Bir gün Ahmed Mekkî Efendi hazretlerinden nasîhat istediler Onlara “Bâyezid-i Bistâmî” hazretlerinden bahsedip, şöyle anlattı: Bu büyük zât, nefsini ıslâh için gündüz gece çalıştı Nice mücâhedeler yaptıysa da, ölmedi yine nefsi Çok üzülüp baktığında, hâlâ “Gurur” ve “Kibir” gördü nefsinde Ömür boyu Rabbine kulluk etmiş, Ona lâyık ibâdet yapmayı çok istemişti Ama yine de Ona lâyık olmamıştı namazları Sonunda Allaha boyun büküp; - Yâ Rabbî, bunca yıldır gayret ettimse de, yine sana lâyık ibâdet yapamadım Namazlarım, Bâyezid’e yakışır oldu hep, dedi Kendisi diyor ki: - Kırk sene, riyâzet yapıp nefsimle uğraştım Onu öldürmek için, yıllarca çile çektim Ve “Yâ Rabbî, senin rızâna, ne sûretle kavuşurum? diye yalvardım O anda gâibten; - Þu testinle şu abân gönlünde bulundukça, Ona kavuşman olmaz! diye bir ses geldi O “Testi” ile “Abâ”yı çıkardım kalbimden Ancak kazanabildim Rabbimin rızâsını ÎMAN NASIL KUVVETLENİR? Bir gün de sevdiği bir gence; - Hayat, hayâldir Dün öldü, yarın belli değil Öyleyse bu günü değerlendir, buyurdu Delikanlı sordu: - Nasıl değerlendireyim efendim? - Dînini öğren ve öğrendiğinle amel et - Îman ne ile kuvvetlenir efendim? - “Allah adamları”nın sohbetiyle - Böyle zatlar yoksa hocam? - Onlar yoksa, kitaplarını oku Kitap okumak, sohbet gibidir Bir “İslâm âlimi”nin kitabını okuyan, onunla sohbet etmiş gibi feyz alır