Pirinç - Lale Müldür

'Ünlü Şairlerden Şiirler' forumunda zipper tarafından 29 Nis 2014 tarihinde açılan konu

  1. zipper

    zipper quae nocent docent

    [​IMG]


    pirinç ülkesi

    pervazlarda beliren ilk

    bir erik yeşili gibi dağılan tepelere

    güneş nasıl kayarsa

    gölge-tarlaların üzerinden

    kalem öylesine kayıyor pirinç kelimelerle

    bu sabah yatağımın kenarında

    bütün günahlarımın silindiğini gösteren

    bir işaret buldum:

    kayık şeklinde bir leğenin içinde

    yüzen bahar dalları...

    ah evet, uzak okuyucu,

    günahların hatırlanmadığı bir yer olmalıydı

    bizim için...


    Hiç kimsenin göndermediği

    artık gönderseler de fark etmez çünkü yazdım

    bundan sonra da göndermeyeceği

    cam bir kutuda yüzen bir krizantem olmalıydı

    evimizin önünden geçen beyaz boneli

    Hollandalı bir kız olmalıydı

    ki elindeki kumral köy ekmeği bana daima

    güzel şeyler hatırlatır

    veya ne bileyim ben sarışın spiral

    bulut halinde saçlarıyla Rapuntzel

    ya da her an bir çam ağacına dönüşüverecekmiş

    duygusunu veren çünkü bordo flütünden daima

    koyu yeşil ezgiler dökülür dökülürdü

    bir Pan olmalıydı...

    bizim için...


    herkesin küçük bir bahçesi olmalıydı

    üzerinde fikir teatisinde bulunabileceği saatlerce

    mesela aramızdan biri bahçesinde gece yarısından sonra

    enteresan bir durum gözlemişse hemen hiç çekinmeden

    arkadaşlarını arayabilmeliydi

    hareket eden cisimler üzerinde pembe mumlar

    kendini gizlemeliydi

    tam gece yarısı olduğunda birdenbire

    Mona Lisa çalmalıydı...

    gümüş kapların içinde bir tadımlık

    yiyecekler olmalıydı...

    ne kötü şimdi şu an dışarı baktığımda

    sana bu derece yabancılaşmam...

    o kadar yakındık ki...

    ama işte şimdi elimi dışarı uzattığımda

    yağmurun yağıp yağmayacağını kavramak dışında

    sana dair hiçbir şey bulamıyor olmam

    sana tutunamamam ki katiller bile geride

    el izi bırakır, ne acı...


    şu an üstümde sarı simlerle işlenmiş

    lacivert kadife eşofman olmasından son derece

    memnun olmama karşılık bütün bunları

    ve başka birçok şeyi bırakıp

    çiçekli ince elbiselerle

    kafamda hasır üçgen bir şapkayla

    sulak pirinç tarlalarında

    seninle yan yana dolaşamayacağımızı

    bilmek ne kötü...

    ah senden bir işaret

    en ufak bir işaret gelse...

    ama belki de o zaman sen Napoli’ye, Sicilya’ya

    hatta Korsika’ya gitmek isterdin de yine bu

    pirinç tarlaları ideası suya düşerdi...

    hatta hiç unutmam bir seferinde ikimiz

    Mısır’a gitmek istemiştik de

    ben kendimi Salzburg’da sense evde bulmuştun...

    senin benimle hiç konuşmadığın günlerdi

    sanki aramızda bir çatlak açılmıştı

    Salzburg’da seni unuttuğum söylenemezdi

    unutmadığım da...

    hiçbir şey çözümlenemiyordu öncesinde de

    sonrasında da geriye dönülmez hareketlerin...

    ben şimdi Paris’te bir Çin lokantasında oyalanıyor

    olsam da bu ancak gülünç bir tedavi, soytarılık

    çünkü biliyorum hatta hepimiz biliyoruz ki

    pirinç tarlaları projesi asla gerçekleşmeyecek

    ve artık hiçbir şey eskisi gibi değil

    olamaz da

    seninle ayrıldığımız günden beri

    bunun için yatak odalarımızda

    başuçlarımızda su dolu bardakların yanında

    mumların yanması gerekmiyor

    artık sözcüklerle sonsuza dek

    oynamak istemiyorum

    bazan gri-mavi bulutların içinden

    sessizliği yararak bir jet uçağı geçiyor

    bu basit gibi görünen gerçeklik imajı birçok şeyi

    bütün sözcüklerin ötesinde

    birden açıklıyor sanki

    bunu bilmek bana yetiyor.
     

Bu Sayfayı Paylaş