Savruk Yılların Soldurduğu Bedenime Dokun

'Ünlü Şairlerden Şiirler' forumunda DaRkBlooD tarafından 9 Nis 2010 tarihinde açılan konu

Konu etiketleri:
  1. DaRkBlooD

    DaRkBlooD Anne'sinin bidenesi (:

    Savruk Yılların Soldurduğu Bedenime Dokun

    Nilgün Marmara’ya

    Sevgi en solgun mevsiminden
    geçiyor belki de
    ve biterken bir kahramanlık çağı
    bu kanlı operayı seyrettiğim
    alevlerle gölgelenmiş aynadan
    kendime tutkun ayrılıyorum.

    Loş ışıkların altında
    birbirlerine kırık dökük
    aşk öyküleri anlatan
    orospu mesihlerden geçerken...

    Bu artık son kez dokunuşum
    akşamın parmak uçlarına.

    Ey uyumlu şizofrenler
    hüzünlü benciller
    bağışlayın bana bu akşamı...

    Kimsesiz çocukların gözlerinde
    seyrettiğim bu akşamı.

    Birkaç randevu için beklettiğim intiharım
    ve umudun kan kıyısından gelen kadın
    için bağışlayın.

    O esirgeyen gülüşü ve köpüklü eşarbıyla
    gelirdi çünkü
    umudun kan kıyısından gelirdi.

    Ve artık cüzzamlı çocukların yüzlerini
    okşayan elleri
    savruk yılların soldurduğu bedenime
    dokunsa kaygılanmazdı...

    Sevgi en solgun mevsiminden
    geçiyor belki de
    çünkü dönemem bir sokak köpeği gibi
    zehirlediğim yalnızlığıma...

    Ve karşılıksız acılarda boğulurken gülüşüm
    beni sana gittikçe bağlayan utancına sakla
    hüznünü,
    bana çirkinliğimden ve tarihimden uzak
    bir ölüm getir...
    özentisiz ve kendine hayran olmayan
    bir ölüm
    gözlerin ve sesin kadar kesin olan
    bir ölüm...

    En solgun mevsiminden geçiyor sevgi
    unut beni unut, belki de terk ettiğin son
    cehennemdir bu.

    Ve akşam... yoksul anıları aydınlatırken
    ansızın sesine vurulan kör bir kemancı
    kadar
    ince ve dokunaklı olan bu akşam
    başka kıyılarda güneşlenen bir
    alacakaranlık olsam da
    savruk yılların soldurduğu bedenime dokun

    Sesini bağışla bana
    dağılan hayatıma bu akşamı bağışla
    Cezmi Ersöz
     

Bu Sayfayı Paylaş