Kelimât

'Yazılar, Denemeler.' forumunda Uygu tarafından 8 Eki 2012 tarihinde açılan konu

  1. Uygu

    Uygu New Member

    [​IMG]

    Sevgili N. Marmara'ya

    1.1. Kalp neye çarpar?
    1.2. Gül kokusuna çarparsa kalp yaralı bir ceylan ağıtıdır dağlarda. Hanidir dağlar yar elidir ol zaman. Koynunda uzağa bakarız bulutlar içre. Biliriz kalp çarpsa aşka bahar olur. Oysa nisyan bir şehri gömer yalnızlığa.
    1.3. Oysa bilirim şunları da: “el-hata ü ve’n-nisyân / min hasâisi’l-insân” “Hata etmek ve unutmak insanın özelliklerindendir”.

    2.1. Hayal var sadrımda.
    2.2. Bilenler bilirler ki bilmenin kal ile (yani okumakla, kitapla) değil ancak hâl’le olabileceğine inananlar “satır“dan değil “sadr“dan anlatırlarmış. “Sadr”dan yani göğüs ve gönülden anlatırlarmış çünkü satırlarda değil gönüllerde yaşamak isterlermiş. Sonra da bu insanlar bir şey yazmadan esersiz, izsiz kainatın içinde kaybolup giderlermiş. Eserleri insan olurmuş bu insanların.
    2.3. Bir ummana bakar gibi değil umman içreyim. Her gece bir yıldız her gün bir ışık… Derya içre damla.

    3.1 Bu kalp upuzun bir hikayedir.
    3.2. Kıyılara çarpıyor rüzgar. Elinde harap kalp. Hangi sandıktan düşüverdi sadra? Hangi gönlün soykasından damıtılıyor bu acı? Çok acı.
    3.3. Bir damla. Gül ağacında damla. Bir gül ağacında damla. Adı insan.

    4. Göğsümde taşan rüzigarlar…
    4.1. Sabâdır. Andır. Yalnızlıkla açılan kapılardır.
    4.2. “Sadın fethi ve elifin kasrıyla rûzgâr aksâmından şol rûzgâra dinür ki matla‘-ı Süreyyâ ile Benât-ı na‘ş beyninden hübûb ider ola.” Mütercim Âsım Kâmus Tercümesi
    4.3. Ne haber getirir rüzigar ne kelam…

    5. Yalnız ve deli şehrin kalbi.
    5.1. Yalnız.
    Yalınlığı içerisinde kalın harfli bir salınış. Tek ü tenha ile hısım, kalabalıklarla ezeli düşman. Aşkar ile geceye yürüyen Bin Hüseyin azametinde yalınlık. “Yalnız şair” münasip duruyor cümleler içersinde de “yalnız ölüm” moraran dudaklarımızda hüzün estiriyor.
    5.2. Şehrin deli kalbi mi, deli şehrin kalbi mi?
    İkisine de açık yüreğimiz. İkisine de benzer halimiz. İkisi de biziz.
    Var mıdır böyle uzak iklim memleketi?
    Kim bilir?
    5.3. Şehre bir taş daha düşüyor imar haritasından. Kibarca kandırılıp hunharca kalbine sokuluyor ağır iş makineleri. Bir ağaç ölüyor koyu gölgeleri altında apartmanların. Gökte ancak kuşlar kaçacak kadar el değmemişlik.
    Yalnız ve deli şehrin kalbi, şerh libasına sığmayan ebatta.
    Bu kalp ağır hasta.

    6. Gece.
    6.1. Leyla.
    6.2. Mecnun’un baktığı ve yalnızca onun görebildiği uzak yıldızlardan birisi. Mecnun ve Gece. Aşk ve Dua.
    6.3. Geceyi bir yorgan kılıyoruz üstümüze. Altında kabuslarımız, hayallerimiz, yorgunluklarımız, göz yaşlarımız…

    7. Sadr
    7.1. Göğsümün üstünde koca bir dünya. Koca bir yara.
    7.2. Satırlardan sadr’a akan mecrada dağ.
    7.3. Kalbin gözü varsa okur, kulağı varsa duyar, dili varsa konuşur… Sadr, burada.


    *


    [FONT=tahoma, geneva, lucida, lucida grande, arial, helvetica, sans-serif]Kâni ÇINAR[/FONT]

     

Bu Sayfayı Paylaş