Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden Bebekler hayta hayta yürümeden Geleceğim diyorum, geleceğim sana Ne olur kesin bir takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Beklesen de olur, beklemesen de Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde Hangi ses yürekten çağırır beni sana Geleceğim diyorum, takvim sorma bana -Ihlamur çiçek açtığı zaman. Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi? Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden Gemileri yaksalar da geleceğim sana On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana -Ihlamur çiçek açtığı zaman. Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız Ey benim alfabemdeki kadîm Elif Ne güzellik, ne de tat var baharsız Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Ihlamurlar çiçek açtığı zaman Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan Kimseye uğramam ben sana uğramadan Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana Takvim sorup hudut çizdirme bana Ben sana çiçeklerle geleceğim -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman II Bilirsin ki burda değilim artık Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ... Gelir benim yüreğimde toplanır, Dağların üstünden sıyrılan duman. Bir yanım mosmordur, bir yanım beyaz, Bir yanım karakış, bir yanım ilk yaz. Can evime bakışların saplanır; -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ... Ihlamurlar çiçek açtığı zaman; Ne sen gurbetçisin, ne ben sılacı. Senden gayrısına bakmam mümkün mü; Gözlerimi esir alan dağlardan. Kapımı üç defa çalan postacı Adresinde yok! Diye notlar düşer, Eski adresimde bir hüzün eser; -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ... Eski adresimse kurumuş bir gül, Gizemli bir ıtır, domur domur kan, Yaba yaba yelde savrulur gönül, Firkatli turnalar geçer uzaktan. Dalgınlığım debimetre tanımaz, Başım çarpar bir gemi bordasına Düşerim bir girdabın ortasına -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ... Birden bezeklenir sevda haritam, Ihlamurlar çiçek açtığı zaman... Lâleler toplarım ben tutam tutam, Bizim için çalar kıvrak bir keman. Gök papatya, yer ise lâle bahçesi, Aşka ışık dokur kuşların sesi. Seninle hep aynı yerde oluruz; -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ... Kumaşı eprimiş üç mevsim geçer, İlkyazla uyanır derin uyuyan. Tan sesine cıvıldaşır serçeler, Sevdadır anlıma namlu dayayan. Havuzuma ay ışığı dökülür. Bilirsin ki burda değilim artık, Ruhum yağmur yağmur göğe çekilir; -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ... Gülde çiy damlası... Buzum sırçayım; Güneşe çarpınca param parçayım. Bir gün Emirgândayım, bir Kanlıcada, Üsküdarda, Beykozda, Çamlıcada. Şehir bir hançerken kan burgacında. Mekâna sığar mı bu deli yürek? Bir sevda çeşmesi, bu deli yürek. Baylanır, beklerken baygın düşerim; -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...