Ben kalbimle secdenin yerini değiştirmeye gidiyorum el ve taş ve şeytan nefsimle beraber sokağa oynamaya çıkıyorlar sen ve seni ve seviyorum mahrem bir denklem olarak evde kalıyorsunuz Günlerden cuma bugün vertigosu olan bir yetim için dünyayı durdurmalıyım şehri şerheden şahane bir yağmur vururken kaldırımlara gel de cuma mesailerine saldır ayalarımla gel bileklerimi soy omuzlarımdan gel kayboluşlar söyleyen kara bir dudaksa da zenci nasıl olsa güney atlantik ve angola güneş batarken hepimizden daha köktendinci Yaşamak bir avurt kadar içerimdedir bensiz durmaktadır orada onunla ancak güzel bir fotoğrafımız olabilir o fotoğrafa bakıp ağlayabiliriz mesela seni tarih atabilirim zenciliğimin miladına şuramda izin duruyor hala ve yağmurlu yüzün yüzünden boynunun yoldan çıkarak gözlerinin kalbimde attığı taklalar... sana doğru kambura yatarak Öpemeyeceğim bir uzaklıkta durur yaşamak ve sana dokunmam beni son duraktan önce indirir sana dokunamam çünkü yaşamak bir avurt kadar içerimdedir çünkü bana kalırsa cennet kendilerini avurtlarından öpebilenlerindir. Ben zenciyim çöle kara bir seccadeyle saplandım bu çölü geçersem seni susuz bir dudakla öldüreceğim seni geçemezsem bu çölde bir başıma delireceğim çektiğim tespih ipini kopardı parmaklarımı aç kalan çöl aslanına avuçlarımla kendim yedirdim -uysal hayvanlara zaafım var insanlara hiç benzemiyorlar- Biliyorum seni sevmem beni de yırtıcı kılıyor ama sen beyazsın diye ben zenci değilim sen varsın diye kara bir deriyle kaplandım hatta sen bu çağa tüfek sevkiyatını yaparken benden bir zenci olarak iltihaplandın seni de kandırdım ben de kandım bir zenci ve bir beyaz olarak yanyana ancak böyle durabilirdik sandım Ben kalbimle secdenin yerini değiştirmeye gidiyorum zenciyim kanı beş para etmeyen bir zenci kaburgalarımı kırdım göğüs kafesim düştü Hak ve Resul ve Murteza benimle yeniden görüştü bana bir şans daha verdiler sevgilim bütün şalterleri bir bir indirdim matadorlar kudurup saldırdı boğalara seyirci ıslıkladı kaval kemiğime hölderlin fırlattılar bir kule doğurdu bir kule bir kule doğurdu bir kule daha arz kabullenmedi, beni kustu şerrinden Çarmıh çağrılmadıysa İsa neden çıksın ki golgotha'ya? yaka kartım yok adresime postalanmamış mektup yakam yok adresim yok ben yokum dediğim sıra davetiyem düğünün ortasında kendi cebimden çıktı Ben kalbimle secdenin yerini değiştirmeye gidiyorum sokağa çıkıyorum... sanki bizim mahalleye şam valisi olarak atanmış muaviye herkes sünniyim diyor ama kimseyi benzetemiyorum efendime Vurdum yokuş aşağı... baktım bütün arabalar karşıdan geliyor meğer karşı şeride aktarılmışım başım yok uzuvlarım plejik bir yanım zehirlenmiş bir yanımı kesmişler yalnız kalmak isteyene şarkılar hep trajik söylenen tüm şarkılar yalnızlığa kesmişler amaca giden yolda hummalı bir çalışma var bilmiyorum Allahım senden gayrı amaç mı var!? sana yarın ulaşmak isteyen bu amcalar bugünkü zulmü görüp gözünü kime kapar? şu koca podyumu süsleyen uranyumu senin diplerinden çıkarırım Allah'ım bir zenci olarak seninle uyumumu şeytana satacak olursam beni uyar! Ben kalbimle secdenin yerini değiştirdim anketlerde sonuncuyum çıldıracam sevinçten sevgilim seni geçtim çöl düştü ismin göçtü sana artık sevgilim diyemeyeceğim yalnız peygamberi vardır peygamberi olanın ve Allah'a secde eden âdemi hiç es geçmez kalbi başkaya çarpmaz Resul'ü tanıyanın âdeme eğilmeyen Allah'a secde etmez! İhtiyar Dergisi, Haziran 2011