Kürsüden inmeyen kız

'Yazılar, Denemeler.' forumunda Hayâ tarafından 1 Eki 2009 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. Hayâ

    Hayâ New Member

    K / A R S I Z

    [​IMG]


    "Kurtulduğum tüm şaşkınlıklara..."

    Az sonra hayretlerimi boynumdan koparıp, baloncuklarım gibi yeryüzünü işgal etmesini seyredeceğim ellerimden. İtirafları ilkinden çıplak görecek yüzün ve kancıklık adında ihanetler kuduracak aklının sevgi bahanesi...

    Riyanın kollarına doğumundan, nazarlıklar iliştirilmiş mavi gözlerin bile öfkesinden sınırlara çatacak. Korkmadın mı saygıda kusursuz gösterdiğin yanına musibet bulaşmasından. Zincirimin aşındığını bilerek nasıl bir hırçınlığı kıskandın, o itaatin en yakışan yanından. Sen dur! Bu gerçeğe küfürbaz olacak kimsesiz, kahpe duvarlara yazdırmadı adını daha!...

    Sancaktarı olduğun şeffaflık kırkından sonra delirmişleri ipe dizdirse de haklıdır duasıyla beşiğimi kolladın. Neden ıstırapları içine diktiğini anladım. Cefa kefesi taşıp ayaklarıma serildiğinde, tokmaklara kırdırdım kemiklerimi. İstemedim yarınlarına kirli buselerin karanlık geçirmesini…

    Ilık bir mevsim gibisin, mektuplara dargın yazsa da kader, kırmızı şeritlerinde ben varım yasaklı. Kalbinin fırtınalı dalgalarına kapılmadan firarımdan bil şaşkınlığa yakalanışını. İrin sızdırıyorum kendime, şu çaresizlik içinde hangi devirde gelmek istedin de açıldı perde! Sus ne olur, adımda kutsanmış belâ var…

    Ziyanındır gecelerine artan kusursuz ağrı. Hoyrat baharları çağırdığından anlamalıydım adımı yakarışını. Bil ki ne ben leylâyım ne sen mecnun. Padişahların emri var son bir fermanla çıkarılan ülkemden, “karanlıklar aydınlanacak!” Ne kadar zıt yanımdan geçmiştin bedavasına. Haksızsın! Çiğnetme şaşkınlığını avuçlarımdaki yangına…



    Devam mı tamam mı?

    Sanırım biraz mola...

    18:58 03/06/2009


    SEVDE YARDIMCI


    VesseLam​
     
  2. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Devam bacım devam ..
    Üst üste kaç kere okudum aynı satırları..
    Kimi cümlende derin bir iç çektim ..
    Çok da beğendim ..
    Yüreğin var ola..
    Devamına :Lv:​
     
  3. Hayâ

    Hayâ New Member

    EyvAllah gül güzeli.. ;)

    VesseLam
     
  4. Hayâ

    Hayâ New Member

    S i n K ı r ı k l ı k l a r ı

    [​IMG]

    Bir merhaba'm daha kırıldı umudun hüsran çaprazındaki şakaklarımda...
    Yeminlerime sırıtan ayrılıkların koskoca bir geceyi tarumar edişini izledim her şafak vakti görüş mesafemde...

    Çürük heykellerden suretimi, dolunaydan kızıl öfkemi düşük yaptırdım kan gelince ellerimden. Hangi vakte örüldü hislerim ki, zamansız kayboldum derdimden...

    Bir hoşçakal'a yetti nefesim, keskin bıçak darbelerini elbiseme sapladığımda...
    Başkaları kimliksizliğime dua etti fatihasız. Bu sebeple kabrime "yetimlerin annesi" yazılamadı. Çünkü hiçbir kimse yetimlerin annesini öldürecek kadar israil olamadı...

    İsyanlara "muhammedin kızı fatıma" olduğum için tez yetişti murat. Aşka hangi yüzsüz tükürebilir ki! Mecnunu utandırdığımdan bal sürüldü rüyalarıma...

    Şu doğmayan sabahlar var ya! İşte o gecelere sorarlar hâlimi "perişandır" sorgusunda. Cevabı öğrenen aşksızlığından çatlar da, kıyameti kopar başında...

    Hangi zamana yenildiğim ürkütse de çocuklarımı, “aşk elimden kan içiyor” dediğimde yürekleri sarhoş olup uykuya dalıyorlar şehid adında...
    O vakit kimse aşkıma hesap sormaya gelmesin!

