Kıbrıs Barış Harekâtı, 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Garanti Anlaşması'nın III. maddesine istinaden gerçekleştirdiği askerî harekâtın adıdır. 1571de Osmanlı yönetimi Kıbrısta yer aldı. Daha önce Adada VenediklilerOsmanlı yönetimi, Venediklilerin elindeki mülkü Rum Ortodoks Kilisesine aktardı. Kiliseye geniş yetkiler verdi. Böylece Rum Kilisesine ve toplumuna güç geldi. Giderek bu güç Türkiyeden gelip yerleşen Türklere karşı kullanılacaktı. egemendiler. 1878de Rusya karşısında zor durumda kalan Osmanlı, Kıbrısın yönetimini geçici olarak İngiltereye verdi. Birinci Dünya Savaşında da İngiltere, Kıbrısa el koydu. 1950lerin sonlarında bağımsızlık hareketi başladı ve uluslararası anlaşmalara dayanan bir Türk-Rum Ortak Devleti kuruldu. Fakat Rumlar böyle bir Ortak Devlete razı olmadılar. Kıbrısın tüm yönetimine kendileri el koyma yoluna gittiler; anlaşmaları, uluslararası anlaşmaları çiğneyerek ve Anayasayı çiğneyerek ve soykırımla Türklere saldırılarda bulunarak, Rumlar, 1963 yılında Ortak Devleti yıktılar. Zürih Antlaşması (11 Şubat 1959) Madde 3: Bu Antlaşma hükümlerinin herhangi birinin ihlali (çiğnenmesi) halinde Yunanistan, Türkiye ve İngiltere bu hükümlere saygıyı sağlamak için gerekli girişimlerin yapılması ve önlemlerin alınması maksadıyla aralarında danışmalarda bulunmayı üstlenirler. Üç garantör devletten biri, birlikte veya birbirlerine danışarak (işbirliği halinde) hareket etmek olanağı bulunmadığı taktirde, bu antlaşmanın oluşturduğu durumu (state of affairs) münhasıran yeniden oluşturmak gayesi ile hareket etmek hakkını korumaktadırlar. Atina Yüksek Mahkemesi 21 Mart 1979 tarihinde aldığı kararla Türkiye'nin müdahalesinin, Garanti Anlaşması'nın IV. maddesine göre yasal olduğunu onaylamıştır. Avrupa Konseyi de 29 Temmuz 1974 tarihinde almış olduğu 873 sayılı karar ile Türk müdahalesinin yerinde olduğunu kabul etmiştir. Harekat Kodu: Ayşe Tatile Çıksın 5 Temmuz 1974'te Türkiye, Yunanistan ve İngiltere dışişleri bakanları I. Cenevre Konferansı çalışmalarına başladı. 30 Temmuz'da sona eren konferansta Türk tarafının istekleri doğrultusunda: 'Ada'da bir güvenlik bölgesinin kurulması, Rum ve YunanTürk bölgelerin derhal boşaltılması, esir durumda olan asker ve sivillerin mübâdele edilmeleri veya serbest bırakılmaları, barışın sağlanması ile birlikte anayasaya uygun bir hükûmetin yeniden kurulmasının temini, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde Kıbrıs Türk Toplumu ile Kıbrıs Rum Toplumu olmak üzere iki otonom işgalindeki idarenin mevcûdiyeti' kabul ve ilan edildi. Başbakan Bülent Ecevit, adada gelişmelerin kötüye gitmesi sebebi ile diplomatik görüşmeler yapmak üzere Londra'ya gitti. Ancak Ecevit'e rağmen Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan, Genel Kurmay Başkanı'na Kıbrıs Barış Harekatını başlatma emrini verdi. Erbakan'ın planı, adanın tamamını ele geçirdikten sonra, masada toprakların bir kısmından Kıbrıs Türk Devleti'nin tanınması karşılığı verilmesiydi. Günün erken saatlerinde, Türk Ordusunun Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Kıbrıs'a havadan indirdirme ve denizden çıkarma yapmaya başladı.Acil olarak toplanan TBMM, Hükümete genel savaş açma yetkisi verdi. 