Önceki dönemlerde olduğu gibi,Rönesans sanatında da mimari ön plânda olmuştur. Diğer sanatlar genellik mimarî bir eserin tamamlayıcı unsurları olarak yapılmışlardır. Malzeme olarak taş ve mermer kullanılmıştır. Orta Çağ'la kıyaslandığı zaman, Rönesans mimarîsinin özelliklerinden biri de kilise, katedral ve şapel gibi dinî mimarî yanı sıra; köşk, saray ve ev gibi sivil yapılara da fazla yer verilmesidir. Mimarî şekiller, Orta Çağ'daki gibi, alışılmış kurallara uyacak biçimde gelişigüzel çizilmeyip, önceden kararlaştırılan plânlara uygun olarak gruplandırılmıştır. Bunun bir sonucu olarak; I- Rönesans mimarîsinde "inşa edilmiş"ten çok, "modeli yapılmış" izlenimi veren yapılar vardır, II- Her yapının iskeletini meydana getiren duvarlarla örülü bir mekânı ile bunu dıştan saran süslemeli bir kılıf kısmı oluşturulmuştur.Böylece, yapıların farklı şekilde plânlanan iki bölümden oluştuğu tarzında yeni bir kavram gelişmiştir . Yapıların taş iskeletleri basit geometrik şekillerden ibarettir. Bu iske*letin yüksekliği, genişliği ve derinliği arasındaki ilişki de, o oranda net ve anlaşılır bir bütünlüğe sahiptir. Buna karşılık, yapı yüzeylerinde süslemeye özel bir önem verilmiştir . Rönesans döneminin mimarları, Yunan ve Roma sanatından kemer, kub*be, sütun ve dekor gibi unsurlar alarak bazı ortak değerlere ve eski gelenek*lere bağlı kalmışlardır. Ancak, yeni ve özgün üslûplar ortaya koyma imkânı*nı bulmuşlardır. Örneğin, bir yapının biçimini ve ölçülerini kendisi tesbit eden mimar, uygulayacağı düzeni, oranları ve ayrıntıları da kendi belirlemiştir. Ayrıca; çatı desteği olarak beşik tonozun tercih edilmesi, kiliselerde "kubbe"nin vazgeçilmez bir öge olması da Rönesans mimarîsinin genel özellikleri arasındadır. Rönasans Mimarları: Rönesans düşüncesinde "birey"in kazandığı önem, Rönesans mimarîsiyle de doğrulamr. Filippo Brunelleschi (Filip Brunelli), bu üslûbu birkaç yönüyle başlatan ilk Rönesans mimarı olarak yerini almıştır. Leone Battista Alberti ve Donato Bramente ise diğer ileri gelen mimarlar arasında bulunurlar. Brunelleschi (1377-1446): Roma klâsik çağ anıtlarını inceleyen Brunel*leschi, bu kalıntıları kopya etmemiş, ancak değiştirerek değerlendirmiştir. Orta Çağ-Gotik mimarîsinden büyük oranda kopmuş, antik yapı sanatının sütun başlıklarım, üçgen alınlıklarım ve bazı süs öğelerini kullanmıştır. Floransa Katedrali için Roma mimarîsinin ünlü Pantheon'undan etkilene*rek yaptığı kubbe, hemen bütün Rönesans kiliseleri için örnek olmuştur. Se*kiz bölümlüdür. Bölümler arasında taştan yapılı yarım kemer şeklinde kaburgalar bulunmaktadır. Teknik özelliği kadar, hafif konik formu, basit ve yuvarlak pencereleri, kırmızı tuğla örtüsü ile güçlü ve güzel bir görünümü vardır. Beyaz mermerden yapılı bir tepe feneri, bu görünümü tamamlamak*tadırSanatçıya ait diğer eserler arasında bulunan San Lorenzo Kilisesi, onun üslûbunun tam bir özeti ve Rönesans tarzı merkezî plânın ilk örneklerinden biridir. Gerek bu eser ve gerekse Santo Spirto Kilisesinde, ilk Hristiyan bazilikalarında olduğu gibi, nef tekneli bir tavanla örülüdür. Yan nefle ana nefi ayıran korint başlıklı ince sütunlar, yuvarlak kemerlerle birleştirilmiştir. Santo Croce Kilisesi'nin avlusundaki Pazzi Şapeli de merkezî plânlı bir yapıdır. Mekân, kubbe çemberinin de içinde olduğu