Bitmesi istenmeyen bir hikâye nasıl da bitiyor acıtıp birdenbire ve baştan başlanmıyor araya hayat girdi mi bir kere. Şehrinden hiç ayrılmamışların gurbeti sürer gider ya ışıkları kısık odalarda, uykunun tutmadığı yatak, bakışı boş duvarlar, birbirinin sözünü kesen kaç keder, birbirini örten kaç sevda gördü bu dört duvar sözlerden fazlasını anlatan gözlerle bakan eşya, eski zaman kokusu hatırayı saklayan tozlu tavan arası. Ben. Nedenler ve niçinlerden örülmüş karanlık dehlizinde harflerden yaptığı asaya tutunup yürüyen şair kadın. Artık mahmur sabahlarla bir varsam da serin çarşılara, ertesi günün olmadığı vakitlerden geçip geldim buraya ardımda denenmiş intiharlar, ruhumda beden bulan ıstırapla. Uğruna ölünecek bir sevdiği olmalı insanın ve yaşamak için bir nedeni elbette. Biz uzun yollara yalnız çıkanları seven kadınlar kala kaldığımız pencere önleri, kalıntılar Nasıl bu kadar yakın ve bir o kadar da uzak rüyalarımın sokağında hâlâ ıslığı ilk sevgilimin, gecenin sessizliğinde kalp atışları gençliğimin. Sen artık git istersen ay ışığı görmeden komşular, ortalık ağarır birazdan. Bitmesi istenmeyen bir hikâye nasıl da bitiyor acıtıp birdenbire ve baştan başlanmıyor araya hayat girdi mi bir kere. Oya Uysal -Mühür D. Kasım-Aralık14-
insan, kaç kere bitmesini istemediği şeyler yaşıyor .....hayatında belki hiç belki parmakla sayılamıyacak kadar az..teşekkürler