Pek tanınmıyorsun üstad artık. Eskisi gibi değil dünyamız. En azından benim gözümde. Ofsayt Osman, Serseri Kazım, Turist Ömer ve aklıma daha gelmeyen film karakterlerini içimize veya en azından içime sindiren bir insan. Ofsayt Osman filminin final sahnesinde ağlarken gülebilen veya gülerken ağlayabilen bir oyuncu. Kaç oyuncu sayabiliriz ki böyle ? Veya senaryosu sıradan ve film akışının biraz sıkıcı biraz da kötü işleyişine rağmen oynadığı karakterinin hakkını vererek en azından ağlatarak veya güldürerek filmi izleten birisi. Yaptığı işe şuan olanlardan fazlasıyla kafa yoran daha iyisi için çabalayan ve hepsinden önemlisi içi dışı bir insan. Hani bir filminde dediği gibi ; "biz içi dışı bir insanlarız. cam gibi. yüzüme bak, ensemden içimi gör." Kaçımız bilir acaba , mezarından asla taze çicek eksik olmadığını. Ve yukarıdaki resimde pek de albenisi olmayan sigaranın insana özel bir şey gelmesi. Gerçekten de dünyada en güzel sigara içen adamdı. Bilmiyorum belki hatırlayan veya arada tv'de veya herhangi bir video izleme sitesinde rastlayan ve izleyen kişiler vardır illa ki. Her zaman olmasa da ara ara filmlerinden replik paylaşmayı ümit ediyorum bu sayfa altında.
Ah Müjgan Ah.. sevgimizin bir tanesiydin müjgan. saçları sırtına kadar sırma sırma dökülür, elleri ufacık, gözleri dört defa lacivertti. ve de her ne hikmetse o da bana gönüllüydü. öyle bir sevdim ki müjgan’ı, dünyamı şaşırdım, haddimi bilemedim, evleniriz gibi geldi bana. evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar, fakir soframız kurulur gibi geldi. sahil bahçesinde gazoz içerekten gizli gizli mal-ü hülya kurardık. sonrada çarşılara giderdik. eşya beğenirdik elden düşme; aynalı konsolumuz topuzlu karyolamız bile olacaktı. müjgan’ın her an her bi daim yanında olacaktım ama olmadı gitti. nereye mi ? paraya gitti abicim paraya nasılda sevmiştim yıllarca ben seni her akşam bekledim yollarını elbet bir gün biz yuva kurarız derken duydum evlenmişsin sen zengin bir gençle zengin olsaydım sensiz kalmazdım her an düşünüp seni hiç ağlamazdım param olsaydı aşkım kalırdın seve seve yanımda benimle yaşardın nikah resimlerimizi de çektirdiydik. sonra karpuzcu raşit ağabeyinin kayınbiraderine borç ederekten nişan yüzüklerimizi de yaptırmıştık. ama müjgan takmadı bunu takamadı uçuverdi elimden. meğer gizlice altın bir kafes bulmuş kendine. müjgan’ın gelinliğini hususi diktirmişler, benim gibi kiralık tel duvak almaya kalkışmamışlar yani öyle sevindim ki. mesut ve bahtiyar olsun diye dualar ettim hergece sonramı ne oldu müjgan gibi bende birbirimize ettiğimiz sözleri ettiğimiz yeminleri unuttum. bir daha mahalleye gelmedi müjgan, gelemedi. bizim dar ve eski sokaklara otomobili sığmıyormuş dediler. senede birkaç ay zaten avrupa’daymış dediler. zaman şifalı bir ilaçtır unutursun dediler, unuttum bende unuttum hiç aklıma gelmedi. hatırlamıyorum Müjgan’ı hatırlamıyorum şimdi Bu şiiride ben yazmadım zaten Unuttum abi bende unuttum Hatırlamıyorum şimdi Müjganın gözleri ne renkti Sadri ALIŞIK
- Cenazesine de gelmedin Kazım. Bi sen gelmedin. + Malum , balıktaydım. - Gelseydin deniz kurumazdı. + O da malum ama boşverdim. - Bi de söylüyorsun. Bu iş sırayla oğlum parayla değil. + İyi ya, madem ki hepimiz günün birinde çekip gideceğiz o halde bunca matem buna kahır niçin , hıı ? - Amma yaptın. + Sizinkisi matem değil zaten korku, korku. Hayat demek ölümü beklemek demektir. Az çok hepimiz denizi, yıldızları ağaçları işte falanları filanları göreceğiz bir çok şeyin tadına bakıcağız. Sonra da ister istemez gidiyor elveda şarkısını söyleyeceğiz. Öyleyse gidenin de kalanın da gönlü hoş olsun.
