Boynuna o yeşil fuları sarma çocuk, Gece trenlerine binme kaybolursun, Sokaklarda mızıka çalma çocuk, vurulursun. Korkusu kalmış içimizde terk edilmiş çocukların, Yitik yüzlü fotoğraflar duruyor siyah-beyaz. Kırık bir vazo masanın ortasında, Yıkık dökük odada, Susuz ve çiçeksiz.. Tasını tarağını toplayıp gidiyor gökyüzü tepemizden, Korkusunu bırakıyor içimize, Karanlığını. Yalnızlık gibi bir şey düşüveriyor yüreğimizden, Korkusu kalıyor içimizde, Susuzluğu.. Ne vakit kalırsa insan korkusuyla bir başına Ve yalnızlığı çığ gibi büyüyorsa, Sabahları erken kalkmalı daima, Traş olmalı, Saçını sakalını taramalı Ve en güzel giysilerle çıkmalı sokağa Ki gün doğmuyorsa bir daha Ve inancın kefesi bundan yanaysa Ve artık ölümse korkunun soğuk adı, Düşüvermişse yüreğimize, Yapacak bir şey kalmamıştır, Mutluluk adına... Attila İlhan ( 1925 - 2005 )