    Cehennemi giyinip sırlı acılara gebe kaldığım zamanlara umut/unut adını iliştirdim, yamacına yaban gülünün efsanevi aşkından azıklar bırakarak. Kurtlanmış sevgilerin adını silkeledim hüznümün gölgesinden, feryatları inciten sızılarımla…

    Bir baharı müjdeleyişini sevdim zemherinin en çıplak suretinde. Tuvalime yansıyan gerçekleri üşüdüm gecelerimin harf yığılımlarında. Ezberime kaçırmış olduğum isyanları tükürüşümdü ağıtlarıma yapışan harekesizlik…

    Kaç sıfır yenik hayata yutuluşumu içtim acılar sofrasında, her saat başı ağlayış sesiyle irkildiğimde. Kısır mutluluklarıma ödediğim faturaları sildim hesabımdan. Mahşerim kalabalıklaşacak diye korktum ardımdan…

    Artıklarıyla delirdim, kumbarasından mutluluk çıkınca acıların. Tekrar edildi gaibin çığlığı kulağıma. Her şey silindi bir o kaldı sınırda; bizlerin azaplarında gizli lezzetler vardır

    19:41 02 Temmuz 2009

    SEVDE YARDIMCI

    VesseLam
     
  5. sha.

    sha. ..daha çirkin, daha huysuz

    Cehennemi giyinip sırlı acılara gebe kaldığım zamanlara umut/unut adını iliştirdim, yamacına yaban gülünün efsanevi aşkından azıklar bırakarak. Kurtlanmış sevgilerin adını silkeledim hüznümün gölgesinden, feryatları inciten sızılarımla…


    Naptın böyle gülüm yaa :füü:
    Yüreğin var ola..:Lv:
     
  6. Hayâ

    Hayâ New Member

    K ü r s ü K ı z ı

    [​IMG]

    Baktım ki bir gün, kürsünün üzerindeyim, elimde ne bir kâğıt ne kalem. Her saki edebinden başını indirse de secdesiyle, gözlerini çiğnerdi gülümseyen belki de gülümsetilen gözbebeğim... Bu kürsüde yalan yoktu, heyecan doruklara çan sesi bıraksa da! Palavra duymaktan tiksinleşip buruşan sözler, sırtlarında bir şey taşıyordu. Şüphesiz ki bu, ağır olmasıyla dikkat çekse de fark edilmesi hüzünden geliyordu...

    Annem ne çok kızardı içimdeki Çin seddine! Gurur değildi başını dik tutan, kibir ve öfke de. İki ayağını da kırası gelirdi asıl, kinle dikleşen başların. Bir iklim kokardı sert kavgaların çığlıkla boğuşup, ölümde son bulan sualsiz morglarında. Aslı'nda inkâr edilen her şey bir kâfir bırakmaz ardında. Çünkü büyüleyen kinin doğurganlığı körlükten yeşerir, bütünleşememiş yarım kalanlarla...

    Nedense annemin küçük kızı o kürsüden hiç inemedi, ayaklarında kırmızı pabuçlar olmasına rağmen. Y. Nesil, oyuncak kanatlar dünyaya getirirken o kızı uçuran sihirli peri değildi. Cevabını araya dursun çatlayıncaya kadar ateist proflar! O kız büyüdü ve o tiksinleşip buruşan sözlerin sırtına binenlere inat, hâlâ kürsüsünde kalacak...

    Ay'a teleskopla çıkıp, kraterlerine çarpa çarpa inen gök tanrılarının muradı elbet firavun azgınlığının Musa’sını öldürmekti. Ne zaman ki gök ALLAH'ın adıyla İsâ'yı kalbine aldı, o vakit yansıyan bir sırdı MUHAMMED-s.a.v-!...

    Her küfreden nasıl kâfir kalamıyorsa Vahşi gibi, fıtratını kaybedenlerde gördü o kız esfele safiliynle eş değerleşenleri. İftirasıdır bu zamanın büyülenen gözleriyle başlarındaki kin gururu! An meselesidir kürsüden vatana ihanetle indirilmesi. Hoş, ne ihaneti eden bellidir ne ihaneti ispatlayan. Bir leke çalınacak ya o perdeleri indirilen kıza! Yine de haksızlığa tahammülün başıdır ALLAH, ALLAH, ALLAH...

    Cahilin günlüğünü okuduktan sonrası merhaba der başka bir kıza. Ülkemin her sayfasında bir hüzün, "adam ve olmak" kelimelerini dokurken zihinlerine, kalplere yeşeren umutlar inadına düşürmüştür kürsü kızı. İsmi tanıdık gelmiyor mu size de? O kız, aslı'nda BİR GERÇEĞİ'ni savundu yalnız başına. "Yalnız ve başına". Kelimelerin okunuşuna zıt bir içerikle, bu kavmin başı da TEK, sonu da!...

