Ah; ama lanet olasıca dili neler söylemişti öyle, hem de hiç çekinmeden ve bir gram utanmadan. Ama şansa bak ki somurtuk bir suratla, postayı koyup çıktıktan tam beş dakika sonra kendini burada bulması bir olmuştu. Şimdi tamda olmak istediği yerde ama artık olmaktan çekindiği yerde sessizce oturuyordu. Yanındaki koltukta oturan adamın her zerresinin farkında olan benliği, kocaman arabayı dolduran iri bedene her ne kadar çok istese de kayıtsız kalamıyordu. Bu adam ne kadar dengesiz olmuştu son günlerde anlayamıyordu. Oysa tanıştıkları Arda otoriter ve soğukken, bu Arda tam tersine… bir sıcak, bir soğuk, bir yakın, bir uzak durup kafasının içini artık malların atıldığı ambalaj kutusuna çeviriyordu.