14 ilde sıkıyönetim ilan edildi. Bu karar, İngiltere ve Yunanistan Büyükelçilerine bildirildiği gibi Ankara'da bulunan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Sisco'ya da iletildi.Pakistan, Afganistan ve İranTürkiye'ye yardım sözü verdi.Libya Devlet Başkanı Kaddafi ihtiyaç duyulan tüm askerî mühimmatların kullanılabileceğini bildirdi. Türk kuvvetleri 22 Temmuz'da Girne'yi ele geçirdi. Türk paraşütçüleri Kıbrıs'ın başkenti Lefkoşa'nın Türk kesimine indi. Yunan birliklerinin Adada garantör olarak bulunan Türk birliğine saldırması ise, çarpışmaların Ada geneline yayılmasına neden oldu. 22 Temmuz akşamı Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararını kabul etti. Türk müdâhalesi sonucu Yunanistan'daki cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükûmeti de yıkılmıştır. II. Barış Harekatı Ancak 8 Ağustos'ta II. Cenevre Konferansı'nın yapılmakta olduğu zamanda Türklerin 'iyi niyet jesti' olarak Limasol ve Larnaka civarında bir miktar köyü boşaltmış olmalarına rağmen,Millî Muhâfız Alayı ve EOKA-B işgal ettikleri yerleri tahliye etmedikleri gibi ellerindeki esirleri de serbest bırakmamışlardır. Türkiye, Rum-Yunan hükümetleriyle anlaşmanın mümkün olmadığı kararınr vararak 14 Ağustos'ta başlayıp 16 Ağustos'ta sona eren üç günlük II. Barış Harekatını gerçekleştirdi. Apar topar ülkeye dönem Başbakan Bülent Ecevit, Milli Selamet Partisi kanadına ateşkesi kabul etmemeleri halinde hükümetin bozulacağını ifade etti. Bu ateşkes ile Erbakan'ın planı hayata geçmemiş oldu. Harekât neticesinde bir taraftan Magosa'ya diğer taraftan Lefke'ye varılarak Türk tarafının sınırları çizildi. Kıbrıs Türk Barış Harekatının Sonuçları: 1).Adada Türk varlığı ve Türkiyenin ulusal çıkarları korunmuştur . 2)Harekatla 1955-1974 yılları arasında Rum-Yunan ikilisinin baskı ve tehdidi altında yaşamakta olan Türk Halkı, kendine ait olan vatan topraklarına kavuşmuştur . 3)Yunanistan ve Rumların ENOSİS hayalleri, bu harekatla tarihe gömülmüştür. Alıntı
Kıbrıs Barış Harekatı İle İlgili Bir Anı * Rum ve Yunanlıların,Kıbrısı, Yunanistana bağlama arzusu,Rum ve Türklerin ortak yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyetinde çeşitli sorunlara neden olmuş ve sonuçta Türk nüfusun katledilerek adada Türk bırakmama çabalarına kadar varmıştı.24 Temmuz 1974 tarihli France Soir gazetesinin Kıbrıs muhabiri bu konuda şunları yazar: Son derece utandırıcı olayları kendi gözlerimle gördüm.Rumlar, Türk cami ve evlerini ateşe verdiler.Silâhsız ve savunması olmayan Türk köylüleri,Rum çapulcular tarafından yaratılmış dehşet havası içerisinde yaşamaktadırlar.Ellerinde bazukalar olan Rumlar, Türk köylerinde büyük kargaşalara neden olmaktadırlar.Yakın tepelere kaçarak hayatlarını kurtarabilen Türkler,orada ellerinden hiçbir şey gelmeksizin,yağma edilen evlerini seyretmektedirler. Rumların bu hareketleri,insanlık adına utanç vericidir. Almanyanın Sesi Radyosunda konuşan bir Alman turist ise 30 Temmuz 1974 te şunları anlatır: Yunanlıların kasaplığını insan zekası kavrayamaz.Magosa etrafındaki Türk evlerine giren Rum Milli Muhafızları, kadın ve çocuklar üzerine mermi yağdırıyor,büyükleri boğazlıyor ve yakaladıkları Türk kadınların ırzına geçiyorlardı. Türklere yönelik bu saldırıların yoğunluk kazandığı sırada Yunan yanlıları 15 Temmuz 1974 tarihinde bir darbeyle ada yönetimini ellerine geçirmişti.Uluslar arası hukuka aykırı bu durum karşısında Türkiye önce hukuksal bir çözüm bulmaya çalışmış, bu çabalar sonuç vermeyince de 20 Temmuz 1974 tarihinde örnek gösterilen bir amfibi harekâtla adaya müdahale etmiştir.Kıbrıs Barış Harekatı adı verilen bu çıkarmanın ikincisi de 14 Ağustos 1974 günü başlamış ve Türkler büyük katliamdan kurtarıldığı gibi adaya huzur ve barış da gelmiştir. Kıbrıs Barış Harekâtı tüm dünya askeri uzmanlarınca örnek gösterilen başarılı bir çıkarma olmuştur.Kara,deniz ve hava unsurlarının aynı anda kullanıldığı bu çıkarma harekâtı Kıbrıstaki bazı gerçekleri bir kez daha ortaya koymuştur.Birinci gerçek,sözünü ettiğimiz başarılı çıkarmadır.