Rick Riordan - Percy Jackson ve Olimposlular - Son Olimposlu

'Kitap tanıtım' forumunda "DOĞU$" tarafından 14 Mar 2010 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. "DOĞU$"

    "DOĞU$" <b>Eurovision Delisi :)</b>

    Son Olimposlu-Rick Riordan
    [​IMG]
    Arka Kapak

    Bir gün birisi çıkıp size Antik Yunan tanrılarının hâlâ hayatta

    olduklarını söylese ne yapardınız?

    Ya ailenizden birinin bu tanrılardan biri olduğunu öğrenseniz?

    Olağanüstü güçlere sahip olduğunuzun farkına varsanız?


    Yazar:Rick Riordan

    Sayfa Sayısı: 376
    Dili: Türkçe
    Yayınevi: Doğan Kitap
     
  2. Kitapçı

    Kitapçı New Member

    Çok güzel bi kitap teşekkür ederim..
     
  3. pertevpasa

    pertevpasa New Member

    çok güzel
     
  4. ---

    --- New Member

    devamıda benden olsun...
    [​IMG]

    Şanslarının çok az olduklarını bildiklerine rağmen,
    melezler bütün bir sene boyunca Titanlara karşı
    verecekleri savaş için hazırlık yaptılar.Kronos'un
    ordusu artık her zamankinden çok daha güçlü;
    ve gücü,saflarına kattığı her tanrı ve melezle
    birlikte daha da büyüyor.



    Olimposun tanrıları her yeri yakıp yıkan Tayfun'la
    uğraşadursun,Kronos neredeyse savunmasız kalan
    Olimposa,New York'a yürüyor. Şimdi bütün iş Percy
    ve melezler ordusuna kalmış durumda.



    New York Times çok satanlar listesinin müdavimi
    olan bu dizinin son kitabında Percy'nin yıllardır beklenen
    on altıncı yaş kehaneti açığa çıkıyor.Batı medeniyeti,
    Manhattan sokaklarında büyük bir savaş la karşı karşıya
    ve Percy belki de kendi kaderine karşı savaşıyor olmanın korkusuyla yüzleşiyor.
     
  5. ---

    --- New Member

    arkadaşlar face de bi sayfa açtım -son olimposlu- diye kitap hakkında bilgiler felan koydum oradan da bakabilirsiniz...
     
  6. ---

    --- New Member

    son olimposlunun sonuna doğru ''annabeth ve percy''



    annabeth gelip yanıma oturdu.hey mutlu yıllar,dedi.
    elinde biraz dağılmış,mavi renkli pasta vardı.
    ne dedim ona dönüp.
    bügün ağustosun on sekizi,dedi.doğum günün bugün değil miydi?
    afallamıştım.annabeth haklıydı. bu sabah 16 yaşına basmıştım. yani luke'a hançeri vermeye karar verdiğim sabah.kehanet tam gününde gerçekleşmişti ve ben doğum günüm olduğunu unutmuştum
    bir dilek tut deni annabeth.
    pastayı sen mi yaptın ?diye sordum
    tyson da yardım etti.
    pastanın neden tuğlaya benzediği anlaşıldı.üstünde bir de mavi renkli sıvı var.
    annabeth güld.
    birkaç saniye düşünüp mumları üsledim.
    pastayı yarıya kesip bölüstük.sonra da parmaklarımızla yemeye başladık.annabeth yanıma oturdu.birlikte okyanusu izlemeye koyulduk.ormandan cır cır böceklerinin ve canavarların sesleri geliyordu ama her yer yine de sakin sayılırdı.
    dünyayı kurtardın dedi
    dünyayı birlikte kurtardık dedim
    rachel da kahin olduğuna göre artık erkeklerle çıkması mümkün değil.
    pek üzülmüşe benzemiyorsun
    annabeth omuzlarını silkti.bilmem beni ilgilendirmez herhalde dedi
    hıı evt tabi.
    annabeth kaşlarını havaya kaldırdı. bana birşey mi söylemek istiyorsun yosun kafa?dedi
    söylesem popoma tekmeyi indirirsin muhtemelen,dedim.
    bunu yapacağımı biliyorsun dedi
    ellerime bulaşan pastayı sildim.styks nehrine girmiş yenilmez olurken nico beni dünyaya bağlayacak bir şeyi düşünme mi istemişti,dedim.böylece ölümlü olarak kalbilecektim.
    annabeth gözlerini ufka dikmiş beni dinliyordu eee dedi
    sonra olimposa gittiğimizde ,hani bana tanrı olmayıteklif ettiler ya.orada hep şeyi düşünüyordum...
    ha demek tanrı olmayı istedin?
    eh biraz istedim doğrusu. ama sonra vazgeçtim çünkü herşeyin sonsuza dek aynı kalmasını istemiyordum. her şey daha iyi hale gelebilir .o yüzden... sözlerime devam edemedim.boğazım kupkuru olmuştu.
    annabeth yavaşça aklında herhangi biri varmı diye sordu.
    ona bakınca gülmemek için kendisini zor tuttuğunu gördüm
    bana gülüyorsun diye sızlandım
    hayır
    işimi hiç kolaylaştırmıyorsun dedim
    annabeth bu sefer yüksek sesle gülmeye başladı ve kollarını boynuma doladı.senin için asla ama asla işleri kolaylaştırmayacağım yosun kafa dedi buna alışsan iyi olur
    beni öptüğünde beynimin pelte gibi erdiğini hissettim.
    sonsuza dek böyle kalabilirdim ama bir ses arkamızdan oh be nihayet diye kükredi. içeri birdenbire elleri meşaleli bir sürü kampçı girmişti.konuşmamızı gizli gizli dinleyen kampçılar bizi yerimizden kaldırıp omuzlarına alırken clarisse de onlara öncülük ediyordu.
    yapmayın diye bağırdım.insan özel bi konuşma yapamayacakmı buralarda yahu?
    muhabbet kuşlarının ateşini söndürelim dedi clarisse alaycı bir tavırla.
    kano gölüne diye bağırdı connor stoll
    tezahüratlar arsında bizi tepeden aşağıya taşıdılar ama yinede el ele tutuşacak kadar yakın dık. annabeth gülüyordu. bende kendimi tutamamıştım ama suratımın kıpkırmızı kesildiğinin farkındaydım.
    kampçılar bizi göle atana dek el ele tutuştuk
    sonra son gülen ben oldum.suyun altında bir hava balonu oluşturdum.arkadaşlarımız suyun yüzeyine çıkmamızı bekliyorlardı ama hey... ben poseidon'un oğlu olunca suyun altında acle temenize hiç gerek yoktur.

    Gelmiş geçmiş en muhteşem su altı öpüşmesiydi...
     
  7. werdem

    werdem New Member

    bukitap kadar güzel bişi okumadım! herkese tavsiye ederim tümseri 100 numara akumayan çokşey kaybeder
     

Bu Sayfayı Paylaş