İman eden insanın hayatının her anı güzel geçer

'Din ve İslam' forumunda merdyen2 tarafından 14 Eki 2016 tarihinde açılan konu

  1. merdyen2

    merdyen2 Member

    İman eden insanın hayatının her anı güzel geçer

    Gerçek şu ki, kesin ve güçlü bir imanla iman eden bir insan, hayatı iman etmeyen insanlardan çok farklı algılar ve yaşar. Her an mutlu ve neşeli olmaları, hiçbir şeyden dolayı üzülüp kederlenmemeleri, hiçbir şekilde ümitsizliğe kapılmamaları, hiçbir sebeple morallerinin bozulmaması, olumsuz gibi görünen şeyler başlarına geldiğinde dahi son derece rahat ve huzurlu olmaları iman edenler ve iman etmeyenlerin arasındaki farklılığı vurgulayan en net örneklerdendir.

    [​IMG]

    Bazı insanlar, Allah’ın emir ve tavsiyeleri doğrultusunda yaşadıklarında kendi akıllarınca mutsuz olacaklarını sanarak din ahlakından uzak dururlar. Oysa asıl, bu nedenle mutsuz olurlar. Mutsuzluklarının sebeplerini de bir türlü anlayamaz, suni yöntemlerle buna önlem almaya çalışırlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar gerçek anlamda mutlu olamazlar. Gerçek mutluluk, ancak Allah’a yönelmekle yaşanır.

    İman etmeyen insanlar iman edenlerin her an mutlu, neşeli, tevekküllü tavırlarına çok şaşırır, bunun ardındaki sebebi bir türlü kavrayamazlar. Özellikle de Müslümanların, başlarına gelen her zorluğa hayır gözüyle bakmalarını hayretle karşılarlar. Kendilerinin çok çabuk mutsuzluğa, üzüntüye kapılacakları bir olay karşısında Müslümanların üzülmemeleri, her zaman olgun, sabırlı, itidalli davranmaları, her ne olursa olsun olaylarda hep hayır, hikmet görmeleri, hayatları boyunca sık sık zorluklarla karşılaştıkları halde rahat ve huzurlu olmaları onları çok şaşırtır. Örneğin karşılaştıkları zorluklar peygamberlerin Allah yolunda daha da şevkle mücadele etmelerine vesile olmuştur. Bu iman, Allah’ın Kuran’da övdüğü, makbul olduğunu vurguladığı iman şeklidir. Allah bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:


    Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler mücadeleye girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever. (Al-i İmran Suresi, 146)


    İşte gerçek, takva bir Müslümanın hedefi, Allah’tan çok korkan, O’nu çok seven ve her an Rabbimiz'e bağlı yaşayan Müslümanlardan olmak, peygamberlerin yolunu izlemek ve imanı, olabilecek en yoğun derecede yaşamaktır. Nitekim bu kısa ve geçici dünya hayatında Müslümanın üzerine düşen en önemli sorumluluklardan biri, gücünün yettiği en fazla imana sahip olmak, erişebileceği en yüksek Allah korkusuna ve en fazla Allah sevgisine sahip olmaktır. Hiç kuşku yok, daha fazlasına gücü yetebilecekken, daha azıyla yetinmek, vicdanlı bir Müslümanın önemle kaçınması gereken bir davranıştır. Ciddi bir çabayla Allah’a yakınlıkta sebat gösteren kişi, mutlaka Allah’ın dost edindiği kişilerden olacaktır.(makale harun yahya)
     
  2. adriana

    adriana Active Member

    merdyen2@
    yazdıklarınızı sabote etmek istemiyorum. alıntı yaptığınız harun yahya bu gün kedicikleriyle tvlerde şov yapan bir şovmen. namı diğer adı adnan oktar. iman konusuna gelince lütfen vicdan ve erdemi dinle elde edilen bir duruş olarak yansıtmayın. ahlaktan en çok bahsedenler ahlaksızlardır. kendi suçlarını bastırırlar. farklı inançlarda dinlerde yada hiçbir inanca sahip olmayan insanlarda vicdanlı erdemli olur bunu yok sayamazsınız. bakın harun yahya zamanında zengin aile çocuklarını muridi yaptı bu gençler borsa simsarlığı sahtecilik vb suçlardan tarikata para yağdırıken haklarındaki suçlardan tutuklandılar hırsızlık yaptılar (harunyahya)adnan oktar eşliğinde devleti dolandırdırdılar sonrasında bu olaydan sonra bazıları tarikattan ayrıldı bu adamı finanse edenler tvlerde insanları elit yaşam reklamlarıyla insanları daha fazlasına sahip olmaya teşvik eden üretmeden tüketmeye yonelten aile ilişkilerde yozlaşmalara markaların gücüne paraya taptıran sistemi yönetenlerle aynı ve araştırısanız bulursunuzda bu adamın finansörünü. imandan dinden bahsedenler milletin kanını emiyor yolsuzluklar diz boyu ve fakat söylemleri din allah aşkıyla dolu. size yapılmasını istemediğiniz şeyi başkasına yapmayın dusturu empatiyle sağlanır. yaratan bir güce inanmak ayrı ama birtek benimki doğru demek biraz faşistçe. neden tebliğlerle uğraşıyorsunuz sevgiyi çalışmayı hak yememeyi insanlığın gereği olarak görün dinin değil. tüm insanlık kardeşçe sevgiyle yaşasın ve istediğine inansın yeterki karşısındakini incitmeden muhim olan bu. saf ve temiz bir budistte duasının karşılığını alır en adi suçluda . ve sürekli neşeli olma hali mutlu olma hali bu biraz ahmakça ancak bir delilik halinde olabilir etkileşimler davranışları belirler birisi size nasıl davranırsa ona göre gardımızı alırız öfkeliye karşı savunma ya da sinme, acı kayba üzülme kederlenme yas, ihtiyacımızı karşılayana minnettarlık sevinç, bunlar duygusal tepkilerimizdir ben iman ediyorum hiç üzülmüyorum yok öyle bir saçmalık. asıl en çok herşeyin farkında oldukça mutsuzlaşır insan. ölümler savaşlar hastalıklar nasılsa öleceğim neden uzuleyim demekle olmuyor. acı çeken açlıktan ölen bir bebeğe imanlıyım neşeliyim yaşasın islam diyemeyiz. kahroluruz olamıyorsak kendimizden insanlığımızdan şüphe etmeliyiz. kısa yaşamımızda faydalı olmak ve gelecek nesillere güzel ortam bırakmak istiyorsak insanlarla hayvanlarla doğayla ilişkilerimizi düzeltmeliyiz. en basit yöntemi söyluyorum saygı.
     

Bu Sayfayı Paylaş