İkincisi ise,Türk ordusunun bilinen kahramanlığıdır. Bunlardan birini Barış Harekâtına katılan emekli Tuğgeneral Sedat METİN şöyle anlatmaktadır: 24 Temmuz 1974 tarihinde bir Yunan Komando Takımı, ATAK TEPEde kurulan 4 kişilik AN/TRC haberleşme postamıza saldırdı.Muhabere Astsubay Başçavuş Bayram GÜMÜŞ son mesajında, Düşman iyice yaklaştı.Cihazları tahrip ediyorum.Son mermimize kadar çarpışacağız, dedi.Astsubay GÜMÜŞ ve üç erimiz şimdi Kıbrısta huzur içerisinde yaşayanlar için şehit düştüler. * turkishfiles Yuannides'in 1974 anıları: Türkiyeye savaş açacaktım kandırıldım ... * Yunanistandaki Albaylar Cuntasının benzeri görülmemiş diktatörü olarak tanımlanan Albay Dimtiris Yoannidis, 1974le ilgili suskunluğunu bozdu ve Sisco ile Kissinger Türkiyenin Kıbrıstaki niyetleri konusunda beni aldattı dedi. (ABD Beni Aldattı) başlığıyla yansıttığı haberinde Yoannidisin, Koridallu Cezaevindeki hücresinde Temmuz 2009da Yorgos Frankoya yaptığı açıklamanın Adesmeftos Tipos isimli Yunan gazetesinde dün yayınlandığını haber verdi. 89 yaşındaki Yoannidisin ABD Dışişlkeri Bakanlığı siyasi liderliğinin o zaman takındığı tavır konusunda öfkeli göründüğünü yazan gazete, Adesmeftos Tiposun haberini özetle şöyle aktardı: AMERİKALILAR ATİNAYI UYUTMAYA ÇALIŞTI. Yoannidis anlatmaya, 20 Temmuz 1974 sabahı Silahlı Kuvvetler Komutanlığında Cumhurbaşkanı Fedonas Gizikis; Başbakan Adamandu Andrutsopulu; Dışişleri ve Savunma bakanları Kiprianu ve Latsudi; kara, hava ve deniz kuvvetleri komutanlarının katıldığı; ABDnin Atina Büyükelçisi Hanry Taksa ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sisconun da hazır bulunduğu kritik toplantıyla başladı. Yoannidise gere Amerikalılar Türk istilası devam ederken Atinayı uyutmaya çalıştı. Toplantı yaptığımız Savunma Bakanlığının 3üncü katındaki toplantı salonuna girer girmez söz alan Sisco bizden kendimize hakim olmamızı istedi. Kendisinin ve Kissingerin Türkleri önümüzdeki 24 saat içerisinde TURDİKi takviye ve Kıbrıslı Türklerin maneviyatını yükseltmek amacıyla 1500 asker bırakarak Kıbrıstan çıkmaya ikna edecekleri vaadinde bulundu. Bu nedenle bizden her türlü savaş faaliyetinden kaçınmamızı istedi dedi. YUMRUĞUMU VURARAK ALDATTINIZ DEDİM Yoannidis, bu noktada kendisinin araya girdiğini ve masaya yumruğunu vurarak Amerikan tarafına bir Türk çıkarma harekatını engellemek amacıyla 6ncı Filonun Mersin açıklarında devriye gezeceğini vaat ederek bizi aldattınız dediğini anlattı. Gerek Gizikis gerek Kiprianosun derhal kalktığını ve iki Amerikalıya İngilizce olarak Türkler derhal çekilmezse Yunanistan NATOdan çıkacak ve Ankaraya savaş ilan edecek uyarısında bulunduğunu söyleyen Yoannidis hemen Silahlı Kuvvetler Komutanı General Grigorios Bonanosa genel seferberlik ilan etme emri verdim. Buna paralel olarak aynı gece BM Güvenlik Konseyinden de bütün taraflara Kıbrısın bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı gösterme çağrısı yapan 353/74 sayılı kararı çıkarttırmaya karar verdik. Yoannidisin anlattığına göre, zamanın Donanma Kurmay Başkanı Petros Arapakise Oniki Adalardaki denizaltılarımızın yarısını Türk gemilerini vurmak üzere Kıbrısa göndermesini emretti ancak Büyükadanın (Kıbrıs) Yunanistanla birleşmesini (ENOSİS) de önerdi. Yoannidis Ancak Amerikalıların arabuluculuğuna halen güvenen Bonanos ve Sisco tereddüt etti. Ancak o zaman Hava Kuvvetleri Komutanı Papanikolau kendisinden elimizdeki fantomları Türklerin üzerine göndermemiz istendiğinde söz konusu uçaklarımızın gerçek olanaklarıyla ilgili analiz yapmaya başladı dedi. * abhaber