    Şimdi anneme okusa bunları biri, şaşırıp kalmaz, eminim. O kürsüde ağlayanların hepsi inşirah yutmasına rağmen çağlıyorsa içten, bir anne merhametinin titreyişidir yüreklerinde şaşmaz...

    23-09-2009
    16:08


    SEVDE YARDIMCI

    VesseLam
     
  7. Hayâ

    Hayâ New Member

    EyvAllah Canısım ;)
     
  8. Hayâ

    Hayâ New Member

    Sanki yankın benim . . .

    [​IMG]

    Hafifinden aldırıyorum hüzünkâr susuşuna, toprak kokuyor yeniden acıya bulanmış sokaklarına asi adımları geri atışıma. Öksüzlerin dilinden düşmüyorsun masalsı yanınca. Kahramansızlığımı isimsizleştiriyorum siluetine uzakta. Boğuyorum sözcüklerinin baş harfini uykularıma kaçan yalnızlık kâbusuyla. Gözlerimin ateş olup dokunduğu yerden, ruhunu esirgiyorum seyrimden…

    Seyreden zamanın yıpranmışlığına bağrımdan söktüğüm ah’ları dikiyorum. Hani sorgulamaya dilin varmadan yüreğin cevap isterdi ya yığılıp güçsüz kalışıma sebep aradığında, ürkütmesinden korkardım kansız kalışımın…

    İnle ki, uzuvlarıma sızdırılmış canlarla bir yası tutuşmasın ellerin. Korkusundasın, geleceğime leylâlık bırakmasından Rahman’ın. Sana görmeyi unutturan tüm eylemlerde mecnunun aşk izine rastladım hep. İklimler taşımaktan yoruldu hasretini, ben doğmadan önce taşımıştım alnımda ismini…

    Belkisindesin, o halde kısacık ömürce bu ağrıyı gizlemek haddindir.
    “Allah’ın aşkına! Yusufluğun kaçıncı sayfasını yaşamaktasın züleyhâsız…”

    Parçalanan yangınların doğurgan güzü, ilk defaya perişan etmiyor yağmurları. Çılgınlığıma ver şaşkınlığın muhammedi sevdasını gönlümün. Aklının gel-gitlerine tebessümüm dokunur deliliklerine şahitken. Ve olmamışları olduran fakir bir duadır yarınları bir eden…

    Kalbimin göğüne adını yazdım. Yanınca hasretten gözlerim, üşüdü kalem, titredi ellerim. Gönül dergâhım yashâneye dönmeden, âlemleri devir ve gel! Beyaz bir yangın bu, cehennemin adını yakan. Belki de renksiz yağmurların coşup, himayesini Allah’tan aldığı bir kutsi…

    Gizli bir ilimsin, okunması yalnız bana bahşedilen. Eski Mısır’ın yazı duvarıyım oysaki ben. En güzel cümleleri seçip kitabından bana giydiriyorsun…

    Ne vakit parmaklarımı yorgun harflere uzatsam, geçmişin artıkları bulaşıyor zaman zaman. Bu defa kalbinden yakalıyorum beyaz nuru. Silkelenmiş bir bakışla huzur ekip, merhabasıyla süslüyorsun aşkı…

    Harabelerin sancısıydı ya adı bilemediğimiz sınırlarla gîf dedirten, öfkemiz ilâhi acıların ağırlığına set kurup ağlatırdı bizi. İmkân kapılarında yetim kalan yarınlara kırgındır ifadelerimiz. İçimizdeki kanlı umudu besleyecek bir bahar var hâlâ. Ömür gebe kalırsa sensizliğe, sözüm var, doğmayacağım!..

    Gülümsemelerin çalınsa da İsmail yürekliliğine haktır kurban edilişim. Hangi sürgün böylesine isyânsız kabul edilebilir ki. Edebindendir göğe uskût kesiliş, haydi tut güneşi peygamberden emanet hüznünle. Yak beni isimsiz çocukların annesi adına…


    Bekle beni.. Seni beklediğim gibi..
    Muhammed’in düğünü cennettedir..
    Bil ki cennet, sadece vesiledir..
    Arzım ve arşım üzerine ant olsun,
    Sözüm namusum gibi temizdir!…


    23/temmuz/2009
    19/eylül/2009
    1/kasım/2009


    SEVDE YARDIMCI

    /İzinsiz bir harfin bile yayınlanması kul hakkına delildir. Anlayışınıza teşekkürler/
     

Bu Sayfayı Paylaş