Şimdi çocukluğun çatısı kalktı ya üstümüzden yağmurun da eski tadı yok bu yüzden yağmur yağmıyor ki artık sudur yağan kırmızı kiremitlerin serinlemeyişi bundan artık çorbası hazır çocuklar hastalansa nolur okula gitmemek için eskisi gibi yalancıktan yağmur kiremitlere düşer, camlara vurur sesi içimize yağar, kalbimize düşer belki de suyun gezgin halidir yağmur dünyagörmüş, deryageçmiş, denizgezmiştir yağmur biraz da eski arkadaşların yağmasıdır eski şehirler, eski anılar, eski sevgililer yağar her zaman altında durana ya da ondan kaçana değil onu dinleyene, duyana da yağar, ona bakakalana da. Çocuklar büyüdü, yağmurlar değişti, eski geveze yağmurların yerine ki onlar yağmaz da mırıldanırdı sanki, ince geveze derlerdi sanırım, ikindinin gevezeliği gibi sessiz, kekeme ve bir buluşma olarak kendisini bekleyenlerle mırıl mırıl hişt hişt usul usul içli içli yine yağsa yağmur konuşur gibi bizimle dert alır gibi bizden, yara örter gibi içimizden söz iyileştirir gibi, hatta sessizliği de onarır gibi gibi olsa yağmur her şey yağmur gibi yağsa çocukluk yağsa, mavilik yağsa, kardeşlik yağsa kimin yağdığı belli olmasa karışsak birbirimize sırılsıklam olsak birbirimizden hangimiz yağmur hangimiz çocuk, hangimiz mavi, hangimiz şair belli olmasa da bir şiir çıksa hepimizden şimdi ne iyi gelir ne iyi gelir ne iyi gelir! Haydar Ergülen