Memorial Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Kani Gemici, kalp pili operasyonları hakkında bilgi verdi. Dünyada milyonlarca kişi kalp pili taşıyor. Bu ileri teknoloji ürünü küçük ama marifetli cihazlar, kalp hızının yavaşlamasını engellemekten kalp yetersizliğini tedavi etmeye, kalbe pompa görevi yapmaktan ani ölümleri engellemeye kadar birçok amaç için kullanılıyor. Takıldıktan sonra yaşanılan şikayetleri ortadan kaldıran cihaz, hastanın yaşam kalitesini artırarak normal hayata dönmesine yardımcı oluyor. Temel olarak 3 çeşit kalp pili bulunuyor: Kalp hızı yavaşlamasını engelleyen tek kablolu ve 2 kablolu piller, kalp yetersizliği tedavisi için kullanılan 3 kablolu piller ve kalpteki yüksek ritme bağlı kalbin pompa görevini yapamaması durumunda elektroşok vererek hayat kurtaran piller yani defibrilatörler. Kalp yavaşlaması tedavisi Kalp kendi kendine elektrik üreten bir organdır ve ürettiği elektrik sayesinde kalp kasının kasılması sağlanır. Elektrik, peşpeşe dizilmiş hücrelerden oluşan ve adeta bir elektrik kablosuna benzeyen elektriksel ileti yolları aracılığıyla kalbin iki kulakçık ve iki karıncıktan oluşan 4 boşluğunun içine yayılır. Bu elektrik iletisinde bir bozukluk olması ve bu bozukluğun kalbin yavaşlamasına neden olması durumunda ise kalp piline başvurulmaktadır. Kalp pilinin amacı, kalbi normal hızına ulaştırmaktır. Kalp pili takılan hastaların çoğu, kalp hızının yavaşlaması ve tansiyon düşmesine bağlı baş dönmesi yaşayanlar. Kalp durması ve bayılma atakları da sıkça görülen semptomlar arasında yer alıyor. Hareket halindeyken iskelet kasları daha fazla oksijene ihtiyaç duyduğu için kalbin normalden daha hızlı atması gerekiyor. Ancak elektrik ileti bozukluğu olan hastalarda bu artış olmuyor. Dolayısıyla kalp hızı hep düşük seviyede kalan hastalar, yürüyemiyor, merdiven çıkamıyor, çabuk yoruluyor ve baş dönmesi yaşıyor. Şikayetler pil takılınca ortadan kalkıyor Elektrik ileti sistemi bozukluğu, her yaşta, hatta doğuştan bile görülebilen ama ileri yaşta görülme olasılığı daha yüksek olan bir hastalık. Kalp krizi geçirenlerde, kalp yetersizliği olan kişilerde daha sık görülen elektrik ileti sistemi bozukluğunun en önemli sebeplerinden biri yaşlanma. Elektrik ileti sistemini besleyen kalp damarının tıkanması ise bu hastalığın bir başka nedeni. Elektriksel bozukluklar anlık veya sürekli yakınmalara yol açan bir hastalık. Pil takılır takılmaz kalp hızı normale döndüğü için hastada iyilik hali hemen başlıyor. Kalp pili hastanın bayılma, baş dönmesi, yol yürüyememe gibi şikayetlerini hemen ortadan kaldırıyor. Hastanın tüm bu şikayetleri ortadan kalktığı için yaşam kalitesinde çok büyük bir artış oluyor. Ani kalp durmaları önleniyor Defibrilatörelerin temel takılma amacı kalbin anormal hızlanmalarını şokla normale çevirmektir. Hayatı tehdit eden ritim bozuklukları ve kalp hızlanmaları, kalbin durmasıyla eşdeğer ve ani ölümlere neden olabiliyor. Hastada bu geliştiği zaman, kalp durmuş gibi hiç kan pompalayamıyor, çok hızlı ve düzensiz kasılıyor. Bu sırada hastaya dışarıdan elektroşok yapılması ve hastanın ritminin normale getirilmesi gerekiyor. Defibrilatörler hastada ritim bozukluğunun geliştiğini tanıyor ve o anda elektroşoku verip hastanın hayatını kurtarıyor. Böylece hasta nerede olursa olsun erken müdahale ile hayatı kurtarılmış oluyor. Bu durum genelde kalp yetersizliği hastalarında görülüyor. Kalp pili nasıl takılır? 