Honora St Leger, yün eğirmektense, kılıç kullanmayı tercih ederdi. Üstelik evliliğin ona göre olmadığını acı bir şekilde öğrenmişti. Dul bir kadın olarak kendisinden beklenen tutum, itaatkâr ve ağırbaşlı olmasıydı. Honora, ne itaatkârdı, ne de ağırbaşlı. O bir savaşçıydı ama bunu bile sır gibi saklaması gerekiyordu. Ewan MacEgan, evlenmek için gözüne Leydi Katherinei kestirmiş olsa da daha ziyade onun ablası Honoranın çekimine kapılmıştı. Hayallerinin gerçekleşmesi, Katherine ile yapacağı bu evliliğe bağlıydı ancak Ewan, Honorayı bir türlü aklından çıkartamıyordu. Arzular, hayallerin önüne geçebilir miydi?