Kitaplarını ne yapacaklar? (Sabah'tan) Adalet Ağaoğlu'nun kitaplarını Boğaziçi Üniversitesi'ne bağışlamasıyla, diğer yazarların da kütüphanelerindeki kitapları ne yapacakları merak konusu oldu. Ünlü yazarlar, kitaplarıyla olan ilişkilerini, onları nasıl sakladıklarını ve nereye bağışlayacaklarını Milliyet Sanat'a anlattı. DOĞAN HIZLAN ADIMI TAŞIYAN KÜTÜPHANELERİN DEVAMI GELECEK Sık kullandığım kitaplar Fatih'teki evde duruyor. Gazetedeki odamda sözlükler, ansiklopediler, antolojiler var. Yaşadığım evde de bir kısım kitaplar var. Çünkü okumak için eve getirdiğim kitaplar da orada birikiyor, böylece orası da kütüphaneye dönüşüyor. TÜYAP Kitap Fuarı'nda ve Antalya'da adımı taşıyan kütüphanelerde, özellikle genel bilgi peşinde koşan okurlar için yararlı kitaplar var. TÜYAP'ta benim adımı taşıyan kütüphanede iyi bir İstanbul kitaplığı düzenleniyor. Bu kütüphanelerin devamı gelecek, bir üniversiteyle temaslarım var, sonuçlanmak üzere. Her gün kullandığım, yazılarım için gerekli başvuru kitapları için şimdilik bir şey düşünmüyorum. İleride onları da bir kütüphaneye emanet edebilirim. AYŞE KULİN ESKİ KİTAPLARIMI OĞULLARIMA BIRAKACAĞIM! Kütüphanemin en değerli yanı içindeki eski kitaplar. Bunlara 1828 basımı Moliere'in eserlerini, 1911 basımı Emile Zola'dan 'Nana'yı, 1920 basımı Claude Farrere'den 'Roxelane'yi örnek gösterebilirim. Raflarımı dolduran bu eski kitaplar bana ailemden kaldı. Ayrıca benim almış olduğum Türk yazarların kitapları da var. Nereye taşınsam, ev ev geziyorlar benimle. Evinde eski kitap barındıranlar astım olmaya mahkumdur çünkü tozları alınırken, kitap bitleri nefes borusuna kaçabiliyor. Bir kere yardımcım, eskidiği için bir kitabımı atmıştı. O gün bu gündür, astımı göze aldım, kütüphanemi kimseye temizletmiyorum. Bana dedelerimden kalan eski kitapların hep aile içinde kalmasını umut ederek onları oğullarıma bırakacağım. İLBER ORTAYLI 5 BİN TANESİ GALATARASAY ÜNİVERSİTESİ'NDE Benim zamanımda Türkiye'deki kitaplıklar bugünkü gibi değildi. Bugün çok iyi kütüphaneler var; İstanbul'daki İSAM, Ankara'da Bilkent gibi. 24 saat açıklar... ALKOLİZM GİBİ... Elimdeki kitaplar şu an üç dairemde duruyor. Sayım yapmadım ama şimdilik 30 bin civarında olduğunu düşünüyorum. Anadolu üniversiteleri de "30 bin kitaplık kütüphanemiz var" diye övünüyor, ayıp yani. Kitapların hepsi özel benim için... Ben bunu alkolizm gibi görüyorum bir nevi. Alkolizm adama pek bir yarar getirmez biliyorsun ama bir şekilde yaşatır işte. 5 bin civarı kitabımla Galatasaray Üniversitesi'nde seminer kitaplığı yaptık. Ona yakınını da İSAM'a verdim. SELİM İLERİ ÜNİVERSİTE KİTAPLIĞINA BAĞIŞLAYACAĞIM Kitaplığımdaki hiçbir kitabı birbirinden ayırdığımı söyleyemem. Benim için hepsi özel ve değerli ancak tabii imzalı olanların ayrı yeri var. Kitaplığımla ilgili özel şeyler söyleyemeyeceğim ama sahaflardan bulduğum, benim adıma olmasa da şu an yaşamayan yazarlarımızdan imzalı kitaplarım var. Halit Ziya'nın, Nahid Sırrı'nın, Abdülhak Şinasi Hisar'ın kitapları gibi... Onlara özel bir sevgim olduğunu söyleyebilirim. Adalet Ağaoğlu'nun bağışını çok doğru buluyorum çünkü o imzalı kitaplar sahaflara düştüğünde, yazar açısından kırıcı olabiliyor. Ölümümden sonra olmak kaydıyla, ben de kitaplarımı bir üniversite kitaplığına bağışlamayı düşünüyorum. ŞEBNEM İŞİGÜZEL KIZIM BENİM İÇİN YAZAR MÜZESİ KURACAK! 2000 yılının başında nihayet bir çalışma odam oldu. Kitaplarımı kutulardan çıkarıp raflara dizdikten sonra "Evet artık bu benim kitaplığım" dedim. Benim için dünyanın en güzel kitapları, kütüphanemdeydi. Çalışma mekanıma fazla insan sokmamaya gayret ederim. Hiç hoşlanmam kitap raflarımı inceleyen gözlerden. Kütüphanemden bir kitap çekip karıştırmak isteyenin eline vurasım gelir. Nedeni çocukluğumdan bu yana sakladığım kitaplarımın olması. Bir tek kızım Tamer istediği gibi deşebilir kitaplığımı. Özel notlu kitaplarımı çocuklarımın saklamasını isterim. Kızım garip bir biçimde ben bu dünyadan göçtükten sonra, benim için bir yazar müzesi kurmaya kararlı. Eğer şaka yapmıyorsa, kitaplar orada durabilir.
galiba benim kitapları da yiğenim alır bizim sülalede erkekler kitap okumaz nedense:zuhaha::zuhaha::zuhaha: kalıtsal galiba:füü:
Benim kızım çok küçük. Okumayı sevsin isterim. Ortaokulda klasikleri okuyan çocuklardık. İlginçtir okuduğumuzu da anlardık. Sıkılalım sıkılmayalım, hiçbir kitabı yarım bırakmazdık. Kitaba ve yazana saygımız vardı. Evet kızım inşallah okumayı seven bir çocuk olur. Ben de inşallah ona bırakırım kitaplarımı.