* Fatoş mu? Meral Soydan ne zamandan beri Fatoş oldu ? - Çok kısa bir müddet çocuklar kitabımı yazmak için kıyafetimle birlikte adımı da değiştirmiştim. O mühitlerde bana inansınlar kendileri gibi sansınlar istiyordum. + Fatoş yani sen Meral misin? - Hııhı .. + Bu köşk möşk bütün bu hikayeler hepsi senin mi yoksa ? - Hııhı .. + Peki o üvey ana ve de kovulmak davası da mı mantardı. - Basit masum bir yalandı hepsi. + Masum haaa.. Hey yavrum hey. * Meral anlat tanıt şunu bize. - hıh belli ki hiçbiriniz kitabımı okumamışsınız. Sizlere kitabımın kahramanı gönlü bol Arif'i tanıtmakla şeref duyuyorum + Demek işin aslı hakkatı bu ha... Susun lan! Bize oynadın demek. Aramıza insan evladı gibi girip yalanını oynadın hırsızlamaya getirip kalplerimizi çaldın ve de alay ettin hepimizle ha ? Hepsini de o kitap için yaptın öyle mi ? Ey yavrum ey... - Merak etme kitabın satışından hisseni alacaksın. %20 vereceğim sana. + Yaa merakımdan geldim zaten. Para davasına geldim. Şuraya bak be, paraymış... para neymiş önce onu anlat da bilelim. Yazık be... yazık, hiç tanımamışsın bizi. İnsanlıktan nasibini almadan gitmişsin aramızdan. Gayri iflah etmezsin sen.
- Hadi oynayin çaçanizi, çalın alafranganızı. Biz de Çakir'in meyhanesinde "hicran, yine hicran mi bu aşkın sonu söyle" şarkısına atalım kendimizi. Bakma ağladığıma. Fatoş... Fatoş öldü diye ağlıyorum, deniz kızı Fatoş, hey yavrum hey.
benim mezarım deniz kenarında olmalı kıyı kıyı yosun bitmeli yeller esmeli sular akmalı kuşlar değil balıklar su içmeli mermer taşımdan başımda düşümde hep bir deniz düüt düüt şirket vapurları yandan çarklı pervanesiz benim bütün mirasım istanbul olmalı kabristanımsa deniz.. ben istanbul'a doğmuşum düşlerim gerçeklerim istanbul bir tanecik kız sevdim kaşı gözü umutları istanbul mavi yeşil kırmızı bütün renkler istanbul deniz ezan martı yunus her bir seste istanbul sevinçlerim hüzünlerim şarkılarım istanbul ben istanbul'a doğmuşum hem mirasım hem mezarım istanbul. sadri alışık
burası umutsuzluk çarşısı ama her dudakta her sabah bin bir umut türküsü bu yokuşun ölüleri ağlamaz ayak sesleri derindedir duyulmaz. güneşler, günler unutmak kadar uzaklarda saklanır; görülmez. bu koskoca gürültü yaşamak mı, beklemek mi ölümü yeniden bilinmez. sevgilerimle karışık Sadri Alışık
Zaten onu hiç sevmedim ben, hiç sevmedim. yalnızlığımı bölüştüm bir ara, hepsi o kadar ; sonra içten gülüştük biraz bir demet çiçek,niyet kuşu, deniz kıyısı, karpuz sergisi, falan filan Sadri Alışık
Ben telefat-ı Adiyeden Paşabahçeli Sadri Alışık Babam Kaptan Rafet Anam zavallı Saffet Ben Elli yıllık bir sinema tiyatro çöpü, Artık çöpler denize dökülmüyor yasak Acaba sarmısaklasak damı saklasak, Sarmısaklamasak damı saklasak Yoksa Bu telefat-ı adiyeyi Hiç mi hiç hatırlamasak. Sadri Alışık