60’lı yıllardan bu yana gerçekleştirilen kalp pili takma operasyonu; bypass, kapak değiştirme gibi diğer büyük kalp ameliyatlarından çok daha basit uygulanıyor. Kalıcı kalp pili uygulaması küçük cerrahi işlem olarak kabul edilir. Kalıcı kalp pili uygulaması, kardiyak kateterizasyon laboratuarında veya elektrofizyoloji laboratuarında gerçekleştirilebilir. Hastanın kalp hızı ve kan basıncının monitorize edildiği bu işlemde hastaya bölgesel uyuşturucu (lokal anestezik) verilir. Uygulama alanı temizlenir ve tıraşlanır. Kalp pilinin uygulanmak istediği yere göre iki yöntemden biri kullanılır: Eğer kalp pili göğüs duvarına yerleştirilecekse (endokardiyal yerleştirme), küçük bir cerrahi cep oluşturmak için köprücük kemiğinin hemen aşağısına küçük bir kesi yapılır. Jeneratörden gelen kablolar üst göğüs kısmındaki bir toplardamardan geçirilerek görsel olarak X-ışını rehberliğinde sağ atriyuma veya sağ ventriküle yerleştirilir. Elektrotun uç kısmı özel vida şekilli ucuyla kalbin iç yüzüne tutturulur. Eğer birden fazla elektrot varsa işlem tekrarlanır. Jeneratör, köprücük kemiğinin aşağısında açılan cebe yerleştirilir. Yerleştirme işlemi sonrası deri dikişlerle kapatılır. Böylelikle pile ait hiçbir şey dışarıdan görülmez. Tüm işlem 1-2 saat sürer. Deri altı yağ tabakası fazla olan hastalarda bu kabarıklık da olmayabilir ve dışarıdan pil takıldığı hiç fark edilmeyebilir. Seyrek olarak uygulanan ve epikardiyal yerleştirme (kalbin dış kısmı) olarak bilinen bir işlemde ise elektrot kalbin dış yüzeyine yerleştirilir. Bu yöntem kullanıldığında, cerrah göğüs duvarını açar, elektrot kalbin yüzeyine yerleştirilir ve jeneratör üst karında derinin altına yerleştirilir. Bu alternatif, sadece kalbin iç yüzeyine ulaşmak için kabloların toplardamarlardan geçmesine uygun olmadığı durumlarda kullanılır (örn. bazı doğumsal kalp hastalıklarında veya hasta çocuksa). Operasyon sonrası Operasyon yaklaşık iki saat sürmektedir. İlk 24 saat kablonun iyice kalp içinde yerleşmesi ve tutunması için önemli bir süredir. Bu amaçla bir gün hastanede yatırılan hasta, taburcu olduktan sonra hiçbir hareket kısıtlılığı yaşamamaktadır. Kalp pili takılması ciddi komplikasyonları olan bir operasyon değildir. Çok nadir durumlarda, köprücük kemiğinin altındaki damarı iğneyle bulmaya çalışırken, akciğerlerin delinebilme ihtimali söz konusudur. Bu da, akciğeri saran zarların çevresine hava toplanmasına neden olduğu için solunum sıkıntısı yaratabilmektedir. Bu durumda, kaburgaların arasından bu hava alınmakta ve akciğerdeki delik iki üç gün içinde kendiliğinden kapanmaktadır. Bu da, hastada kalıcı hiçbir sorun bırakmaz. Vücuda yabancı cisim yerleştirilen her operasyonda olduğu gibi kalp pili yerleştirme operasyonunda da enfeksiyon riski bulunmaktadır. Bu gibi durumlarda ise, pil çıkartılarak enfeksiyon tedavisi yapılmaktadır. Kalp pilinin kontrolü Kalp pili takıldıktan sonra mutlaka performasının izlenmesi gerekmektedir. Aslında kendisi de küçük bir bilgisayar olan kalp pili, dışarıdan başka bir bilgisayar yardımıyla telemetrik yöntem denen bir yöntemle okunabilmektedir. Bu sayede, hastanın kalp hızı nasıl seyretmiş, kalp pili ne kadar çalışmış, kendi ritmi zaman zaman ortaya çıkmış mı, hep kalp piline mi bağlı kalmış, başka ritim bozuklukları olmuş mu gibi bilgilere ulaşılıyor. Ayrıca pilin kaç voltta çalışması gerektiğini ya da kalp hızını tutması gereken değerleri, kalp piline dışarıdan programlamak mümkündür. Hasta, pilin ortalama dayanma süresi olan 7 yıl boyunca her 6 ayda bir kontrole gelmek zorundadır. Pilin biteceği 6 ay önceden saptanabildiği için bu kontroller çok önemlidir. Kalp pilinin hastanın yaşamına olan etkileri Kalp pili, kalp ritmi bozuklukları olan ve yaşamlarını normal şekilde sürdüremeyen insanlara takılır. Bu hastalar kalp pili yardımı ile normal yaşam düzenlerine dönebilmektedirler. Bu insanlar tekrar işe gidebilirler, ev işlerini yapabilirler, araba kullanabilirler, yolculuk edebilirler, yüzebilirler, hobilerine ve cinsel yaşamlarına devam edebilirler. Kalp pili taşıyan insanlar, kalp pili kimlik kartlarını her zaman yanlarında taşımalıdırlar. Yolculuk ederken gittikleri yerdeki en yakın klinikleri öğrenmeli ve doktorlarını seyahat edeceklerine dair bilgilendirmelidirler