e doğru Temel tuvalete gitme bahanesi ile koşuyor kondüktöre
    "Bana saat tam 03'te bir bardak su ve uyku hapı getirir misiniz?.." diye rica ediyor..
    Koltuğuna dönüp oturur oturmaz da "Şu anda kompartımanımızı dinleyen görevli polisler.." diye bağırıyor, "Eğer beni duyuyorsanız saat tam 03'te 1 bardak su ve 1 uyku hapı gönderir misiniz?.. Çünkü burada habire politika konuşup beni uyutmayan 2 manyak var..!"
    Adamlar konuşmaya devam ediyorlar, tam 03'te kondüktör elinde 1 bardak su ve uyku hapı ile içeri girince adamlar şoke olup konuşmalarını kesiyorlar ve Temel mutlu bir şekilde uykusuna dalıyor..
    Temel sabah uyaninca konuskan iki yolcunun trende olmadigini farkediyor, sorunca konduktör ' Siyah gözlüklü ve siyah elbiseli adamların gelerek onları tutukladığını' söylüyor, " Yahu o zaman beni neden tutuklamadilar?.." diye merak ediyor Temel, " Bilmiyorum.." diye cevap veriyor kondüktör, " Ama sana bir ipucu, adamların şefi senin uyku hapı esprine bayılmış..!"
     
  14. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Temel ilk defa büyük bir şehre geliyormuş, otele girişini yapmış, belboy bavulları almış, Temel delikanlıyı takip etmiş, içeri girip kapı kapandıktan sonra etrafını iyice kontrol etmiş sinirine hâkim olmaya çalışarak "Delikanlı" demiş, "Ben köyden geliyor olsam da bu aptal biri olduğum anlamına gelmez.. Bu otele iyi para ödedim.. Bana çok küçük bir oda verilmesini bir kenara bırakalım, ama bunun penceresi yok, televizyonu, dolabı yok.. Yatak yok yahu.. Delirtmeyin beni.."
    "Efendim" demiş belboy saygılı bir ifadeyle, "Daha odanıza gelmedik.Bu asansör efendim!"
     
  15. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Temel arkadaşı ile kahvede otururken "Bu sabah son derece çirkef bir adamla tanıştım.." diye sohbete başlamış.. "Gerçek bir bela.. Bana birden hakaret etmeye başladı, müthiş de küfürbaz.. Beni tehdit etti ya..!"
    "Nasıl tanıştın ki bu herifle?.." diye sormuş arkadaşı..
    "Tamamen kazara.." demiş Temel, "Karşıdan karşıya geçerken adama arabamla çarptım..!"
     
  16. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Vesikalık fotoğraflarında hiç güzel çıkmayan Temel, resmi bir iş nedeni ile fotoğraf çektirmesi gerekince tutmuş fotoğrafçının yolunu, girmiş içeri ve “Fotoğraf çektirmek istiyorum..” demiş, “Yalnız o küçük vesikaliklarda berbat çıkıyorum..”
    “Tamam efendim..” demiş fotoğrafçı, “6x9’a ne dersiniz?..”
    “54 derim de bunun konumuzla ne alakası var?..”
     
  17. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Orman şefliği 'Ağaç kesici eleman aranıyor' diye gazeteye ilan vermiş, ertesi gün sıska, yaşlı ve minicik bir adam müracaat edince Şef, adamın tipine bakıp "Olmaz.." demiş.
    "Bir dakika.. Benim adım Temel.." demiş adam, "Henüz 72 yaşındayım.. Lütfen bana bir şans verin ve neler yapabileceğimi görün..!"
    Orman Şefi Temel'i başından savmak için "Tamam.." demiş, "Şu karşıdaki dev meşe ağacını görüyor musun?.. Baltanı al ve onu kes..!"
    Şef arkasını dönüp odasına gidemeden dev ağacın yere düşüş kütürtüsü ile birden dönmüş, bizim Temel omzunda baltası ile gülümsemekte..
    "N.. Nasıl yapabildin bunu bu kadar kısa sürede?.." demiş Şef hayretle..
    "Uzun süre 'Büyük Sahra Ormanı'nda çalıştım.."
    "Büyük Sahra Çölü' demek istedin?.."
    Temel gülümsemiş, "Aa, evet..." demiş, "Şimdi artık oraya böyle diyorlar..!"
     
  18. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Küçük Temel'in komşularının bir bebeği dünyaya gelmiş.. Ama ne talihsizlik ki minik bebeğin kulakları yokmuş.. Bebeği ailece ziyarete giderlerken bu üzücü durumu patavatsız oğlu küçük Temel'e anlatan babası "Sakın ama sakın bebeğin bu kusurundan bahsetmeyeceksin..!" diye tembih etmiş.."Bırak bahsetmeyi, ağzından 'Kulak' kelimesi çıkarsa seni mahvederim..!"
    Bebeğin yanına çıkmışlar, Temel bebeğe yaklaşmış, " Ne güzel bir bebek.." demiş
    "Ciddi misin?.." demiş bebeğin annesi , "Teşekkür ederim Temel.."
    "Minik ayakları, minicik elleri, ne de güzel gözleri var.. Görebiliyorlar mı bari?.."
    "Evet.." demiş bebeğin annesi, "Doktor gözlerinin sağlam olduğunu söyledi.."
    "Bu harika..!" demiş Temel, "Eğer gözlük takmak zorunda olsaydı ayvayı yemişti..!"
     
  19. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Temel, dere kenarında otururken tam yanına jeep'iyle bir adam gelip " Kardeşim..!" diye sormuş, " Dere derinmidir?..Jeepimle karşıya geçebilirmiyim?.."
    " Derin değildir.." diye cevap vermiş Temel, " Geçebilirsin.."
    Adam, Temel'e güvenip dereye arabasıyla girince bir anda suların icerisinde kaybolmuş, kan,ter içinde debelenerek sudan çıkıp Temelin yakasina yapışmiş " Hani derin değildi ulan?.." diye tartaklamaya başlayınca
    " Abi benim gerçekten suçum yok..!" demiş Temel," Demin bir ördek geçti vallahi su hayvanın beline geliyordu..!"
     
  20. Küflü Siyah

    Küflü Siyah <b>Siyah İnci'miz (: </b>

    Temel yemek odasının üzerindeki çatının aktığını fark edince hemen bir çatı ustası çağırmış.. Usta gelip şöyle bir bakmış, "Çatınızın aktığını ne zaman fark ettiniz?.." diye sormuş.. "Dün gece.." demiş Temel, "Çorbamı içmem iki saat sürünce şüphelendim!.."
     
Konu Durumu:
Özür dileriz,Bu konu cevaplara kapatılmıştır.

Bu Sayfayı Paylaş