Jeokimya Araştırmaları

'Kimya' forumunda Uygu tarafından 3 Eki 2012 tarihinde açılan konu

  1. Uygu

    Uygu New Member

    Metal yataklarının aranması sırasında, çevredeki kayaçlarda ve minerallerde belirli elementlerin bulunup bulunmadığına bakılır. Kayaçlar yağmur, rüzgâr, buz, ısı değişiklikleri gibi bazı etkenlerle yavaş yavaş parçalanarak ufalanır ve toprak haline gelir. Bu arada mineraller de ufalanarak erir ve yapılarındaki bazı elementler ana kayacın üstünü örten toprağa karışır. Bu toprak katmanında yetişen bitkiler kökleriyle bu elementlerin bir bölümünü emer.

    Böylece jeokimyacılar, toprak ve bitki örneklerini çözümleyerek içerdikleri elementleri belirleyebilir ve alttaki ana kayacın yapısına ilişkin bilgi edinebilirler.

    Örneğin gümüş yatağı arayan bir jeokimyacı galen gibi bazı kurşun minerallerinde az miktarda da olsa gümüş bulunduğunu bildiği için, bir bölgeden topladığı yaprak, kök ve toprak örneklerini inceleyerek yapılarında kurşun ve gümüş bulunup bulunmadığına bakar. Bu arada, örnekleri topladığı yerleri ve bu örneklerin içerdiği gümüş ve kurşun yüzdelerini bölgenin haritası üzerinde işaretler. Daha sonra, aynı yüzdeyi veren yerleri bir çizgiyle birleştirir; harita üzerindeki bu çizgilere jeokimyasal çevre çizgileri denir. Bu çalışmaları sırasında kurşun ve gümüş yüzdesi çok yüksek bir yere rastlarsa, o noktadan ana kayaca kadar ulaşan bir delik açar.

    Eğer kayaçtan kopardığı parçadaki kurşun mineralinin gümüş yüzdesi yeterince yüksekse, ka-yaçtan hem gümüş, hem kurşun çıkarmak için kazı çalışmaları başlatılabilir demektir. Ama mineral çok az gümüş içeriyorsa yalnızca kurşun için kazı yapmaya değmeyebilir, çünkü kurşun gümüşten çok daha değersiz bir elementtir.


    Metal yataklarının yukarıda anlatılan jeokimyasal yöntemle araştırılması, kalın bir toprak örtüsünün altında kaldığı için sıradan arama çalışmalarıyla bulunması hemen hemen olanaksız olan pek çok cevher yatağının saptanmasını sağlar. Kanada, Avrupa ve ABD'de birçok büyük çinko ve bakır yatağı bu yöntemle bulunmuştur. Ama cevher ana kayacın çok derinlerindeyse, yüzeydeki toprak ve bitki örtüsünde bu cevherlerin izine rastlanamayacağından yatağın yerini bu yöntemle bulmak olanaksızdır.



    Alıntı
     

Bu Sayfayı Paylaş