XVIII. yüzyılda Almanyaya kendini kabul ettirecek ve Germen Birliğini kuracak olan Prusya, güçlü devletler safına oldukça geç girdi.XVII. yüzyılda, parlak bir siyasi başarıya doğru hızla gelişmesi Hohenzollern Hanedanı, güçlü bir devlet kurmayı ve çağın siyasi çalkantılarından en iyi biçimde yararlanmayı başardılar. Prusya monarşisi, birbirinden çok farklı iki bölge üzerinde kurulmuştu; batıda, Brandenburg margraflığı; doğuda, bir Baltık kıyı ülkesi olan, İslav kökenli Prusya düklüğü. 1415′ten beri Brandenburgu yöneten Hohenzollern Hanedanı bu geniş toprakları güçlü bir merkeziyetçi devlet haline getirmek için mücadele edecekti. Büyük seçici Friedrich Wilhelm (1640-1688) bu siyasetin ilk uygulayıcısı oldu; onun için, Prusya Devletinin gerçek kurucusudur denebilir.Bütün gücüyle topraklarında siyasi birliği kurmaya, devlete saygı kavramını ve disiplini yerleştirmeye çalıştı. Oğlu Friedrich I, İmparatorun yanında savaşarak hem toprak elde etti hem de kral unvanı aldı (1700).Friedrich Iden sonra Prusya tahtına, çağın en gerçekçi hükümdarlarından biri, çavuş-kral adıyla tanınan Friedrich Wilhelm I, kültürsüz, sert ve acımasız bir hükümdardı.Prusyaya Almanyanın en güçlü devleti yapmak için, yetkilerini tam bir despot olarak kullandı.Ordu, devletin belkemiği haline geldi.Bu yeni ordu büyük harcamalar istiyordu.Friedrich Wilhelm I, sıkı bir tasarruf siyaseti ve kusursuz bir mali uygulamayla ülkeyi iktisadi alanda da kalkındırmayı başardı. Çavuş-Kralın en büyük eseri, Friedrich IInin ihtiraslarına başarıyla hizmet edecek olan Prusya ordusu oldu.Bu kadar güçlü bir orduya sahip olan friedrich Wilhelm, devrinin bütün savaşlarına katılabilirdi.Katılmadı; hazineyi ve askerini gereksiz yere harcamak istemedi.Çavuş-kral ölümünde, oğluna Avrupanın en güçlü ve disiplinli ordusunu bırakacaktı. Friedrich II, Almanyaya hükmetme ve Avusturyanın üstünlüğü ile savaşma anının geldiğini biliyordu.Fakat bu ihtiraslı uygulama, çavuş-kralın temelini attığı sağlam yapı sayesinde mümkün olacaktı. Kaynak: Dünya Tarihi Ansiklopedisi sh.125