1. Neresinden bakılırsa bakılsın, her cümlede bir çift göz vardır ve her noktada bir insan. O insan ki, bakar bize ve ötemize; ve o insan ki, giyindiği zamanın gerisinden sorar hep kaygılanır, duraksar ve sessizdir; ve geldim demenin bir sessizliği varsa, öpüşelim demenin, sen hala gitmiyor musun demenin ya da ölmek istemenin bir sessizliği varsa, kelimeleri de vardır sessizliğin duruşun kelimeleri vardır; bakışın, uzanışın, gülüşün... Ama, yalnızlığın kelimeleri yoktur. O, bütün kelimelerden oluşmuş bir kelimedir. * * * * 2. Yalnızlık alıp karşına kendini öteki kendinlerle konuşmaktır Bakışmaktır öteki kendinlerle; dövüşmektir. Kimi zaman da, öldürmektir içlerinde en çok sana benzeyeni, benzemiyor diye. Yalnızlık, öldürmektir. * * * * 3. Ben sensizliği yalnızlık sanmıştım bir keresinde Yüzün gelirdi bir yerlerden bir ülke, kokun gelirdi bir bahar ve gülüşün gelirdi de bir düş gibi, ille de kendini kendine vurmuşluğun gelirdi de; ben hep şarkı sanırdım gökyüzünü kim bilir kimin söylediği. Issız teknelerle kıyılarıma koşardım hemen, bakardım (bakmak uzanmaktır); atlaslar yırtılırdı düşümün bir ucunda, bir ucunda ben; ve suların unuttuğu yunus hıçkırıkları vururdu alnıma, dudaklarımdan tuz kervanları yürürdü. Kervanlar ki, birer seraptır harami günlüğünde...