Gürsel Korat -Güvercine Ağıt (YENİLENDİ) Her şey Kayseri'ye, Toroslar'a, Ürgüp'e, Ihlara Vadisi'ne ve Beyşehir'e yağan yağmurla başlıyor... 1294 yılının Ağustos ayının son günü patlayan bu küçük tufan, Gürsel Korat'ın zamanla didişen oyunbaz hayalini tetikliyor: Yağmur altında yol alan beş ayrı yolcunun Ihlara'da yolları kesişiyor, yazgıları birbirlerine düğümleniyor. Sade, olağanüstü dingin bir metin, "hayat kadar derin" bir sona eşlik ediyor... "Hoş geldiniz," dedi. "Burada yalnız değilsiniz." Ak saçlı adamın aynı dilden yanıt veren tok sesi duyuldu: "Kaç kişiyiz?" "Sizinle ben varız burada, bir de Tanrı." Ak saçlı adam alaycıydı, "Tanrı'nın tutsaklar arasında olmasına sevindim," dedi. Türkçe romanın "Kapadokyalı" yazarı, Anadolulu olmanın bilinmeyen ve edebileşmemiş yüzünü bir kez daha karşımıza getiriyor. Her biri özgün deyiş, tekerleme, nefes veya vecizeyi eşine az rastlanır bir dönem diliyle resmediyor. Korat'ın ironik ve sağlam diliyle tanışmak için yeni bir fırsat daha... kendi taramamdır , iyi okumalar Gizli içerik: Bu alandanki gizlenmiş içeriği görmek için konuya yanıt vermelisiniz.
işte hızlı tarayıcı bi arkadaşımız daha emeğine sağlık canım, bdlere öyle daldık ki diğer konuları unutucaz yakında arşivini paylatığın için çok teşekkürler, tabi farklı türlere yönlendirdiğin içinde
Tarayıcıyla fazlasıyla zaman geçiren birisi daha sahara. ve dzida'dan sonra 3. vaka Birlikteliğinizin devamını diliyorum çünkü fazlasıyla işime geliyor avemeria. Bu kadar çabuk beklemiyordum kitabı taramayı düşündüğünü söylediğinde(sabah yazdın çünkü) Ellerine sağlık Keyifle okumakta bize düşer artık.Teşekkürler.
Ah şu bdler ve de kapakları, biz orada gülüş cümbüş onlarla zaman öldürürken sen nelerle uğraşıyorsun. Aslında birazcık da bunlar hakkında gülüş didiş sohbet edebilmeyi başabilseydik o zaman farklı olurdu her şey zaten. Hani bol ödüllü filmlerin az seyirciyle muhatap olması gibi bu kitaplarla da ilgilenen pek yok ama olsun sen yine de vazgeçme. Senin gibi insanlara daha çok ihtiyaç var. Asla pes etmeyen; yanında yöresinde ne olursa olsun bildiğinden, çizgisinden şaşmayan; yapması gerektiğini düşündüğü şeyi her tür koşulda yapmaya çalışan insanlara çok ihtiyacımız var aslında. İşte onun için burda bulunman bana çok anlamlı geliyor, biz bd dünyasında gırgır şamata yaparken bize yaşamı her yönüyle hatırlattığın için. Çok teşekkürler. Var ol.
şu barbara işine üzüldüm şimdi, tamda yazdığın mesajın üzerine görmüşsün ya garip olmuş, ama neyse zaten sanırım senin mesajına yanıt olaraka yazmıştım, güzel olduğu halde çok fazla popüler olmayan kitapları paylaşmak istiyorum diye. umberto eco nun bir röportajını okumuştum, gülün adı adlı romanının ilk yüz sayfasını editör çıkartmak istemiş, biraz sıkıcı, anlaşılması zor vs diye. okuduysan bilirsin. umberto eco da diretmiş; ben o kısmı sadece gerçek okuyucuların aşıp geri kalan akıcı kısma ulaşmaları için yazdım tarzında bir şey demiş. ayrıntıları tam hatırlamıyorum. ama güzel olana zor ulaşınca anlamlı olduğunu düşündürtmüştü bana, zaten güvercine ağıt'ı bitirmeyi başaranlarda benzer şeyleri düşünecek, neyse sana söz no more romance
Mesajını yeni farkettim, yanıtlamakta gecikmemin nedeni bundan. Sevgili avemeria, yanlış anlaşılmak istemem, romantizme karşı değilim. İnsanın duygu dünyasını görmezden gelelim, hele de aşkı yok sayalım gibi bir düşüncem yok. Yalnızca yakındığım (aslında aynı zamanda özeleştirimi de yapıyorum) burada cinselliğe fazlaca saplanıp kaldığımız. Bunu da yadsımıyorum ama yalnızca o olmamalı yaşamda. Romantizmi gerçek anlamıyla yaşatan, aşkı çok anlamlı işleyen kitaplar da var elbette. Biz burada fazla şekerleme tüketen obezlere döneceğiz yakında. Seni asla Barbara kitabı eklediğin için eleştirmiyorum. Bence güzel de yapmışsın, belki klasik değeri de vardır, şimdi o kitabın basımı bile yoksa sen herkeste olmasını sağlamış oldun. Arada romantizm yaşamak yaşamı daha çekilir hale getiriyor hem bana göre. Çocukluğum (çoğu yaşıma uygun olmayan) çok sayıda ve çeşitlilikte kitabı okumakla, sömürmekle geçti. Üniversite yıllarımdan beri sanki kitaplara küsmüştüm. Sen bana adını, yazarını hiç duymadığım kitaplar sundun, yaşamımı zenginleştirdin. (Belki benim gibi düşünen başkaları da vardır.) Bunun için sana çok teşekkür ediyorum. Sağolasın. Sen doğru bildiğin yoldan şaşma, kusuruma da bakma.