Başlıca iki mukayese biçimi vardır. Birincisi, göreceli üstünlüğü gösteren ve Türkçede daha edatıyla ifade edilen comperativedir. İkincisi, ikiden fazla kişi veya nesne arasında en iyi, en üstün, en ...vs.yi gösteren superlative. Hard - Harder - Hardest Greedily - More Greedily - Most Geedily Rarely - More Rarely - Most Rarely (Düzensiz Zarflar) far - farther/further - farthest/furthes late - later - last little - less - least much - more - most well - better - best EXAMPLES (ÖRNEKLER) - She cooks better than everyone I know. (Tanıdığım herkesden daha iyi yemek pişirir.) - She types the fastest of all the secretaries. (Tüm sekreterlerin içinde en hızlı tapaj yapandır.) - I can speak English as well as you. (Senin kadar iyi İngilizce konuşabilirim.) - She doesnt drive as carefull as her mother. (Annesi kadar dikkatli sürmez.) - The baby cannot eat so much as you can. (Bebek senin kadar çok yiyemez.) - She could understand me more quickly than I had expected. (Beni beklemiş olduğundandan daha çabuk anlayabildi.) - He always comes late. (O daima geç gelir.) - I last saw him 2 weeks ago. (Onu en son 2 hafta önce gördüm.) - Her latest book is about child care. (Son (en yeni) kitabı çocuk bakımı hakkındadır.) - Well enquire further into this matter. (Bu meseleği daha derinliğine soruşturacağız.) - The faster I work, the more mistakes I make. (Ne kadar hızlı çalışırsam o kadar çok hata yaparım.) - It rained more and more quickly. (Gittikçe daha hızlı yağmur yağdı.)