kare bir alandır. Pazzi Şapeli'nin yapı ve dekorlarında Eski Çağ Yunan ve Roma mimarlık biçimleri kullanılmıştır. Örneğin, giriş üstündeki yuvarlak kemer, Korint başlıklı sütunlar Hellenistik ve Roma tapınaklarında vardır. Bina, Go*tik mimarînin aksine, yatay yüzeylerin egemenliği altındadır.Floransa'da Brunelleschi'ye ait bir diğer eser Yetimler Yurdundur. Ya*pıda yuvarlak ke*merler, Korint baş*lıklı ince sütunlar, kornişler ve pence*re üstü üçgen alın*lıklar kullanılmış*tır. Kemerler ara*sına yapılan kun*daklı çocuk ka*bartmaları ise heykeltraş Delhi Rohbia'ya aittir. Alberti(1404-1472):Aynı za*manda edebiyatçı olan Alberti, bası*lan iki eserinde de {De Picturct, De Regedificatuoria = Yapı Sanatının On kitabı), o zamanki Floransa sanatımn Eski Çağ sanatım aştığım ifade etmiştir. Çağdaşlarına göre farklı düşünen Alberti, mimarî yapılarında da bunu ortaya koymuştur. Örneğin, Brunelleschi üç nefli bazilika plânı uygulamışken, o tek nefli ve kubbeli kilise plâm uygulamıştır. Bu plânda yan neflerin yerini küçük şapeller almıştır. Sanatçımn Saint-Andre Kilisesi bu plândadır .Gerek bu ve gerekse Remi*nd'deki Malatesta (Saint Fransisco) Kilisesi dış cephesiyle dikkati çe*kerler. Giriş kapısının üstündeki üçgen alınlık, ortada biri yüksek ve diğerleri yanda yer alan yuvarlak kemerler Roma zafer takı görünü*mündedir.Floransa'daki Rucellai Sarayı' nın sâde yapısı klâsik mimarî elemanlarla süslenmiştir. Korniş*lerle birbirinden ayrılan üç kattan alt kat kare, diğerleri yuvarlak ke*merli çifte pencerelere sahiptir. Alt katın yüzeyinde Dor, orta katta İyonik üst katta ise Korint başlıklar taşıyan sütunlar bulunur. Bramente: Önceleri ressam olarak sanat faa*liyetlerine giren Donato Bramente, 1482'de Mi*lano'da dekoras*yon ve mimarlık alanında çalış*malarını devam ettirmiştir. Santa Maria de ile Grazie'nin koro bölümünde, mer*mer ve tuğlayla zarif bir çok renklilik gerçek*leştirmiştir Rönesans mimarları, yapmak istedikleri binalarda "fayda" endişesine düş*meden, oranların güzel olmasını, iç mekânların geniş tutulmasını ve bir bütün olarak "güçlü ve görkemli" izlenim bırakmasını arzu etmişlerdir. İşte, Papa II. Julius'un verdiği görevle, bu arzuya Bramente tarafından erişilmiştir. Bu nedenle de Bramente ile Yüksek (Olgun) Rönesans'a geçildiği kabul edilir.Bramente, yuvarlak plânlı, kocaman orta salonu bir dizi şapellerle çevrelenecek ve üstte ise büyük kemerlere oturan yüksek bir kubbenin olacağı bir taslak çizmiştir. Ne var ki, Bramente'nin Saint Pietro Kilisesi tasarısı, bazı karşı çıkmalar ve onun ölümü sebebiyle aynıyla gerçekleşme*miştir. Söz konusu manastır, dev bo*yutluluğu dışında, ilk tasarımıyla fazla alakası olmaksızın, sonradan gelen sa*natçılar tarafından (Michelangelo, Maderna, Lorenzo Bernini) ikmal edilmiştir. Tasarladığı Saint Pietro Kilisesi 'nin avlusunda yaptığı Tempietto adlı eser, Bramente'nin sanatçı kişiliğini ve yete*neğim ortaya koyan somut bir belgedir "Kilisecik" ya da "tapınakçık" olarak sıfatlandırılan Tempietto, Bramente'nin klâsik mimarinin ilke ve kurallarını ken*di özgün anlayışı içinde yansıttığı bir ya*pıdır. Antik düşünceye yakınlık göste*rilerek yuvarlak plânlı yapılan eser, dört basamaklı kaide üzerine inşa edilmiştir.Üstü kubbeli çevresi iseDor üslubunda bir sütun dizisiyle çevrilidir.